Komünistler, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ve THK kayyumu Cenap Aşçı hakkında görevi kötüye kullanma …
Komünistler, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ve THK kayyumu Cenap Aşçı hakkında görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçlarından savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Türkiye Komünist Hareheti (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek ve beraberindeki parti heyeti, suç duyurusunun ardından adliye çıkışında kısa bir açıklama yaptı.
Tekerek açıklamasında “Ülkemizde doğal olan afetler doğal olmayan yıkımlara katliamlara sebep oldu. Bunun nedenini biz çok net bir şekilde söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz. AKP’nin kamu kurumlarını arpalık haline getirmesi, ranta ve talana açması denetimsizlik kamunun AKP açısından artık bir öneminin kalmaması. Bu afetlerin yıkıma dönüşmesinin sebebi bu” dedi.
Tekerek devamında “Savcılık yetkililerinin suç duyurusunu kabul etmemek için saçma gerekçeler üretmesine rağmen suç duyurusu dilekçesi savcılığa verilmiş oldu.” dedi.
“28 Temmuz günü Antalya’nın Manavgat ilçesinin Kavaklı köyünde başlayan ve hızlıca farklı ilçelere de sıçrayan orman yangınları maddi ve manevi olarak vatandaşlarımıza ve ülkemize büyük kayıplar yaşatmış; 33 bin e yakın hayvan telef olmuş, 60 bin hektar orman yok olmuş, yangına kendi imkanları ile müdahale etmeye çalışırken veya yangından kaçmaya çalışırken 7 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bununla beraber 9 Temmuz’da Marmaris ve Bodrum’da başlayan, ardından Milas, Köyceğiz, Kavaklıdere, Seydikemer ilçeleri ile devam eden orman yangınlarının bir kısmı geç de olsa söndürülmüş fakat Milas, Köyceğiz ve Kavaklıdere’deki yangınlar hala aktif bir şekilde devam etmektedir. Küresel ısınmanın dünya genelinde hissedildiği ve mücadele edildiği günümüzde orman yangınlarının sayısının son 10 yılda artmış, Türkiye Ormancılar Derneği’nin verilerine göre, 2011-2020 döneminde yangın başına yanan alan miktarının ortalaması 3,5 hektar iken sadece 2020 yılında bu oran 6.2 hektara çıkmıştır” denilen suç duyurusu metninde şunlar dile getirildi:
PAKDEMİRLİ’NİN ÇELİŞKİLİ KONUŞMALARI
“Anayasa “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” başlıklı 169. maddesinde devletin bu konudaki görevini, “ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli yasaları koymak ve tedbirleri almak” olarak tanımlanırken, “Bütün ormanların gözetimi devlete aittir” hükmü de yer almaktadır. Orman Kanunun 69. maddesi ise “orman yangınlarını önlemek ve söndürmek görevinin Orman İdaresi’nde olduğunun” belirtmektedir. Anayasanın ve Orman kanununun açıkça belirtiği üzere ormanları ve oluşabilecek zararları birlikte çalışarak korumakla görevlendirilen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli görevini kötüye kullanarak TCK 257/1 ve 257/2’yi ihlal etmiştir.
Şöyle ki,
Asli görevlerinden biri ormanları korumak ve bunun için gerekli önlemleri almak olan Pakdemirli, 30 Temmuz günü yaptığı açıklamasında “THK ile problemimiz yok, olmaz da. Elindeki uçakla ilgili problem, uçabilecek kapasitede değil, uçsa da performans verecek kapasitede değil . Türkiye’nin coğrafyasına göre helikopter seçildi. THK’nın uçakları uçabilecek kapasitede değil, hala antikacı dükkanı gibi 1960’lardan kalma uçakları kullanalım tarzı açıklamalar yapılıyor” demek sureti THK uçaklarını gerçeğe aykırı bir biçimde yetersiz göstererek somut gerçeklikle alakası olmayan tamamen manipülasyon amacı sözler sarf etmiştir. Türkiye’nin Avrupa Birliği komisyonundan talebi üzerine ülkemize İspanya ve Hırvatistan dan gelen uçakların halı hazırda THK bünyesinde ki “Canadair CL-205 “ uçaklarıyla aynı marka ve kapasitede olması Bakan Pakdemirli’nin açıklamalarının suçun vasfını ortaya koyar nitelikte olup tutarsızdır. Bakan Pakdemirli’nin Hali hazırda bünyemizde bulunan uçakları söz konusu yangınları söndürmede kullanmaktan kaçınarak görevinin ihmali sonucu bir çok mal ve can kaybına neden olmuştur.
Orman Genel Müdürlüğü’nün 2020 Faaliyet Raporu’nda “Orman yangınlarını havadan söndürme hizmetlerinde kullanılmak üzere 27 adet helikopter, 2 adet amfibik uçak ve 1 adet insansız hava aracı kiralanmıştır” bilgisi yer alıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ve buna bağlı OGM’nin faaliyet raporlarında, kurumun yangın söndürme uçağı ve helikopterine sahip olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi yoktur.
Temmuz 2019’da açıklanan On Birinci Kalkınma Planı’nda (2019-2023) da “Ormancılıkta hastalık ve zararlılar ile yangınlarla mücadeleye yönelik kapasitenin güçlendirilmesi” hedefinin yer almasına karşın, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2019-2023 Yılı Stratejik Planı’nda orman yangınlarıyla mücadele konusuna hiç değinilmiyor. Benzer durum Bakanlığın 2020 Yılı Faaliyet Raporu’nda da görülüyor. Bakanlığın faaliyet raporlarında orman yangınları ile mücadeleyi güçlendirecek önlemler almaktan kaçınması başlı başına görevin ihmali suçunu oluşturmaktadır. Orman ve Tarım Bakanlığının ormanları koruma görevini ihmal etmesi, ülkemiz açısından bu günlerde yaşanan kayıplardan çok daha fazlasına yol açacağı gibi bir kamu kurumun itibarını zedeleyerek geri dönülmesi güç manevi zararlar da vermiştir.
Yine Pakdemirli 30 temmuzda yaptığı konuşmasında, “Yani envanterimizde yangın söndürme uçağımız yok, envanterimizde yangın söndürme helikopterimiz yok. Bu ezelden beri böyle. Ancak envantere de uçak alımı ile ilgili, sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla çalışmalara başladık. İhalesini de inşallah bu sene içerisinde tamamlıyor olacağız” sözleri ile envanter de yangın söndürme uçağı olmadığı kabul edilmiş. Fakat 9 ağustos günü Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Türkiye’nin bize göndereceği 2 yangın söndürme uçağı için teşekkür ettim” demek sureti ile Orman Bakanı Pakdemirili’nin sözlerini yalanlar nitelikte bir açıklama yapmıştır. 30 Temmuz günü “envanterimizde uçak yok” diyerek orman yangınlarına geç ve yetersiz müdahale ederek kayıplara yok açan Pakdemirli’nin söylemleri ve Yunanistan resmi makamlarının yaptığı açıklamalar karşılaştırıldığında Pakdemirli’nin envanterde uçaklar olduğu halde bunları kullanmadığı ve medyayı yanıltıcı sözler sarf ettiği yönünde dolayısı ile kasten görevini yerine getirmeyerek suç işlediği yönünde makul bir şüphe oluşmaktadır.
Türk Hava Kurumu ve Orman ve Tarım Bakanlığının ülkemizde meydana gelen yangınlardaki ortak mücadelesi geçmişten gelen fakat maalesef günümüzde devam ettirilemeyen bir işbirliğidir.
YANGIN GÜNÜ NİKAHA GİDEN KAYYUM
Görevi olan orman yangınlarıyla mücadele etmek vazifesini yerine getirmeyen Tarım ve Orman Bakanlığı dışında Türk Hava Kurumu kayyum başkanı Cenap Aşçı da görevini yerine getirmeyi ihmal etmiştir. Cenap Aşçı’nın görevini ihmal ettiği yangınların çıktığı ve Türkiye’nin 20 yangınla mücadele ettiği 28 temmuz gününde hiçbir açıklama ve eylemde bulunmayarak kendisine yapılan eleştirileri cevaplamak için çıktığı 29 temmuz CNN Türk canlı yayınında “Bu akşam bir özel durumum vardı. Çocukluğundan beri büyüttüğümüz bir kızımızın düğünü vardı. Oraya gitmek durumunda kaldım. Orada Sayın Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanımız da aramış, ona da ulaşamadık hakkını helal etsin. Ondan da özür diliyoruz bu anlamda” diyerek görevini ihmal ettiğini ikrar etmiştir. 7 vatandaşımızın ve 33 bin e yakın hayvanın canını kaybettiği, 60 bin hektar ormanın yanıp kül olduğu bir olayda görevi ihmal etmek asla bir özür ile affedilemeyeceği gibi etkin bir soruşturma ile olaya neden olan ihmallerin araştırılması elzemdir.
Cenap Aşçı yine aynı televizyon programında “Şu anda gündemde olan Kanada yapımı uçaklarımız var. Bunlardan 9 tanesi kaldı. 2018 yılına kadar Orman Genel Müdürlüğü’nün yangın söndürme operasyonlarında kullandık. 2010 yılından sonra başlayan mali krizde bu uçakların yıllık bakımları yapılmamış. Ekipler Kanada’dan gelip baktılar. Bir takım parçaların standart dışı olduğunu tespit ettiler. Onları tamamlamaya çalıştık. Bu uçaklarımızı 2020-2021 ihalelerinde kullanamadık. Bu uçakları kaldırmam için 4 milyon dolarlık bir yatırım yapmam lazım. Türk Hava Kurumu’nun yangın tecrübesini kullanmak için Rusya’dan uçak kiraladık.”
Aşçı sözlerine devam ederek Türk Hava Kurumu’nda pilotların da işten çıkarıldığını şöyle açıklamıştır: “Pilotları çıkardık çünkü bu kurum borca batmış. Hiç iş yapmadan pilotları tutsaydım onların bana maliyeti 25 milyon lira olacaktı. Şu anda 25 milyon lira maliyeti uçuş yapmadan, bir ton su akmadan vermiş olacaktım”
Cenap Aşçı göreve geldikleri 2019 yılından 2021 yılı ağustos ayına kadar Yönetim Kurulunda olduğu ve orman yangınları ile mücadelede olmazsa olmaz olan yangın söndürme uçaklarının bakımını yaptırmadıklarını kabul etmiştir. Bunun ile kalmayıp uçaklar çalışsa dahi uçarak pilotları olmadığını da kabul etmiştir. Geçmişi yıllara dayanan Türkiye’ye havacılık ve yangınlarla mücadele anlamında çok şey katmış bir kurumun nasıl kendi uçaklarının bakımını yaptıramadığı, uçaklar kendisi uçamayacağından en kıdemli kurum pilotlarının neden işten çıkarıldığı, kurumun söz konusu borçlarının hangi ihtiyaçlar doğrultusun da, nerelere ve nasıl yapıldığı savcılık tarafından etkin bir biçimde soruşturularak ülkemize büyük acılar yaşatmış bu ihmal silsilesinin failleri soruşturulmalıdır. Türk Hava Kurumu başkanı Cenap Aşçı ise yönetici pozisyonunda olduğundan ve açıklamalarından dolayı baş şüpheli konumundadır. Orman ve Tarım Bakanı Pakdemirli ise Türk Hava Kurumunun olası bir orman yangını çıkması durumunda müdahale uçağı ve personeli olmadığını bilmesine rağmen müdahalede bulunmaması ayrıca onu bu suçun ortağı haline getirmiştir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde açıkça görülecektir ki Orman ve Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli ve Türk Hava Kurumu kayyum heyeti başkanı Cenap Aşçı’nın Anayasanın ve Orman Kanununun kendilerine vermiş olduğu görevleri yerine getiremedikleri ve görevlerini ihmal ettikleri açıktır. Somut durum ve şüphelilerce yapılan basın açıklamaları göz önüne alındığında görevi ihmal suçunun unsurlarının oluştuğu açıktır. Dikkat edilmesi gerekir ki görevi ihmal suçunun koruduğu hukuksal değer kamunun saygınlığının ve işlevselliğini korunması gerektiğinden kaynaklanır.
SORUŞTURMA AÇILMALI
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli ve Türk Hava Kurumu başkanı Cenap Aşçı, Türk Hava Kurumu’ndaki uçakları etkin bir şekilde kullanmayarak ve bakanlığın 2020 faaliyet raporundan da görüleceği üzere orman yangınları ile mücadelede gerekli önlemleri olmayarak ayrı ayrı görevlerini ihmal etmiş ve telafi edilemez mal ve can kaybına yol açmışlardır. Bununla beraber bağlı bulundukları kamu kurumların güvenilirliğini zedelemiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, ulusal ve uluslar arası mevzuattaki kriterler ışığında, Kamu görevlerini icra etmeleri gerekirken kendilerine verilen görevi kasten veya en hafif ihtimal ile ihtimal göstererek yerine getirmemeleri ve tarafımızca açıklanan nedenler ile de isnat edilen suçun maddi ve manevi unsurları oluştuğundan, şüpheliler hakkında soruşturma açılarak gereğinin yapılmasını talep ederiz.”