Öğretmenlerin üzerinde büyük bir baskı var. Bu baskılar, özel okullarda çalışan öğretmenlerde daha da yoğun. Özellikle de küçük, zincir okullara …
Öğretmenlerin üzerinde büyük bir baskı var. Bu baskılar, özel okullarda çalışan öğretmenlerde daha da yoğun. Özellikle de küçük, zincir okullara göre eğitim ücreti daha düşük, “butik” denilen okullarda çalışan öğretmenler, müdür, veli ve öğrenci baskısı altında çok zorlanıyor. Notları “şişirmeleri” istenen öğretmenlerin itiraz etmeleri halinde sınav kâğıtlarına müdahale ediliyor.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Devlet okullarında adeta hangi öğrenciye ne not verileceği, velilerin ısrarlı ricaları ve liyakatsizce atanmış okul yöneticilerinin tembihleriyle belirlenmek istemektedir ki bu eğitim sistemi adına büyüyen bir kanserdir. Maalesef öğretmenin köle olarak görüldüğü özel okullarda ise öğretmen üzerindeki not baskısı daha da vahim yoğunluktadır” dedi.
Velilere müşteri gözüyle bakanların, notları, “müşteri memnuniyeti sağlamak için bir araç” olarak gördüklerine dikkat çeken Özbay, şunları söyledi:
İdarenin tembihlediği notları vermeyen öğretmenler, keyfi gerekçelerle işten çıkarılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
“Cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir” diyen Başöğretmen Atatürk’ün kurduğu bu ülkede, şimdi öğretmenlere emir eri muamelesi yapılmaya çalışılması trajiktir.
– Not verme süreci, eğitimin önemli ölçütlerinden biridir. Bu sürecin sadece öğretmen ve öğrenci arasında tamamlanması gerekir. Aksi, yönetmeliklere de eğitimin ilkelerine de aykırıdır.
– Notların tembihle, ricayla belirlenmesini isteyenler, sadece eğitim emekçisinin iradesini silikleştirmekle kalmamakta, en büyük kötülüğü çocuklarımıza yapmaktadır.
– Velilerimizin anlaması gereken, çocuklarının iyi not almalarını istiyorlarsa bu konuda ne yapılabileceğine ilişkin öğretmene danışmaları ve çocuğun başarısı için birlikte çalışmaları gerektiğidir.”
ÜCRETLER ELDEN
Küçük bir özel okulda öğretmenlik yapan N.S., “butik”diye de tanımlanan bazı özel okullarda yaşanan sorunları şöyle anlattı:
– DERS SAATLERİ ÇOK: Bu tip kurumlar az sayıda öğretmeni, düşük ücretlerle olabildiğince yoğun bir programla çalıştırma gayreti içerisindeler. Çünkü yeni bir öğretmen, bir masraf kalemi daha demek oluyor.
– SİGORTALAR ASGARİ ÜCRETTEN: Yapılan iş sözleşmesinde maaşlar asgari ücret olarak gösteriliyor. Eğer alınan maaş asgari ücretten fazla ise (asgari ücretten daha az olan öğretmenlerimizin sayısı da hiç az değil) kalan kısmını elden veriyorlar. Bu yolla sigorta masraflarını da düşürmüş oluyorlar. Maaşın elden alınan kısmının da ne günü belli ne saati.
– ‘MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ’ ANLAYIŞI: Velileri memnun edebilmek için gereğinden fazla ders, etüt vb. bir sürü şey ekleniyor programa. “Peki, burada sorun ne?” diyebilirsiniz. Sorun, bütün bunlar yapılırken öğrencinin bundan ne kadar faydalanabileceğinden ziyade veliye çok fazla saat ders, etüt vb. hizmetler sunuyor görünmek. Program dışında ekstra yapılan bu dersler için ayrıca bir öğretmen tabii ki yok.
– SINAV KÂĞITLARINA MÜDAHALE: Sınav kâğıtlarının nesnel bir biçimde değerlendirilememesi, kimi zaman idarenin sözlü notlarına müdahalesi. Bu hemen hemen bütün kolejlerde yaşanan bir problem. Ne yazık ki öğretmen kanaatinin önüne başka şeyler geçebiliyor.
– TATİLLERDE ÇALIŞMA: Özel bir okulda çalışan hiçbir öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği tatillerden tam anlamıyla yararlanamaz. Örneğin 15 gün tatil mi var, siz bunun en azından bir haftası burada olun derler. Buna ek olarak kendi yaşadığım başka bir durumdan söz edeyim. Çalıştığım bir kurumda öğrencilerin dersleri 16.00’da bitiyordu ama biz onlarla çıkamıyorduk. Çıkış saatimiz 17.30 olarak belirlenmişti ve bu saatten önce çıkabilmek izne tabiydi.
– KAYIT GÖRÜŞMELERİ: Bazı öğretmenlerden, kayıt alabilmek için velilerle görüşme yapmalarını isteyebiliyorlar. Benim açımdan buradaki problem veli (dolayısıyla öğrenci)-öğretmen arasına para ilişkisinin girmesi. Öğrenciler eğitim hizmetini satın aldığını düşünüyorlar ve bu da öğretmenin saygınlığını zedeliyor. Dolayısıyla eğitimin de niteliği düşüyor.
“ÖĞRETMEN RENCİDE EDİLEMEZ”
Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Zafer Öztürk, özel okul öğretmenlerinin yaşadıkları sorunlarla ilgili şunları söyledi:
“Ülke için iyi öğrenciler yetiştirmek ancak öğretmenin saygınlığını koruyarak mümkün olabilir. Aksi takdirde kaliteli eğitim yapılamaz, öğrencinin ve ülkenin geleceği sağlanamaz.
Bize göre veli hakları savunulmalıdır ancak hiç bir şekilde velinin öğretmemin işine karışmasına ya da öğretmeni rencide etmesine izin verilemez. Bu durumda biz öğretmenin en büyük koruyucusu oluruz.
Bu anlamda öğretmenini korumayan ya da öğretmenini rencide ederek velilerine taviz veren bir özel okul, okul değildir. Üyemiz olmasına da sıcak bakmayız.
NOTLARA MÜDAHALE
Maalesef bazı liselerde notların bir miktar şişirildiği iddiaları var. Bu büyük bir ikilem. Notlar şişirilirse eğitimin kalitesi ve adalet anlayışı çöker. Notları şişirenler de ‘diğer okullar da şişiriyor veya bizim 70’imiz bazı illerde verilen 70’e bakıldığında 90 bile eder’ şeklinde savunma yapıyor.
Bunun çaresi okul başarı puanı hesaba katılırken okulun verdiği notu yine okulun sınavda elde ettiği puan ortalamasına endekslemektir. Bitirme puanı doğrudan hesaba eklendiğinde öğretmen öğrencinin kaderiyle oynayan kişi olmak istemiyor. Ya da bazı okullar bunu öğretmene ahlaksızca bastırıyor.”