Nobel Ödüllü Aziz Sancar’dan Şuşa’ya ‘Zafer’ ziyareti

Nobel ödüllü, Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar resmi temasları kapsamında geldiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de basın toplantısı düzenledi.

İkinci Karabağ Savaşı’nı yakından takip ettiğini belirten Sancar, “Benim için Karabağ zaferi Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki en büyük zaferidir. Gece gündüz 44 gün boyunca takip ettim, büyük onur duydum” dedi.

Şuşa’nın Azerbaycan’ın Kültür Başkenti ilan edildiğine vurgu yapan Sancar, “Kendime, Şuşa işgalden kurtulduktan sonra, Şuşa camisine gidip 2 rekat namaz kılacağım diye söz vermiştim. Bundan sonra ölürsem artık gözüm arkada kalmaz diye düşünüyorum. Allaha şükür bunu yapabildim“ dedi.

Sancar, şu ifadeleri kullandı:

“ABD’nin bağımsızlığını kazanmasının üzerinden 200 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen bu sorunlar hala çözülmedi. ABD’li siyahiler hala ABD’nin alt tabakasını teşkil ediyor. Bunu ABD’yi eleştirmek için söylemiyorum, düzeltmeye çalışan çok insan var fakat durum bu. ABD nüfusunun yüzde 40’ı çok tutuk ve yobaz denecek kadar Hristiyan, geri kalanlar geniş görüşlü ve Müslümanlara karşı açık görüşlüdürler. Fakat yüzde 40 kadar bir kısım var ve bunlara ne yaparsanız yapın Müslümanlara karşı tutumları değişmez.”

“TEMEL BİLİME YATIRIM YAPMAK ÖNEMLİ”

Türk dünyasının bilim ve teknolojide güçlü olması şartıyla ne savaşta ne de masada mağlup olmayacağını belirten Sancar, şunları söyledi:

“Son 5 yıldır elimden geldiği kadar tüm Türk devletlerini ziyaret ediyorum, oradaki devlet yöneticileriyle görüşüyorum ve onlara bilime büyük yatırım yapmalarını anlatmaya çalışıyorum. Teknolojiden ziyade, temel bilim yapmalarını tavsiye ediyorum çünkü teknolojide F-16 uçağı veya başka silahlar var. Onları alabilirsiniz ama bozulunca, satan sizden memnun değilse onu alamaz ve yarı yolda kalırsınız. Bu bakımdan eğer tam bağımsızlık hakkımızı koruyacak seviyeye ulaşmak ve insanlığa katkı yapmak istiyorsak temel bilime çok yatırım yapmalı ve çocuklarımıza temel bilimin önemini tekrar tekrar vurgulamalıyız. Benim laboratuvarım deneysel bir laboratuvardır. Oturup düşünmekle, kitap okumakla, internetten bir şeyler bakmakla deney yapamazsınız. Üniversite laboratuvarda çalışamazsınız deyince biz felce uğradık.”

“ALİYEV İLE GÜZEL VE OLUMLU BİR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİK”

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile güzel ve olumlu bir görüşme gerçekleştirdiğini belirten Sancar,“ Karabağ Savaşını konuştuk. Batı’nın Karabağ Savaşı sırasındaki iki yüzlülüğünü konuştuk. AGİT Minsk Grubu’nun 30 yıllık iki yüzlüğünü konuştuk. Bilim insanıyım ve Türk milliyetçisiyim bunu her zaman söylerim ve her yaptığım işte bunun bir etkisi vardır. Türk milliyetçisi olmanın önemli bir yönü de bilimde kuvvetli olmaktır. Bilimde kuvvetli olmazsak, istediğin kadar milliyetçi ol, istediğin kadar vatanını sev dış güçlerin yaptığına karşı koyamazsın ve onların istediğini yaparsın” ifadelerini kullandı.

“KORONAVİRÜS TABİATTAN ÇIKTI”

Türk dünyasının 750 – 1250 yıllarında dünyada bilim merkezi olduğunu söyleyen Sancar,“ Tabii kaynaklarımız var, insan gücümüz var, bizim büyük potansiyelimiz var. Biz yeter ki gücümüzü temel bilime verelim. Çocuklarımıza erken yaştan temel bilime dayalı eğitim verelim ve deneysel bilimi alıştıralım. Özellikle deneysel bilimi vurguluyorum” dedi.

Korona virüsün Çin’deki laboratuvarda oluşturulduğu söylentilerine de değinen Sancar, “Hem ABD’de, hem de Türkiye’de bir sürü söylenti var. Bilen, bilmeyen bu konuyu konuşuyor. Milletin kafasını karıştırıyorlar. Bunu söyleyen cahildir, okumuş olsa bile cahildir. Korona virüs tabiattan çıktı” ifadelerini kullandı.

“KARABAĞ’DA TAM BİR VAHŞET MANZARASI VAR”

Uçakla Füzuli’ye giderken Karabağ’ın tamamen tahrip edildiğinin açık bir şekilde görüldüğünü belirten Sancar, “Orada ayakta kalan tek bina görmedim, tam bir vahşet manzarası var. Şuşa’da sağda solda ayakta duran evler var ama orada da her şey tahrip edilmiş. Hem bizim hem de insanlık için acıklı bir durum. İnsan insana bunu nasıl yapar? O kadar nefret nereden geliyor? Bunu insan yapmaz” dedi.

Sancar konuşmasında, bilim yapmak isteyen Azerbaycanlı gençlere güvendiğini ve kendisiyle çalışmak isteyenleri seve seve kabul edeceğini de belirtti.