Editörün notu: Bu haberin içeriğinde bazı okuyucularımızın rahatsız olabileceği ifadeler yer almaktadır. Van’da eşi tarafından maruz bırakıldığı …
Editörün notu: Bu haberin içeriğinde bazı okuyucularımızın rahatsız olabileceği ifadeler yer almaktadır.
Van’da eşi tarafından maruz bırakıldığı şiddet sonucu felç kalan çiğdem E., yaşadığı olayda ihmallerin olduğunu söyledi. Çidem E., yoğun bakımdan uyandıktan sonra intihar etmediğini ve camdan atlamadığını, kendisi için intihar süsü verildiğini belirtti. Açılan davada gerekli gelişmelerin yaşanmadığını ve kayıtların tutulmadığını anlatan Çidem, yaşadıklarını Cumhuriyet.com.tr’den Sinem Nazlı Demir’e anlattı.
‘BAŞIMA BİR ŞEY GELİRSE BU İNSANLARDAN BİLİN’
Maruz bırakıldığınız şiddet nasıl başladı?
‘Altı yıl önce S.E. isimli kişiyle evlendim. Ailem ilk başta evlenmemi istemedi ancak sonra ara sıra aileler görüşmeye başladı ve kabullenmek durumunda kaldılar. Evliliğimin ikinci yılında, altınlarım satıldıkran sonra sorunlar yaşanmaya başladı. Bana kaynanam ve ailesi tarafından baskı yapılmaya başlandı ve eşim de yanımda durmadı. Başta kaynanam ve görümcelerim olmak üzere kocamın tarafından psikolojik şiddet görmeye başladım. Beni küçümsediler ve hakaretlere maruz kaldım. Olaydan bir hafta önce babama da sorunlarımızın olduğunu söyledim. Olaydan sekiz ay önce eşim beni boğmaya çalıştı ve beş yaşındaki kızım da şahit oldu. Hemen halama telefon açtım ve ‘başıma bir şey gelirse bu insanlardan bilin‘ dedim halama.’
‘BOYNUMU KIRDI. O ANDAN SONRASINI HATIRLAMIYORUM’
Olay nasıl gerçekleşti?
‘Benim 2 kız çocuğum var. 24 Nisan benim küçük kız çocuğumun doğum günü. Kocamdan eve pasta getirmesini istedim. Ama bana yanıt vermedi, dışarı çıktım pasta almaya. Ama kocamı manav dükkanımızda bir başka kadınla gördüm. Orası bizim dükkanımız ve dükkanımızın kasiyeriyle üst katta yemek yerken gördüm ve tartışmaya başladık. Sonrasında eve geldim. Kocam eve gelirken bizim evin zilini çalmadı. Alt kattaki evin zilini çalmış. Ben de doğum günü partisine gelen çocuklardan biri olduğunu düşündüm ve hemen açtım kapıyı. Bir baktım karşımda o cani. Beni dövmeye başladı. Saçlarımı çekti ve derimden kopardı. Babamı aradım ama açamadı o sıra. Sonra hemen polisi aradım ve kayıtlarım da mevcut. O anda kocam bana tekrar saldırdı ve elimden telefonumu aldı. Boynumu çevirdi ve kırdı. Ben bunu hissettim. O andan sonrasını hatırlamıyorum.’
‘MUTLU BİR İNSAN NEDEN POLİSİ ARAR?’
Olaydan sonrası nasıl ilerledi ve dava şu an ne durumda?
’27 gün yoğun bakımda kaldım. Aileme benim intihar ettiğimi söylediler. Ben intihar etmedim. Benim kendimi attığımı söylediler ve intihar süsü verdiler. Cinayet büro bu olaya dahil edilmemiş. Adli tıp daha detaylı araştırma yapmalı. Savcı üç kere tutuklamama kararı almasına rağmen mahkeme bunu reddediyor. Bu yüzden tutuklu değil. Benim raporlarımı eksik yazdılar. Boğazımda iz vardı. Cinayet büro bu işin içine müdahil olmalı. On bir doktor beni ameliyat etti. Ve bana canlı olarak düşmediğimi, atıldığımı ve yan düştüğümü söyledi. Adli tıp detaylı bir araştırma yaparsa her şey ortaya çıkacak. Hala elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor. Benim boynumdan aşağım felç. Sesimin duyulmasını istiyorum. Ben canımı ortaya koyarak bu yaşadıklarımın bilinmesini ve araştırılmasını istiyorum. Mutlu bir insan neden polisi arar? Her şey açığa kavuşmalı.’