Birgün gazetesi yazarı Timur Soykan, avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin yeni iddiaları köşesine taşıdı. Sahibi olduğu lokantada …
Birgün gazetesi yazarı Timur Soykan, avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin yeni iddiaları köşesine taşıdı.
Sahibi olduğu lokantada öldürülen avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun ortağı avukat Süleyman Canacankatan’ın evine iki hafta önce ‘hırsız’ girdiğini yazan Soykan, “Bu sadece bir rastlantı mı?” diye sordu.
Gülgün Feyman’ın programına konuk olan avukat Leman Türkmenoğlu’nun iddialarına yer veren Soykan, Mahmutyazıcıoğlu’nun ortağı Süleyman Canacankatan’ın ‘tefecilik organizasyonu’ içinde olduğunu yazdı.
Cinayetin ardından yeraltı dünyasının meşhur isimlerinin gündemde olduğunu ifade Soykan, “Yeraltı dünyasında iki grup arasındaki alacak-verecek meselesinin bu cinayete neden olduğu iddiaları da var” dedi.
5 YIL SONRA AYNI LOKANTADA YENİ CİNAYET
Soykan’ın yazısı şöyle:
Avukat Kudbedin Kaya, Kasım 2017’de İstanbul Yeşilköy’deki Cundalı Balık Lokantası’nda iki arkadaşıyla yemek yiyordu. Baronlar Savaşı’nın davasında Orhan Ünğan’ın avukatıydı. Uyuşturucu baronu olduğu iddia edilen Naci Sharifi Zindaşti ile aralarında husumet vardı. Duruşmalarda defalarca “Öldürüleceğim” demişti. Sürekli tetikteydi ve lokantada kapıyı görebileceği yere oturmuştu. Ancak sohbete daldığı bir anda kapıdan giren tetikçiyi fark etmedi. Şapka ve atkıyla yüzünü kapatan tetikçi saniyeler içinde yaklaştı ve defalarca tetiği çekti. Kudbedin Kaya öldü.
5 yıl sonra…
Aynı lokanta…
Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu, çarşamba günü gece yarısı sahibi olduğu Cundalı Yeşilköy Balık Lokantası’na gelen iki kişiyle bir masaya geçti. Tartışma yaşandı. Türkiye Gazetesi’nin haberine göre; Mahmutyazıcıoğlu “Ben Alaattin Çakıcı’nın avukatıyım, yeğeniyim” dedikten sonra silahlar çekildi. İki saldırgan defalarca tetiğe bastı. Bacağından vurularak yere düşen ve “Yardım edin” diye bağıran avukata tekrar ateş açtılar.
BJK’nin eski yöneticisi, Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun öldürülmesinin ardında karanlık olaylar zincirinin olduğu iddia ediliyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı açıklamaya göre; ‘Drej Ali’ lakaplı Ali Yasak’ın iki yeğeni, Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nu öldürdü. Drej Ali, iki yeğenini 4 yıldır görmediğini, olay yerinde kendisinin olmadığını, aynı ismi taşıyan yeğeni nedeniyle böyle zannedildiğini söyledi.
İlk polis ifadelerinde; bir gayrimenkul satışından kalan 65 bin TL nedeniyle cinayetin işlendiği öne sürülüyor. 65 bin TL bu alemde bir akşam yemeği parası. Cinayetin nedeni bu para olabilir mi? Yoksa polise bu ifadeleri verenler gerçek nedeni gizlemeye mi çalışıyor?
Gözden kaçmaması gereken önemli bir bilgi var. İlk kez Gülgün Feyman’ın Flash TV’deki programında Avukat Leman Türkmenoğlu dile getirdi. Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun bir ortağı var ve o da avukat. Adı: Süleyman Canacankatan.
Ticaret Sicil Gazetesi’ne baktığımızda şirketin adını buluyoruz: Medikal Simülasyon Eğitim Hizmetleri İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Bu şirket, Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun öldürüldüğü Cundalı Yeşilköy Balık Lokantası’nın sahibi. Yani cinayetin işlendiği yerin tek sahibi Mahmutyazıcıoğlu değil, Avukat Süleyman Canacankatan ile ortaklar. 2013 yılında kurulan şirkete Süleyman Canacankatan 100 bin TL, Şafak Mahmutyazıcıoğlu ise 99 bin 975 TL sermaye koymuş. Şirketin müdürü Mehmet Suat Özşeker ise sembolik ortak.
Cinayetten 14 gün önce çok garip bir olay yaşandı. Süleyman Canacankatan’ın İstanbul Başakşehir’deki villasına hırsız girdiği yönünde haberler yayınlandı. Canacankatan, İhlas Haber Ajansı’na konuşarak olayı anlatmıştı:
“Arkadaşlarımla otururken oğlum telefonla aradı. ‘Baba yatak odasında hırsız var’ dedi. Acil eve geldim. Korumamla odaya girerken hırsızlara ‘Çık dışarıya’ diye bağırdım. Biri ateş etti. Ben de iki el ateş ettim. Yüksekten atladılar, arabaya binip kaçtılar. 10 dakika içerisinde benim saatlerimi ve yüzüklerimi çalmışlar”
Canacankatan açıklamasında savcılığı ve polisi olayı soruşturmamakla suçladı:
“Bir hafta geçti. Kimse henüz bir şey yapmadı. Hırsız çatışmaya girecek, soruşturma devam etmeyecek. Bu olacak şey değil.”
Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun öldürülmesinden iki hafta önce ortağı avukat Süleyman Canacankatan’ın evine hırsızların girmesi rastlantı olabilir mi?
Avukat Leman Türkmenoğlu, bu konuda iddialarda bulunuyor. Müvekkilinin bir şirketten mal almak için çekle ödeme yaptığını anlatan Leman Türkmenoğlu, sipariş edilen malların teslim edilmediğini, çeklerin ise kullanıldığını öne sürüyor. Bu nedenle ağustos ayında suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Leman Türkmenoğlu, “Şikâyetçi olduğumuz şirketin avukatı Süleyman Canacankatan’dı. Ben araştırdıkça çok büyük bir tefecilik organizasyonu ile karşılaştım. Onlarca bina, daire bankalar üzerinden hiç para ödemesi olmadan el değiştiriyor. Burada çok sayıda iş insanı da var. Hepsi hakkında suç duyurularında bulundum” diye konuştu. Bu konudaki soruşturmaların devam ettiğini öne sürdü.
Avukat Leman Türkmenoğlu ile Avukat Süleyman Canacankatan’ın karşı tarafların avukatı olduğunun altını bir kez daha çizelim. Ve iki avukat da birbirleri hakkında şikâyetçi olmuş.
Leman Türkmenoğlu’nun iddialarını yalanlayan Süleyman Canacankatan ise Leman Türkmenoğlu hakkında tehdit ve suç örgütü yöneticiliği gibi suçlamalarla suç duyurusunda bulunmuş.
Superhaber internet sitesinin haberine göre ise; Şafak Mahmutyazıcıoğlu, Bakırköy’de bir gözlük firmasıyla yasadışı bahis organizasyonuna girdi. Kıbrıs merkezli yasadışı bahis organizasyonundaki bir alacak nedeniyle öldürüldü.
Yeraltı dünyasında iki grup arasındaki alacak-verecek meselesinin bu cinayete neden olduğu iddiaları da var.
Hangi iddianın doğru olduğunu henüz bilmiyoruz. Ancak bir gerçek var: Siyasal İslam iktidarında, mafya altın dönemini yaşıyor. Suç örgütleri sadece yer altında değil artık yer üstünde de at koşturuyor. Sedat Peker’in her biri 10 hükümet düşürecek ifşalarının yok sayıldığı ülkede çok rahatlar.
Ne de olsa mafyadan maaş alan siyasi, müebbetlik suç örgütü liderinin aile fotoğrafını çeken hâkim, yargı işlerini halletmek için 10 milyon Euro rüşvet isteyen ‘gazeteci’, adliyelerde borsa kuran yargı mensupları, çökülen otellerde kalan eski başbakan ve bürokratlar, şüpheliye kaçmasını söyleyen İçişleri Bakanı hiçbir bedel ödemiyor.
Kurtlar sofrasında bir ülkenin geleceği parçalanıyor.