Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'in 2024 verileri, ülkedeki gençlerin durumuna dair çarpıcı bir tabloyu gözler önüne serdi. 15-29 yaş aralığındaki yaklaşık 18 milyon gençten 4 milyon 749 bini ne eğitim alıyor ne de herhangi bir işte çalışıyor. Uzmanlar, kayıt dışı verilerle birlikte bu sayının 5 milyonu aştığını ve durumun giderek kötüleştiğini belirtiyor.
Gençler Neden Çalışmıyor ve Okumuyor?
Siyasi ve ekonomik belirsizliklerin yarattığı umutsuzluk, "ev genci" olarak adlandırılan kesimin giderek büyümesine neden oluyor. TÜİK verileri, çalışmayan, okumayan ve iş bulamayan gençlerin evlerine kapanarak adeta bağımlı hale geldiğini ortaya koyuyor. Bu durumun temelinde yatan faktörler ise şöyle sıralanabilir:
- Gelecek Kaygısı: Gençler, ekonomik istikrarsızlık ve işsizlik oranlarının yüksekliği nedeniyle geleceklerinden endişe duyuyor.
- Eğitim Sistemindeki Sorunlar: Eğitim sisteminin yetersizliği ve mezunların iş bulma konusunda yaşadığı zorluklar, gençleri eğitimden uzaklaştırıyor.
- Yetersiz İstihdam Olanakları: Gençlere yönelik yeterli istihdam olanaklarının olmaması, iş bulma umudunu kırıyor.
- Motivasyon Eksikliği: Ekonomik koşullar ve toplumsal baskılar, gençlerin motivasyonunu düşürüyor ve onları pasif bir yaşam tarzına itiyor.
Bu Bir Bekâ Sorunu mu?
Uzmanlar, gençlerin bu durumunu ekonomik olarak gelecekten umut kesme motivasyonuna bağlıyor ve bu durumun ülke için bir bekâ sorunu oluşturabileceği uyarısında bulunuyor. Bu kadar büyük bir kesimin ekonomik döngünün dışında kalması, nüfus artış hızının düşmesi kadar tehlikeli bir durum olarak değerlendiriliyor. Siyaset bilimci Prof. Erdoğan ise genç işsizliğinin sadece bir istatistik değil, toplumsal bir adalet krizi olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor ve kamu destekli programlarla istihdam olanaklarının yaygınlaştırılması gerektiğini savunuyor.
Ekonomide Kayıp Genç Tehlikesi
Geleceğe duyulan güvensizlik, gençleri eğitimden ve çalışma hayatından uzaklaştırıyor. Türkiye genelinde 4 milyon 676 bin gencin ismi ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşünen 15-25 yaş grubundaki 3 milyon gencin TÜİK verilerine göre toplam nüfusa oranı yüzde 22,9 seviyesinde. 15-29 yaş grubunda ise bu oran yüzde 26,4’e çıkıyor. Bu durum, ülke ekonomisi için büyük bir kayıp anlamına geliyor. Gençlerin potansiyelinin değerlendirilememesi, ekonomik büyüme ve kalkınma hedeflerine ulaşılmasını zorlaştırıyor.
Türkiye'nin genç nüfusunun bu denli büyük bir bölümünün eğitim ve istihdam dışında kalması, geleceğimiz için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu sorunun çözümü için devletin, sivil toplum kuruluşlarının ve özel sektörün işbirliği içinde hareket etmesi gerekiyor. Gençlere umut verecek politikaların hayata geçirilmesi, eğitim sisteminin iyileştirilmesi ve istihdam olanaklarının artırılması, bu sorunun üstesinden gelinmesi için atılması gereken adımların başında geliyor. Aksi takdirde, "kayıp bir nesil" tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz.