Getty ImagesTrablus’ta bir grup, Hafter ve Seyfülislam Kaddafi’nin adaylığını protesto ettiBBC İzleme Servisi, Libya’daki iç savaş ve …
BBC İzleme Servisi, Libya’daki iç savaş ve sonrasındaki geçiş sürecinde en önemli aktörlerden biri olan Türkiye’nin, 24 Aralık’ta yapılması planlanan seçimlere yaklaşımını değerlendiren bir makale yayımladı.
Ülkenin doğusundaki üssünden Rusya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Fransa’nın da desteğini alarak Trablus’taki hükümete karşı savaş başlatan General Halife Hafter’in ilerleyişi, Türkiye’nin Trablus hükümetine yardıma başlamasıyla durmuş; ateşkes anlaşması Ekim ayında ülkenin geçiş sürecine girmesinin önünü açmıştı.
Bu süreçte geçici bir Ulusal Birlik Hükümeti ve Başkanlık Konseyi oluşturuldu. Ancak ülkenin doğusundaki Tobruk’ta yer alan Temsilciler Meclisi ile Trablus hükümeti arasında ikilik devam ediyor.
BBC İzleme Servisi’nin haberine göre Türkiye, bu aşamada askeri ağırlığını ve etkinliği siyasi alanda kullanmak için çalıştı.
Bugün Libya’da, Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde imzalanan ateşkes anlaşmasına aykırı şekilde çok sayıda yabancı asker ve milis gücü bulunuyor. Türk askeri de Libya’daki yabancı güçlerden biri.
Türkiye’nin ülkede sadece askeri değil; geniş kapsamlı ekonomik çıkarları ve planları da var.
Rusya’nın paralı askerleriyle birlikte BAE ve Mısır’ın desteğiyle Afrika’dan gelen milis güçlerin de hâlâ silahlı güç olarak bulunduğu ülkede, belirlenen seçim tarihine iki hafta kala karmaşa devam ediyor.
SEÇİMLERİN ERTELENMESİ ÇAĞRISI
Trablus’ta bir basın toplantısı düzenleyen Konsey’in ikinci başkan yardımcısı Omar Bushah, seçimlerde liste yöntemine gidilmesini; Başkan, iki yardımcısı ve başbakanın listede yer almasını; bu değişikliğin yapılabilmesi için de seçimin şubat ayına ertelenmesini talep ettiklerini duyurdu:
“Şu anki haliyle seçimler, seçim komisyonunun karşılaştığı sorunlar ve tartışmalı isimlerin başkan aday olması sebebiyle zaten ertelenmeye doğru gidiyor olabilir.”
Seçimlerde Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi ve Halife Hafter de başkanlığa aday.
Bu açıklamadan bir gün önce de Tobruk’taki parlamento, seçim sürecinde karşılaşılan engeller ve zorlukları çalışmak üzere bir komisyon kurduğunu açıklamıştı. Tobruk meclisindeki vekillerin seçim sürecindeki rüşvet, insan kayırma, baskı ve zorbalıklarla ilgili raporları olduğu biliniyor.
Son dönemde başkanlık seçimlerine adaylık kriterleri ve seçim tarihiyle ilgili tartışmalar yoğunlaştı.
TÜRKİYE’NİN LİBYA’DAKİ SEÇİMLERE YAKLAŞIMI
Kasım 2019’da BM’nin meşru kabul ettiği Trablus hükümetiyle bir askeri ve güvenlik işbirliği anlaşması imzalayan Ankara, askeri desteğine anlaşmanın hemen ardından , Ocak 2020’de başlamıştı. Bu destek, Haziran 2020’de Hafter’in Trablus kuşatmasını sonlandırıp geri çekilmesiyle sonuçlandı.
Ankara ile Trablus arasında Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarını belirleyen bir anlaşma da imzalandı. Bu anlaşma, bölgedeki diğer ülkelerin işbirliğine karşı iki ülkenin yakın işbirliği içinde olduğunun da en büyük göstergesi.
Bu anlaşmalarla Türkiye, halihazırda sorunlu ilişkilere sahip olduğu Mısır ve BAE ile bir de Libya’daki iç savaşta karşı karşıya gelmiş oldu.
Eğitim ve danışmanlık olarak açıklanan faaliyetler için hâlâ Libya’da bulunan Türk askerlerinin ana karargâhı da Misrata’daki donanma üssü ve Vatiyye Hava Üssü oldu. Öyle ki Misrata ile İzmir arasında 25 yıl sonra gemi seferleri de bu ay yapılmaya başladı.
BM’nin ülkedeki yabancı güçlerin çekilmesi çağrılarına ise Ankara, Rusya ve BAE destekli güçler çekilmediği sürece çekilmeyeceği şeklinde yanıt veriyor. Ankara, diğerlerinden farklı olarak Türk askerinin Trablus hükümetiyle imzalanan meşru bir anlaşma çerçevesinde ülkede olduğunun da altını çiziyor.
Libya hükümeti ise geçiş sürecinde tüm yabancı askerlerin ülkeden çekilmesi için attığı adımları hızlandırmış görünüyor. Ateşkese de ilk aşamada karar veren, iç savaştaki tarafların silahlı güçlerinden beşer komutanın bulunduğu Ortak Askeri Komisyon, 2 Aralık’ta Türkiye’ye; oradan da Rusya’ya giderek yabancı güçlerin ülkeden çekilmesi konusunu görüştü.
Ancak bir çıkmaza girmiş gibi görünen bu konu, Libya’nın geleceği üzerinde bir soru işaret olmaya devam ediyor.
Türkiye seçimde kimi destekleyecek?
Türkiye, diplomatik teamüllere de uygun olarak, seçimde herhangi bir adaydan yana açıkça taraf olmadı.
Ancak iç savaşta karşı tarafta yer alan Halife Hafter’in adaylığına “meşru olmadığı gerekçesiyle” karşı çıktığı biliniyor. Ankara’nın mevcut Trablus hükümeti Başbakanı Abulhamid Dibeybe ile de çok yakın ilişkileri var. Misrata’dan gelen iş insanı Dibeybe de başkanlığa aday.
BBC İzleme Servisi’nin haberine göre Libya’da hükümete muhalif yayın organları, Dibeybe’nin kardeşi Ali Dibeybe’nin de Türkiye’den yayın yapan bir Libya televizyon kanalının sahibi olduğunu yazdı. Dibeybe’nin Ankara’ya yaptığı çok sayıdaki ziyaretten birinde, kardeşi Ali Dibeybe de yanındaydı.
Türkiye’nin hem deniz yetki alanları hem de askeri işbirliği anlaşmaları imzaladığı Trablus’taki eski hükümetin İçişleri Bakanı olan Fethi Başağa da, Ankara’ya çok yakın Libyalı siyasetçilerden biri. O da başkanlık seçiminde aday. Misratalı Başağa da Bakan sıfatıyla Ankara’yı defalarca ziyaret etmişti.
BAE İLE YAKINLAŞMA LİBYA’DAKİ POZİSYONU ETKİLER Mİ?
Makalede, Türkiye’den Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başta olmak üzere üst düzey yetkililerin BAE’nin Libya’daki pozisyonunu sert şekilde eleştiren ve “kaosa neden olduğu” yönünde açıklamaları olduğu hatırlatılıyor.
Ancak BAE’nin yönetimde söz sahibi en güçlü isimlerinden Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in 24 Kasım’da Ankara’ya yaptığı ziyaret sonrası iki ülke arasındaki gerilim yerini ekonomik ve ticari işbirliği adımlarına bıraktı.
Türkiye’den şimdi Mısır ve Suudi Arabistan’la da ilişkileri tazeleyebileceği yönünde açıklamalar geliyor. Bu ülkelerin tümü, Libya’da Türkiye’nin çıkarlarına rakip çıkarlara sahip ülkeler.
Makalede, bu yakınlaşmalara rağmen Libya’daki yeni bir krizin ya da gerilimin bu ülkelerle Türkiye arasındaki kırılgan yakınlaşmayı da olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor:
“Libya’daki kırılgan seçim sürecinin hem ülkenin vatandaşlarına hem de daha geniş kapsamlı bölgesel siyasi dengelere etkisi büyük olacak.”