Müzeyyen Şevkin, Seyhanspor Kulübü Başkanı Zekeriya Turanbayburt ile birlikte Beyazevler Semt Pazarı’nda esnafı ziyaret etti. Şevkin, pazarcılık …
Müzeyyen Şevkin, Seyhanspor Kulübü Başkanı Zekeriya Turanbayburt ile birlikte Beyazevler Semt Pazarı’nda esnafı ziyaret etti. Şevkin, pazarcılık yapan felsefe öğretmeni ve ziraat mühendisliği öğrencisi gençlerle tezgah başında sohbet etti.
7 YILDIR ATANAMADI
Çukurova Üniversitesi Felsefe Öğretmenliği bölümünden 2016 yılında mezun olduktan sonra atanmayan ve pazarda domates satmaya başlayan Serkan Baş, Şevkin’e şunları söyledi:
“Düzlüğe çıkmak için siyasilerin öncelikle hitap şeklinin olumlu olması lazım. Ötekileştirmeden, insanları kategorize etmeden, ‘ocu bucu’ demeden siyaset yapmaları lazım. Halı sahada 9 yaşlarındaki arkadaşlar birbiriyle ‘vatan haini’ diye şakalaşıyor. Bizler ise küçüklüğümüzde birbirimizle lakap takarak, şivelerle, aksanlarla şakalaşırdık. Çocuklar bunu nereden öğreniyor, televizyonlardan. Rol model aldıkları siyasilerden öğreniyor. Bunları basit olarak görürsek sonucu bulur. Aile içine, meskenine, coğrafyana yansır. İlk önce ağzı düzeltmek lazım. Sonra lafta değil özde birlik olmak lazım. ‘Herkese kucak açacağız’ diyor ama hitap şeklini düzeltmesi lazım.
Öğretmenim, atama yok. Felsefe grubu öğretmeniyim. Eğitimi 4 artı 4 artı 4’e çıkardılar. Durumu olmayan bir aile, çocuğunu en iyi dershaneye 2 bin lira borç alıp gönderebiliyordu. Öyle durumu olmayan bir aileden doktor, avukat çıkma sebebi oydu. Sonra ‘Zenginle fakir arasındaki makası daraltacağız’ dediler. ‘Devlet liselerinin kalitesini, niteliğini artıracağız’ dediler. Şimdi etüt merkezlerine hangi anne ya da baba 16 bin lira, 20 bin lira verip gönderebiliyor? Durumu olmayan aile zaten sınıfta kaldı. Zaman, zenginin zamanı oldu. Sosyokültürel olarak aşırı kötü durumdayız. Felsefe de kesinlikle dışlanıyor. 2008 ya da 2010 yılında CHP Meclis’e önerge verdi. ‘Neden felsefe grubuna öğretmen atamıyorsunuz’ diye. Ondan sonra daha da kötüleşti. O zaman 400-500 alım vardı, şimdi 200’lere düştü. Şu an bir toplumun, kalkınmış mı, kalkınmamış mı, onun temel ölçütü felsefe grubu, sosyoloji, psikoloji ile doğru orantılıdır. Bunlara rağbet olması lazım. Bunlara rağbet olursa toplum düzelir, ekonomi düzelir. Gençlerin hepsi yurt dışına gitmek istiyor. Kim ailesinden ayrılmak istiyor? Ama mecbur bırakılıyorlar. İki ila beş bin liraya çalışan arkadaşlarımız var, ama yetmiyor. Ekonomi olmayınca evde sözlü, fiziki şiddet oluyor; kadına şiddet de oluyor. Bunların hepsi tesadüf değil. Kaderci olmamak lazım. Hayatta hiçbir şey tesadüf gelişmez.”
“SERMAYE AYNI AMA PAHALILIK NEDENİYLE EKİM ALANLARI DARALIYOR”
120 dönüm alanda ekim yaparken şimdi 20 dönüme düştüklerini belirten, pazarda ıspanak ve karnabahar satan Çukurova Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bitki Koruma Bölümü 3. Sınıf öğrencisi Mustafa Gücük ise yaşadığı sorunları şöyle anlattı:
“Ülkemizin, aylık bin lira yardım alan bir ülke olmaktan çıkıp kendi kendine ayakta duran insanların oluşturduğu bir ülke olmasını istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz ama engeller çıkıyor. Ziraat mühendisliğinde okuyorum. Ailem çiftçi ama git gide ufalan bir aile. Sermayede değişiklik yok, ancak hayat pahalılığı nedeniyle aynı sermayeyle daha az alanda ekim yapmak zorunda kalıyoruz. Günde en az, banko 300 liralık mazot alıyorum. Taban gübresi iki ton atardık, şimdi bir ton atmak zorunda kaldık.”
“CHP BUNLARI NASIL DÜZELTECEK”
Bir başka pazar esnafı ise ağır sanayide çalışıp emekli olan bir insanın şimdi asgari ücretin altında maaş aldığına dikkat çekerek, “CHP emekliler için proje geliştirecek mi? Asgari ücret üzerinden emekli olanlar bile emekli aylığı olarak en az asgari ücret alıyordu. Şimdi asgari ücretle iş bulunamıyor. İşveren beş bin lira maaş yatırıp bin lirasını geri istiyor. CHP, bunları nasıl düzeltecek” diye sordu.
İbrahim Çetin isimli bir başka pazar esnafı da mazot fiyatlarının düşmemesi halinde ekonominin düzelmesinin mümkün olamayacağını kaydetti.