Singer dikiş makinelerinin dünyada 170. Türkiye’de 117. yılı nedeniyle açılan serginin beni heyecanlandırmasının ve soluğu Rahmi Koç Müzesi’nde …
Singer dikiş makinelerinin dünyada 170. Türkiye’de 117. yılı nedeniyle açılan serginin beni heyecanlandırmasının ve soluğu Rahmi Koç Müzesi’nde alıp eski yeni makineleri görmek istememin altında yatan kişisel tarihimle ilgili çok önemli bir ayrıntı. Ayrıntıdan fazlası hatta.
DOĞUM İKRAMİYESİ
Biraz geçmişe gideyim. Annem bana hamileliğinin son döneminde. Aylardan aralık. Babam, yüzbaşı, Kuşadası Askerlik Şubesi Başkanı. O dönemin Kuşadası’nda en yüksek askeri görevli muhtemelen! Gidip gelip annemi sıkıştırıyor, “Hanım, şu çocuğu yılbaşından önce doğur, gözünü seveyim” diyor! Çünkü o dönemin TSK’sinde doğan çocuk başına bir maaş ikramiye veriliyor. Tabii ki küçük rütbeliler, maaşları az olduğundan en çok onların ihtiyacı varken daha az ikramiye alıyor ve buna itiraz ediyorlar! Bunun üzerine yeni yıldan başlayarak herkesin ikramiye olarak aynı parayı almasına karar veriliyor. Ve o miktar, babamın yüzbaşı maaşından daha az! Artık annem mi babamın sözünü dinliyor, ben mi o üzülmesin diye gayret ediyorum bilemem ama yılbaşına bir gün kala, ayın 30’unda doğuyorum! Babam kapıda beklerken beni görmek için bile vakit kaybetmeyip Nüfus İdaresi’ne koşturuyor: Hem ikramiyeyi kurtaracak hem de ilk kızına koyamadığı Yazgülü adını bana koyacak!
Böylece ben bir gün yüzünden her zaman bir yaş daha büyük yazılıyorum!
İKRAMİYE NE OLDU?
Bu hikâyenin Singer ile ne ilgisi var derseniz, o ikramiye parasıyla anneme bir Singer dikiş makinesi alınıyor! Annem kendine ve bize elbiseler dikerdi o makineyle. Hâlâ duruyor, hâlâ çalışıyor! Ayaklı değil, kollu, bildiğin, her genç kızın rüyası bir dikiş makinesi!
UZAKTAN KUMANDALI
Aradan geçen yıllar içinde dikiş makineleri de çok marifet kazandı. Geçmişten günümüze zıplarsak sergide olmayan ama süper akıllı bir makineyle önceden hazırladığınız kumaş ve deseni işlemek için makineye telefonla uzaktan kumanda edebiliyorsunuz!
Sergideki yeni modelleri denedim. Ayaktan pedallı, elektrikli, çok pratik. Nakış işlemek için olanlara fotoğraf çekip koyun, aynısını işliyor. Çarşıdan alınan gömleklere isminizin baş harflerini anında işleyebiliyorsunuz. Tişörtlere desenler yapabiliyorsunuz. Bu makinelerin marifetlerinde yok yok. Tabii konfeksiyonun bu kadar ilerlediği bir dönemde kim evde niye dikiş diksin demeyin. Parça başı iş yapılabilir, nakış ve desen işlenebilir. Ayrıca emekli olduktan sonra bu tür etkinlikler insanı ne güzel oyalar! Ben dikiş dikmeyi bilir ve eskiden dikerdim. Şimdi her şeyi satın alıyoruz?
Rahmi Koç Müzesi’ndeki sergide yüz küsur yıl öncesinin makineleri de var. En yenileri de, Kurtuluş Savaşı’nda bayrağımızı dikmiş makineler de. Singer, Türkiye’de bayilik açan ilk yabancı firma imiş. Dünyada taksitli satışı ilk uygulayan marka aynı zamanda. Bunları bilmeseniz bile Rahmi Koç Müzesi’ne gidip orada bir tur atmak için bile geçerli bir neden. Akşama kadar çıkamazsınız!