Atatürk, devrimleriyle Türkiye Cumhuriyeti’ne çağ atlatırken kültür ve sanat da bu gelişmelerden payını almıştı. Orkestralar, konservatuvarlar …
Atatürk, devrimleriyle Türkiye Cumhuriyeti’ne çağ atlatırken kültür ve sanat da bu gelişmelerden payını almıştı. Orkestralar, konservatuvarlar birbiri ardına kuruldu, genç yetenekler yurtdışına gidip eğitim aldı ve döndüklerinde her biri Türk sanatına altın harflerle isimlerini yazdırdı. ENKA Sanat da 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nde çok özel bir resitale ev sahipliği yapıyor. Günümüzün önde gelen keman virtüözlerinden Cihat Aşkın ile Türkiye’nin en geniş repertuvarlı piyanistlerinden Cana Gürmen, “Atatürk’ü Düşünmek” resitali için bir araya geliyor. Sanatçıların, Schubert’ten Ulvi Cemal Erkin’e özel bir repertuvar seslendireceği resital, bir Selanik Türküsü olan ve düzenlemesi Cihat Aşkın’a ait “Bülbülüm Altın Kafeste” ile son bulacak.Cana Gürmen
‘TEMELLERİ O ATTI’
Konser öncesi Gürmen ve Aşkın ile konuştuk. Bu özel konserin kendisi için ne anlam ifade ettiğini ve nasıl hazırlandıklarını anlatan Cana Gürmen, “ENKA Sanat tarafından 10 Kasım günü Oditoryum’da bir resital vermemiz teklifi geldiğinde çok mutlu oldum ve bir o kadar da heyecanlandım. Aramızdan fiziki olarak ayrılışının 83. yılında izleyicilerle kalp kalbe, sevgili Atamızı anabilmek benim için ne büyük bir onur… En kısa sürede Cihat ile buluşup özellikle Ulu Önderimizin en sevdiği ve o günün anlamını pekiştirecek eserleri düşünerek güzel bir program oluşturduk. Yıkılmış ve dağılmış bir imparatorluktan, kurtuluş mücadelesi vererek Cumhuriyet’i kuran, yaptığı devrimlerle sanat ile klasik müziğin ülkemizdeki temellerini atan sevgili Atamıza minnetimiz sonsuz…” dedi.Cihat Aşkın
REPERTUVAR…
Gürmen, yurtdışında eğitimlerini tamamlayarak yurda dönenler arasında Türk Beşleri olarak anılan çok önemli besteciler olduğunu da dile getirerek “Bu resitalimizde de bu bestecilerden Ulvi Cemal Erkin’in keman piyano için yazdığı ‘Ninni’, ‘Improvisation’ ve ‘Zeybek’ adlı parçalarını özellikle programımıza koyduk” diye konuştu.
Gürmen, konserle ilgili olarak, “Eminim ki bu anlamlı konserde, izleyiciler de bizim gibi heyecanlanacak, duygulanacak ve kalplerimizden yayılan ışık ile hep birlikte Atamızı sevgiyle anacağız. Ona layık olabilmek ve onun açtığı bu yolda ilerleyip klasik müziğin ülkemizde yayılmasına hizmet etmek, benim en büyük ilkem oldu ve daima da olacak” ifadelerini kullandı.
CİHAT AŞKIN : ANMA DUYGUSUNUN ÖTESİNDE…
Cihat Aşkın da konser ile ilgili düşüncelerini ve izleyicilerle 10 Kasım’a özel nasıl bir bağ kurmak istediklerini şu sözlerle anlattı: “10 Kasım’da ‘Atatürk’ü Düşünmek’ başlığı ile vereceğimiz konser artık bir anma duygusunun çok ötesinde olmalı diye düşünüyorum. Anma konserleri genellikle törensel bir havada olur, bizim yapmak istediğimiz bu törensel havanın dışına çıkmak. Atatürk’ü düşünmek, onun 100 yıl önceki vizyonunu anlamaya çalışmak ve dönemine göre yaratmış olduğu ortamı düşünerek bugün ile bir bağ kurmak. Bunu yaparken Türkiye’nin kültür ve sanat alanında yaşamış olduğu büyük değişime atıfta bulunmak, 1927 yılında Wilheml Kempf’in Ankara’da çaldığı konserden sonra Atatürk’ün huzurunda geçirdiği saatlerde ona söyledikleri ile Cevat Memduh Altar’dan benim bizzat duyduklarım, Atatürk’ün anısına da yorumlamak istediğimiz birkaç eseri de programa dahil etmek bu konserin önemli köşe taşlarıdır benim için.”
‘KÖPRÜ KURACAĞIZ’
Aşkın, “Bu konserde dinleyiciye anlatmak istediklerimiz var” diyerek, şunları söyledi: “Zaman zaman konuşmalar ile Atatürk’ün vizyonunu anlatmaya, onun müzik ve kültür alanında gerçekleştirmek istediği şeyleri dinleyiciye sunmaya çalışacağız. Yurtdışına tahsil için yolladığı gençlerin ilk bestelerini çalacağız. O dönemden günümüze bir köprü kuracağız.”