Rusya Federasyonu Başkanı Putin’in, Ukrayna’nın doğusundaki iki bölgede bağımsızlık ilan eden yönetimleri tanıyan kararnameyi imzalaması ve …
Rusya Federasyonu Başkanı Putin’in, Ukrayna’nın doğusundaki iki bölgede bağımsızlık ilan eden yönetimleri tanıyan kararnameyi imzalaması ve bölgeye “barış gücü” göndermesinin ardından Türkiye’nin kuzeyinde gerginlik üst düzeye çıktı. Gelişmeleri Cumhuriyet’e yorumlayan Rusya-Kafkasya uzmanı Prof. Dr. Mitat Çelikpala, Rusya’nın bilinen 19. ve 20. yüzyıl diplomasisi yürüttüğünü kaydetti.
“BENZER SÜRECE GİRİLDİ”
Rusya’nın bu politikasını 1999’dan bu yana yayımladığı güvenlik belgelerinde açıkladığını belirten Çelikpala, “Kendi sınırları dışında Rusça konuşan, etnik Rus nüfusun korunmasını, güvenliğinin sağlanmasını kendi sorumluluğu olarak tanımlamış. İhtiyaç duyduğunda buna göre hareket ediyor. Vatandaşlık veriyor, kimlik dağıtıyor. Sonra Güvenlik talepleri var, bunu karşılamak üzere barış gücü gönderdim’ diyor” diye konuştu.
Ukrayna’daki sürecin 2014-15’ten sonra daha önce 2001’de Gürcistan’ın Abhazya ve Osetya bölgesindeki uygulamalara benzer bir sürece girdiğini anımsatan Çelikpala, “Bu iki bölgede ilerleyen süreçlerde Rusya kara hava üsleri kurdu. Şimdi de Ukrayna’nın doğusunda benzer şeyler olabilir. Orada zaten üniformasız askerler bulunuyordu. Bu aşamadan sonra yeni gidenlerle birlikte askerler üniforma giyebilir. Bu, işgal olarak değerlendirilmiyor. İstihbarat başkanı ‘işgal’ dedi ama Rusya bağımsızlığı tanıma olarak görüyor” dedi.
Putin, bağımsızlık ilan eden Donbas ve Luhansk’ı tanıyan kararnameyi böyle imzaladı.
“DAHA İLERİ GİTMEYECEK”
Rusya’nın Ukrayna’da bu aşamadan sonra daha ileri gitmeyeceğini, Kiev’i işgal etmeyeceğini savunan Çelikpala, “Çünkü maliyeti büyük olur. İşgal etmez. Etseydi Kırım’la birlikte işgal ederdi. Ukrayna’ya karşı kılıç olarak kullandı, ABD ile müzakere edip istediğini alamayınca elini yükseltip tanıdı, bir dış gücün bölgeye girmesini engelledi. Ukrayna da karşılık vermez. Ancak bu bölge uzun süre istikrara kavuşmaz. Azerbaycan-Ermenistan sınırı gibi çatışma bölgesi olur” yorumunu yaptı.
Batı’nın Ukrayna’ya yatırım yapacağını ve ayağa kaldıracağını, AB ve NATO için yol haritası verilebileceğini belirten Çelikpala, “Altyapısını kuruyorlar. Bu işte herkes kazançlı görünüyor. Ruslar kazandıklarını düşünüyorlar. Çünkü AB, güvenliğini ABD ile pazarlık etmeye, yazılı belge verip almaya başladı. Putin yorgunluk ve toplumsal bıkkınlık halinde olan iç kamuoyunu kontrol ediyor. Bürokratik yapıya hâkim olduğunu gösteriyor” dedi.
“ABD KAZANDI”
Sovyetler’in dağılmasının ardından Ukrayna’da Rusya ve Batı’nın sürekli mücadele halinde olduğunu, iktidarın bir o tarafa bir bu tarafa geçtiğini anlatan Çelikpala, gelinen aşamada Moskova’nın nüfuz alanını Berlin’den Ukrayna’nın doğusuna çektiğini söyledi. Çelikpala, “Artık Rusya, Ukrayna üzerinde egemenlik iddiasında bulunamaz” diye konuştu. ABD yönetiminin eski “soğuk savaş kafası” olduğunu, her kötülüğün Ruslardan geldiğini düşündüğünü vurgulayan Çelikpala, “Rusları kışkırttılar. Resme bakınca ABD kazanıyor. Rusya kendi batı sınırını çizdi” değerlendirmesini yaptı.
“TÜRKİYE’Yİ YORACAK”
Rusya’nın bütün politikalarını Doğu Avrupa ve Karadeniz’e yönelteceğini, bunun da Türkiye’yi yoracağını savunan Çelikpala, şöyle konuştu:
“Türkiye ile yeni pazarlıklar başlayacak. Bir sürü senaryo gündeme gelecek. Biz bu dengeyi nasıl kuracağız? Bu gündemimizde olacak. Montrö konusunda Türkiye’ye baskı gelecek. Şu an zaten Karadeniz’de tatbikat yapıyorlar. Ruslar, Baltık donanmasını Karadeniz’e getiriyor. Kerç Boğazı’nı kapatıyor, Ukrayna’nın ticaretini engelliyor. Türkiye’nin gelişmeleri çok iyi yönetmesi lazım; bu S-400 alımına benzemez. Oyunun değiştiğini Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bile anladı. Türkiye’nin coğrafyası büyük, savunulması zor. Nükleer santral, doğalgaz bağlantıları var Rusya’nın elinde, ciddi koz. Büyük pazarlıklar yürüyor. İsrail’le görüşmeler buna örnek.”