İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ı ziyaret etti. Akşener ve Erbakan, görüşme sonrasında …
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ı ziyaret etti. Akşener ve Erbakan, görüşme sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.
Akşener, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği “Suriye’ye harekât” sinyaline ilişkin, “Şahsım devleti olunca böyle oluyor. Kişisel kızgınlıklar, kişisel dostluklar, kişisel itibarın Türkiye’nin itibarının önüne geçmesi, duygusal, bipolar bir dış politika, Türkiye’yi sadece Suriye’de değil her yerde bu duruma getirdi. Erdoğan’a küçük tavsiyem olsun: Ne zaman birine ‘dostum’ diyorsa düşman oluyor; bu konuda daha dikkatli olmasını öneririm” dedi.
Akşener, Erbakan ile görüşmeye ilişkin, “Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlara dair, ekonomiye, dış politikaya dair istişarede bulunduk. Kendilerinden çok istifade ettim, tekrar teşekkür ediyorum. İstişarenin Türkiye’de unutulan bir konu olduğunu, Türkiye’ye yeniden hatırlatmak, siyasilerin birbirleri ile istişare ederek tecrübelerini, birikimlerini Türkiye lehine birleştirmesinin çok önemli olduğunu, istişarenin Türkiye’de unutulan bir konu olduğunu yeniden hatırlatmak isteriz” dedi. Erbakan da Akşener’e teşekkür etti ve “Bıçak kemiğe dayandı, milletimiz için neler yapılabilir bunları görüştük” açıklaması yaptı.
‘KİŞİSEL İTİBARIN TÜRKİYE’NİN ÖNÜNE GEÇMESİ BU HALE GETİRDİ’
Akşener, Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Suriye’ye Harekât” söylemleri hakkında, “Şahsım devleti olunca böyle oluyor. Kişisel kızgınlıklar, kişisel dostluklar, kişisel itibarın Türkiye’nin itibarının önüne geçmesi, duygusal, bipolar bir dış politika, Türkiye’yi sadece Suriye’de değil her yerde bu duruma getirdi” dedi. Akşener şunları söyledi:
“Biz İYİ Parti olarak ister Suriye ister başka ülke olsun Türkiye’nin çıkarları üzerinden, devlet kavramı üzerinden bakarız. Bugün itibariyle 5 arkadaşıma bu konuyu çalışmaları için talimat verdim. Biz, devlet zaviyesinden, Türkiye’nin çıkarları açısından, milletinizin refahı, birliği, beraberliği açısından balarız. Erdoğan’a küçük tavsiyem olsun: Ne zaman birine ‘dostum’ diyorsa düşman oluyor; bu konuda daha dikkatli olmasını öneririm.”
Erbakan da konuya ilişkin, “Bir defa gömleğin ilk düğmesi değil 10 düğmesi yanlış iliklenerek geldiği için ne yapacağımızı şaşırmış bir durumdayız. Burada adeta bir bataklığın içine girildi. Şam’da namaz kılacağız derken Kilis’te de abdest bile alamayacak duruma geliyoruz, çünkü bombalar Kilis’e kadar düşüyor” açıklaması yaptı.
‘FETÖ TAKTİĞİ DİYEREK HAFİFLETMEYE ÇALIŞMAK BİR İÇİŞLERİ BAKANI’NA YAKIŞMAZ’
Akşener, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “siyasi cinayet” tartışması için “FETÖ taktiği” demesine tepki gösterdi. Akşener, “Erdoğan başbakanken suyunun zehirli olduğu iddiaları ortaya atılmıştı ve çok üzülmüştük. O zehirleme iddiasında olanların kim olduğunu öğrenemedik, demek ki böyle şeyler oluyor” dedi ve şunları aktardı:
“Soylu’nun ‘FETÖ taklitleri’ iddiasını nasıl değerlendireceğimi bilemiyorum. Soylu’nun bir mülakatını okudum. PKK terör örgütünün bir genelgesini ele geçirdiklerini, bu genelgede İYİ Parti’nin, CHP’nin HDP’nin adının geçtiğini söylüyor. Ben, terör örgütleri üzerinde çalışmış bir hocayım. Terör örgütleri eskiden yazılı çizili iş bırakmazdı. Demek ki çözüm sürecinde PKK ile masaya oturulduğu için artık resmi yazılar yazılmaya başlanmış. Böyle bir belgenin tecrübeli bir İçişleri Bakanı tarafından açıklanması ayrı bir soru işaretidir. Çünkü istihbarat bilgisi açıklamaz, gereği yapılır. Türkiye’de devlet krizi olduğunu düşünüyorum. Bizi yönetenleri, ciddiyete davet ediyorum. Her bir cümleyi FETÖ üzerinden tanımlarsanız… Kılıçdaroğlu, bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı. Dolayısıyla kendisine ciddi oranda böyle duyumlar geliyordur. Ciddiye alınacak oranda geliyordur ki bunu kamuoyuyla paylaşmış. Bu duyumların ciddiye alınmasının yolu, kendisine bu bilgilerin kaynağının sorulmasından geçer. Onu da yapacak olan Cumhuriyet savcılarıdır. Ciddiyet bunu gerektirir. Dedikodu yapmak, ‘FETÖ taktiği’ diyerek hafifletmeye çalışmak bir içişleri bakanına yakışmaz. Ve FETÖ meselelerini de sulandırır. Devlet ciddiyetini de biz anlatmak zorundayız ya inanamıyorum Türkiye’nin haline.”