Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB ) Para Politikası Kurulu’nca (PPK) aldığı, 100 baz puan faiz indirme kararı sonrası döviz kurunda …
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB ) Para Politikası Kurulu’nca (PPK) aldığı, 100 baz puan faiz indirme kararı sonrası döviz kurunda tarihi rekor yaşandı. Türk Lirası yabancı para birimleri karşısında hızla değer kaybederken, Merkez Bankası’ndan yayınlanan karar metninde, “İndirimde sınırlı alan tamamlandı” ifadelerine yer verildi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin yaptığı açıklamaların, alınan faiz indirimi kararlarında büyük etkisi olduğu söyleniyordu. Daha önce Erdoğan’a rağmen faiz artırma yoluna giden ya da pas geçen Merkez Bankası’nın başkanları görevden alınmıştı. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu da ekonomistlerce, ‘serbest piyasanın gerektirdiği yönde faiz artırımı yapmadığı’ için eleştiriliyordu.
Son kararla birlikte TCMB, 4 ayda toplam 500 baz puan faiz indirmiş oldu. Öte yandan bugünkü faiz indirimine dair açıklanan gerekçede, “İndirimde sınırlı alan tamamlandı” ifadeleri dikkat çekti.
Gazetemiz yazarları Veysel Ulusoy ve Erdal Sağlam, TCMB’nin dikkat çeken o ifadelerini Cumhuriyet.com.tr’den Altuğ Yerlisu’ya değerlendirdi.
FAİZDE BAŞKA İNDİRİM OLMAYACAK MI?
Gazetemiz yazarı Veysel Ulusoy, faiz kararı sonrası yayınlanan metindeki ifadeye ilişkin,“2022 ilk çeyreğe ve ikinci çeyreğe bakıp ona göre değerlendireceğiz anlamına geliyor. 2022’nin birinci çeyreğinin sonundan itibaren, yani Nisan ayından sonra düşürüleceği iması var” dedi.
Ulusoy, “2022’de enflasyon oranının üç haneye çıkma olasılığının arttığını düşünürsek faizlerin inanılmaz derecede yukarıya çıkma olasılığının arttığını da söyleyebiliriz” diye konuştu.
Ulusoy, “Metinde yer alan ifadeye rağmen Saray’ın talimatları doğrultusunda faiz indirimine gidilebilir mi” sorusuna ise “Faizin siyasetten arındırılmamış bir yapıda olması ve inat ekonomisiyle ekonominin nereye gideceğini kestirmek, bir ekonomist olarak beni zorlamıyor değil” diye yanıt verdi.
“TAHMİN YAPMAK KOLAY DEĞİL”
Bundan sonra alınacak kararları değerlendirmenin bir ekonomist açısından kolay olmadığını belirten Ulusoy, asgari ücrete ilişkin de açıklamalarda bulundu. “Asgari ücrette yüzde oranı tartışmak kadar akıl dışı bir şey yok. Asgari ücretin Aralık sonundaki enflasyondan sonra belirlenmesi gerekir. Minimum asgari ücretin şu an 5.500 – 6 bin civarında olması gerekir” diyen Ulusoy, asgari ücret artarsa enflasyon da artar iddialarına ilişkin ise “Ortalama ücretin asgari ücret olduğu bir toplumda alım gücünü yerine koymak enflasyonu artırmaz. Raflara etkisi kapsamında milli geliri artırıp bir dönem sonra enflasyonu aşağı seçecek bir yapıya evrilebilir” şeklinde konuştu.
“BUNDAN SONRA İNDİRİM YAPMAYACAĞIM” ANLAMINA GELİYOR
Ayrıca, TCMB’nin dikkat çeken açıklamasını Cumhuriyet’e değerlendiren Erdal Sağlam, geçen ayki faiz kararı metninde de sınırlı bir alan kaldığını hatırlattı. Bu kararla o sınırlı alanın aşıldığını söyleyen Sağlam, kararın TCMB açısından, “Bundan sonra indirim yapmayacağım” anlamına geldiğini vurguladı.
Saray’ın baskısıyla faiz indiriminin devam edebileceğini belirten Sağlam, “Özellikle yabancı bankalarda, faiz indiriminin devam edeceği yönünde bir algı var. Yabancı bankaların analizlerinde bu yönde yazılar çıkıyor. Bu ifade, faiz indirimine önümüzdeki yılın başlarında da devam edeceği yolundaki analizleri reddetmek için koyulan bir ibare” diye konuştu.
ASGARİ ÜCRET VE ENFLASYON
Asgari ücrette yüksek artış yapılmasının, enflasyonun daha da artmasına yol açacağını söyleyen Erdal Sağlam, “ÜFE ile TÜFE arasında büyük bir fark var. Artışlar TÜFE’ye yansımamıştı. Talep artarsa bunlar da yansımaya başlayacak. Asgari ücretin artması talebin artmasına sebep olacak” dedi.
Sağlam, bundan sonraki tablo için ise “Dolarizasyon artacak, bu enflasyonun artışına sebep olacak. Enflasyon arttıkça dolar da artacak. Kötü bir sarmala giriliyor” diye konuştu.