Piyasalarda iç veri gündeminde PMI verileri ve İstanbul öncü enflasyon gerçekleşmeleri takip edilecek. Öte yandan Rusya’nın Ukrayna’yı işgale …
Piyasalarda iç veri gündeminde PMI verileri ve İstanbul öncü enflasyon gerçekleşmeleri takip edilecek.
Öte yandan Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlaması nedeniyle Batılı devletler tarafından başlatılan yaptırımlar ve gelişmelerin Türkiye ekonomisine etkisi de izlenecek.
Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekatın ardından dolar/TL yılbaşından bu yana seyrettiği 13.5 etrafındaki dar bandı yukarı yönlü ilk kez geçen hafta kırmıştı. Dolar/TL’deki her yükseliş kamunun her geçen gün artan döviz riski nedeniyle endişeyle takip ediliyor.
TL’de geçen hafta Ukrayna işgalinin başlamasıyla gün içinde yüzde 5’e ulaşan kayıplar görülmüş ancak TL daha sonra kayıplarını önemli ölçüde kamu desteğiyle telafi etmişti.
Merkez Bankası (TCMB) Ocak ayı itibarıyla döviz rezervlerinde hem düşüş, hem artış yönlü etki eden daha aktif bir kur politikası izlemeye başladı. Analistler yeni düzeni kamu kontrolünün daha çok olduğu bir kur politikası olarak tanımlıyor.
Bankacılar Aralık’ta 20 milyar dolar, Ocak ayında 3 milyar dolar olduğu tahmin edilen TCMB rezerv kayıplarının Şubat ayının ilk iki haftasında görülmediğini hesaplıyorlardı. Sonrasında ise yeniden döviz piyasasında kamu adımları belirginleşti.
Reuters’a bilgi veren konu hakkında bilgi sahibi bir kaynak, “Kamu geçen hafta sadece bir gün 2.5 milyar dolar satış yapıldı, toplamda (geçen hafta) 4 milyar doları geçti. Ukrayna-Rusya savaşının etkisi günden güne artarak hissedilebilir” dedi.
Bankacılar TCMB analitik bilançodan geçen hafta en az 1.1 milyar dolar rezerv kaybı olduğunu hesaplayabiliyorlar. Ancak ihracatçıların döviz gelirlerinin yüzde 25’in TCMB tarafından satın alınması gibi tutarı açıklanmayan yeni uygulamalar nedeniyle tam tutar hesaplanamıyor. Bankacıların tahminleri TCMB rezervlerinin geçen hafta kur politikasında en az 1.1 milyar dolar olmak üzere 4 milyar dolar civarında kullanıldığı yönünde.
Öte yandan yine bankacıların yaptığı hesaplamaya göre TCMB’nin 25 Şubat ile biten haftada net rezervlerinin bir önceki haftaki 19.8 milyar dolardan yaklaşık 1 milyar dolar gerileyeceği yönünde.
NEGATİF SEYİR DEVAM EDİYOR
TCMB’nin rezervlerine piyasalar swap verilerinden arındırılmış olarak bakıyor ve bu tutar eksi 60 milyar dolardan eksi 45 milyar dolara gelse de belirgin negatif seyrini sürdürüyor.
Dolar/TL bu sabah saat 08.45 itibarıyla 13.78/13.87 seviyesinde işlem gördü.
Gösterge 10 yıllık tahvilde bileşik getiri geçen hafta yüzde 24.79’a kadar yükseldikten sonra dün son işlemde yüzde 24.4 seviyesinde. Türkiye’nin 5 yıllık CDS’leri geçen hafta 613 baz puanı aşarak iki yılın zirvesine ulaştıktan sonra geriledi. CDS dün günü 581/593 baz puandan tamamladı.
ENERJİ MALİYETİ HÜKÜMETİN CARİ FAZLA HEDEFİNİ ZORLAR
Ukrayna’daki savaşın Türkiye ekonomisine ilk etkisi petrol fiyatından geliyor. Brent petrolü geçen hafta 105.70 dolar ile yedi yılın zirvesini gördükten sonra 100 dolar etrafında dalgalanıyor. Aleyhine yaptırım başlatılan Rusya, küresel petrol arzının yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor.
Petrol ve emtia fiyatlarındaki artış, cari fazla hedefleyen ve yüzde 50’ye ulaşan enflasyon problemini cari fazla ile çözmeyi amaçlayan Türkiye ekonomisi için önemli bir risk unsuru.
Türkiye’nin ithalat faturası bir yıldır aralıksız yükselen enerji fiyatlarının da etkisiyle Ocak’ta 8.8 milyar dolarla yeni rekora tırmanırken, Şubat ayından itibaren yapılan ithalat savaş etkisiyle daha da tırmanabilecek enerji maliyetlerini ekonomiye yansıtacak.
Hükümet yeni ekonomi politikasıyla ihracat artışı ve turizm gelirleriyle cari fazla vermeyi hedefliyor olsa da, hem enerji maliyeti hem de bu maliyetin TCMB rezervlerinden karşılanan kısmı son aylarda rekor düzeyde arttı. İstikrarlı döviz kuru ve enflasyonda düşüş için hükümetin gerekli dediği “cari fazla” ise artan ithalat ve rezerv maliyeti nedeniyle her geçen gün daha da zora giriyor.
Ekonomistlerin hesaplamalarına göre Brent petrolünde 10 dolarlık bir artışın Türkiye’nin yıllık enerji ithalatında 4.5-6 milyar dolar yükseltici etki yaratıyor.
Yıl başında elektrik fiyatına yapılan yüzde 120’nin üzerindeki zammın ülke genelinde yarattığı tepkinin ardından fiyat artışlarını bir miktar hafifletecek bir dizi düzenleme değişikliği yapıldı.
Ekonomistlerin yaptığı hesaplamalara göre 1 Mart’ta yürürlüğe giren KDV indirimi ve tarife değişikliklerin Mart ayı enflasyonuna yüzde 0.2- yüzde 0.3 düşürücü etki yapması bekleniyor.
Rusya-Ukrayna geriliminin turizm ile tahıl ve gıda ticareti nedeniyle Türkiye’ye olası etkileri de piyasalarda takip ediliyor.
Reuters’ın geçen hafta yayımladığı analize göre en kötü senaryoda turizimde 35 milyar dolarlık gelir hedefinde 5-6 milyar dolarlık kayıp öngörülüyor.