Güzel bir eylül akşamı, dolunaya iki gün kala klasik müzik dinlemenin keyfi muhteşem. Orkestra çalar, şef Cem Mansur, gözlerini kapatırsın …
Güzel bir eylül akşamı, dolunaya iki gün kala klasik müzik dinlemenin keyfi muhteşem. Orkestra çalar, şef Cem Mansur, gözlerini kapatırsın kendini hafiflemiş hissedersin. İşte buna müziğin gücü deniyor.
Pandemi günlerinde herkes özellikle de sanatçılar zor günler yaşadı, şimdi yaraların iyileşme zamanı. Cem Mansur da öyle söylüyor. “Sanatın sizi iyileştirmesine izin verin ve konserlere gelin” diyen Mansur, “Yakın zamanda kapalı salonlarda konser vereceğiz, oldukça güvenli merak etmeyin, yüzde 50 kapasiteli olacak” diyor.
Sanata hayatınızda yer verin, tiyatroya gidin, konsere, sergiye zaman ayırın. Çünkü sanat hepimiz için.
Konserden bahsedecek olursak, şef Mansur konserde eseri çaldıktan sonra hikâyesini anlatmayı seviyor.
Jacques Offenbach tarafından yazılan şarkı “Barcarolle” operetten aryalar ile başlayan konser, P. İ. Çaykovski’nin “Fındıkkıran” Süiti ve P. Dukas’ın “Sihirbazın Çırağı” eserleri ile devam etti.
Benim için süpriz niteliğinde olan ise yorumunu çok beğendiğim gecenin solisti soprano Hale Soner’di.
Eseri seslendirirken sesine olan hakimiyeti, coşkusu ve tavrı ayakta alkışlanmaya değer bir sanatçı.
Mansur’un, Soner’i anons ederken, “Konserlerde birlikte olmayı çok sevdiğim ve uzun süredir bir arada sahnede olamadığım çok başarılı bulduğum” cümleleri seyirciyi de heyecanlandırdı.
Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası, Cem Mansur ve Hale Soner ayakta ve uzun uzun alkışlandı.
Seyircinin coşkusu ve bitmeyen alkışı Mansur’u geri döndürdü ve programda yer almayan yine Çaykovski’nin “Kuğu Gölü” eserini çaldı orkestra…
Mansur son kez mikrofonu eline aldı ve pandemiye rağmen hiç olmadıkları kadar yoğun bir yaz dönemi geçirdiklerini söyledi.
“Kuğu Gölü”nü çalmaya geçmeden önce anlatmadan yapamayacağım” diyen Mansur, “Ankara’da bir gün ofiste konuşurken biri ‘Operaya Kuğu Gölü için gidiyorum’ diyor, diğeri ‘Ya Kuğu Gölü için operaya gitmeye ne gerek var. Kuğulu Park var ya yakınımızda’ diyor. Sevil Berberi ile ilgili de benzer hikâyeler vardır” diyen Mansur, seyircileri güldürdü.
Uzun süren yaz konserlerinin çıkış noktasını da hatırlatacak olursak: İlham perisi sahnede görünür ve seyirciye dönerek amacının Hoffmann’ın tüm dikkatini kendine çekmek, onun tüm diğer sevdiklerinden ayrılmasını sağlamak ve böylece Hoffmann’ı tamamen kendine – şiire – hasretmesine neden olmak istediğini ilan eder.
Sonuç olarak Cemal Reşit Rey (CRR) Senfoni Orkestrası’nın, klasiklerin hepimizin olduğu ve şehrin her noktasına ulaşması gerektiği düşüncesinden yola çıkarak hazırladığı, sekiz konserlik “İstanbul’da Senfonik Yaz” konser dizisinin son konseri “Masallar” ile bitti.
Şimdi hepimiz kapalı salonlara…