Sedat Peker’in başında olduğu suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, hakkında yakalama kararı bulunan Peker’in de aralarında …
Sedat Peker’in başında olduğu suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, hakkında yakalama kararı bulunan Peker’in de aralarında bulunduğu 26’sı tutuklu 92 şüpheli hakkında hazırlanan ve ağır ceza mahkemesince kabul edilen iddianame, dün gönderildiği ağır ceza mahkemesince kabul edilmişti.
Gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, konuya ilişkin olarak “Sedat Peker davası AKP davası olur!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Peker’in sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlar için “Verdiği bilgiler iddia ya da duyumdan öte, belgeye dayalı, kanıtlı. Zaten yalanlayan da yok. İktidar katında bağır bağır herkes sağır. Demokratik olmasından vazgeçtik, bir nebze kuralları olan bir ülkede hükümet sallanır” diyen Balbay, “Bu dava Sedat Peker’in yargılanmasına dair bir davadan çok, AKP davası olur. Zira Peker’in attığı her adımın bir ayağında ya iktidar var ya da iktidar şemsiyesi” dedi.
Balbay’ın yazısı şöyle:
“Sedat Peker’in 2 Mayıs’ta başlattığı video serisi ve devamındaki Twitter dizilerinden genel bir değerlendirme ile en az 100 dava çıkar. Her şeyden önce “içeriden” bilgi veriyor. “Oradaydım” diyor. “Hep birlikte planladık” diyor. “Bana geldiler” diyor.
Verdiği bilgiler iddia ya da duyumdan öte, belgeye dayalı, kanıtlı. Zaten yalanlayan da yok. İktidar katında bağır bağır herkes sağır. Demokratik olmasından vazgeçtik, bir nebze kuralları olan bir ülkede hükümet sallanır. Bizde sallayan yok.
Ancak bu durum, iktidarın hiçbir şey yapmayacağı anlamına da gelmiyor. Hani herkes diyordu ya, resen harekete geçecek bir savcı yok mu diye. Biz de savcılar artık resen değil, “reisen” harekete geçiyor, diyorduk.
Savcılar nihayet sessizliğini bozdu! Peker’in iddialarını soruşturmak üzere değil, Peker’i soruşturmak üzere!
***
Öncelikle vurgulamak gerekir ki bu dava Sedat Peker’in yargılanmasına dair bir davadan çok, AKP davası olur. Zira Peker’in attığı her adımın bir ayağında ya iktidar var ya da iktidar şemsiyesi. Eğer sadece Peker’i yargılamak isterlerse durum, şunu söylemeye benzer:
100 liralık bir banknotun 50 liralık bölümü sahte, öteki 50 liralık bölümü değil, tertemiz!
Bu ne kadar akılcıysa Sedat Peker’i suçlu ilan edip iktidarı temize çıkarmak da o kadar akılcı olur!
“Sedat Peker ve Suç Örgütü” başlıklı 240 sayfalık iddianamede 26’sı tutuklu 92 şüpheli yer alıyor. Çerçeve bu kadar genişletilince içine suçlar koymak da zor değil elbet. Adam öldürme, suç örgütünün korkutuculuğunu kullanarak yağma başta olmak üzere bir dizi suçtan Peker’e ağırlaştırılmış müebbet hapis ve kalan ömründe 500 yıl kadar ek hapis isteniyor. İddianameye göre ele geçirilen deliller arasında üzerinde SP yazılı tespihler, boş kese ve boş takı kutuları var. Demek ki boşaltanlar bunların da içini boşaltmış!
İddianamede kamuoyunu ikna edecek bir delil olmadığı AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organlarının konuyu gündeme getirmemesinden belli. Gerçi yine de köpürtecek bir yön bulunurdu ama demek ki ortak genel yayın yönetmeni şu aşamada gerek görmedi!
***
Öngörümüz o ki bu iddianame perde gerisindeki bir pazarlık arayışının dışa yansıyan yüzü. Peker’in iddialarına konu olan Halil Falyalı’nın Kıbrıs’ta polise teslim olması da davanın bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Belki de Falyalı konuşmaya ikna edildi. Belki de bu yönde hazırlandı. Peker aleyhine söyleyeceklerini ezberledi!
Geçmişte Sedat Peker’in de sanıkları arasında yer aldığı Ergenekon davalarında kullanılan “gizli tanıklık” burada da gündeme gelebilir.
Peker, içinde siyasilerin de olduğu uyuşturucu trafiğini anlatıyor, tık yok!
Peker, yargıdan gazetecilere iktidarın parçalarını oluşturan pek çok kişinin buluştuğu otelleri anlatıyor, tık yok.
Peker, “Oluk oluk kan akacak”, “Silahlanın” sözlerini iktidarla bağlantılı kişiler ve kurumların bilgisi dahilinde söylediğini ifade ediyor, tık yok.
Bütün bunlardan sonra Peker hakkında iddianame hazırlanıyor.
Dürbünü ters çevirip bakınca bu dava çok iyi olur. Peker, karıştığı tüm olayları ortaklarıyla birlikte anlatır!
Yeryüzünde hiçbir şey dikta rejimlerinden arta kalanlar kadar pis kokmaz!”