Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, dün CNN Türk ekranlarında katıldığı programda, HÜRKUŞ temel eğitim …
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, dün CNN Türk ekranlarında katıldığı programda, HÜRKUŞ temel eğitim uçağının ihraç edildiğini ve altı ay sonra teslim edileceğini açıkladı. Kotil ayrıca, milli savaş uçağının hangardan çıkacağı tarihi açıklayarak, “Bu uçak 18 Mart 2023’te motorunu çalıştıracak. Gelecek sene 2022’de bitecek” dedi.
İlk uçuşunu 28 Haziran 2013’te gerçekleştiren ve henüz Türk Hava Kuvvetleri envanterine giremeyen HÜRKUŞ temel eğitim uçağının hangi ülkeye ihraç edildiği ise açıklanmadı.
SARAY’DAN AÇIKLAMA GELDİ
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de bugün yaptığı açıklamada, “Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü onaylı HÜRKUŞ, NATO’da geçerli sayılacak ve kullanılabilecek. Ülkeler ordularında kullanabilecek. HÜRKUŞ’un ihraç edileceği ülke belli” dedi.
Demir ayrıca, milli savaş uçağı projesine ilişkin de açıklamalarda bulunarak, şunları kaydetti:
“Bir an önce gerçekleşmesi için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Son yıllardaki faaliyetlerimizle tecrübeli insan kaynağımız, mühendisimiz arttı. Bu ortamda biz dünyada çok iddialı bir işe girdik. Çok sayıda ülkede bu proje yok. Hedef 2023’te hangar çıkışı. 2025’te ilk uçuşumuzu gerçekleştirmek istiyoruz. İnşallah testler sonucu uçağımızı çıkaracağız. Hem Türkiye’den hem de dünyadan insan kaynaklarını kullanmak istiyoruz.”
“TÜRKİYE’NİN F-35’TEN ÇIKMASI BİR ŞANS”
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Hava Pilot Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş ve Emekli Hava Pilot Osman Başıbüyük, Cumhuriyet.com.tr’ye TUSAŞ’ın hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş, milli savaş uçağı projesinin Türkiye’nin en önemli projelerinden biri olduğuna dikkat çekerek, özellikle Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasından sonra daha da önem kazandığını vurguladı.
Projenin şu anda plana uygun bir şekilde devam ettiğini belirten Karataş, şunları kaydetti:
“‘Türkiye savaş uçağı yapamaz’ veya ‘bu konularda herhangi bir altyapısı yoktur’ şeklindeki söylentilerin de tahmin ediyorum ki önümüzdeki günlerde sona ereceğini düşünüyorum. Ben olumlu bakıyorum. Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasının Türkiye için bir şans olduğunu düşünüyorum. Çünkü Türkiye bu şekilde kendi Milli Savaş Uçak’ını yapma şansı yakalamış oluyor.”
Karataş ayrıca, Milli Savaş Uçağının arkasından gelen diğer önemli projelerin kendi serisinde ilerlediklerini belirtti.
Karataş son olarak, “Bir savaş uçağının yapımı 20-30 yılı bulur mu?” sorusunu ise şu sözlerle yanıtladı:
“Bilgisayar destekli teknolojilerle birlikte projelerin çok hızlı bir şekilde yürüyor. TUSAŞ’ın imkan ve kabiliyeti dünyada sınırlı sayıdadır. “
TÜRKİYE’YE SİLAH AMBARGOSU
TUSAŞ’ın belirlediği hedeflerin “mecburen” gerçekçi olmak zorunda olduğunu anlatan emekli hava pilot Osman Başıbüyük, tarihler tutmazsa bile Türkiye’nin bu projeleri gerçekleştirmesi gerektiğini söyledi. ABD’nin, Türkiye’yi F-35 programından çıkarttığına dikkat çeken Başıbüyük, “Biz NATO müttefikiyiz, ABD’ye stratejik ortak diyorduk ama F-35’ten çıkarttı. Hatta Türkiye’de ürettiğimiz F-16’ları bile vermiyor. Dolayısıyla Türkiye’ye açıktan bir silah ambargosu uygulandığı gözüküyor. Biz dışarıdan silah tedarik edemezken, kendi silahımızı yapamazsak ülkesinin bekasını ve güvenliği sağlamak mümkün olmaz” dedi.
“MUTLAKA OLMAK ZORUNDA”
“2023” hedefi için erken olabileceğini vurgulayan Başıbüyük, “Yetişemeyebilir ama bu mutlaka olmak zorunda. 2023 olmaz 2025 olur. Bunu devam ettirmek zorundayız. Bizim idealimiz, hayalimiz olmalı ve bu hayale ulaşmak için durmaksızın çalışmak zorundayız. Aksaklıklar olacaktır. Bugün ABD havacılığın lideri bir ülkeyken F-35’in 20 senedir hâlâ geliştirmeye çalışıyor, ki ellerinde çok derin bir tecrübe ve altyapı var. Bizde bu yokken biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Yaptığımız şeyler küçümsenecek işler değil” diye konuştu.
Başıbüyük, birkaç sene önce gerçekleştirdiği TAI ziyaretinde HÜRKUŞ’un çalışmalarını gördüğünü anlatarak, “Orada çalışan işçisinden mühendisine herkesle gurur duydum. Tamamen özgün bir fikir, imalat sizin… Dışarıdaki sanayi kuruluşlarınızda da parça yaptırma şansınız var. Önemli olan bunları birleştirecek beynin olması. Ki o da var. Bunlar deneme yanılma yöntemi ile olur. ‘Biz bunu yapamayız’ derseniz yapamazsınız. ‘Yapacağız’ diye çıkmalısınız yola” ifadelerini kullandı.
“TERÖRİZM ALETİ DEVRE DIŞI BIRAKILABİLİR”
Dünyada dengeleri değiştiren SİHA’lara dikkat çeken Başıbüyük, Türkiye’de 1984’den beri terör sorunu olduğunun altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
“Biz silahlı insansız hava araçlarını yapana kadar PKK hâlâ karakol basıyordu. Çünkü olaya müdahale edilmesi zaman alıyordu. Ama insansız hava araçları ile havada 24 saat gözlem yapılabiliyor. Olayı anında görüp müdahale yapabiliyorsunuz. Anlatmak istediğim; terörizm bitti. Artık uluslararası arenada, küresel sermaye veya büyük devletler, bazı bölgelerdeki çıkarları gereği terörizmi bir çıkar olarak kullanıyorlar. Nasıl ki Türkiye’ye karşı PKK de kullanılıyorsa. Ama siz bir insansız hava aracı yaparak terörizmi önlüyorsunuz. Biz bunları satıyoruz. Afrika’daki bütün ülkeler istemeye başladı. Bu ne demek o ülkeleri istikrarsızlaştırmak için kullanılan terörizm aletinin ellerinden kaybolması demek.”
Başıbüyük son olarak, CAATSA yaptırımlarının çok kısıtlı gibi gözüktüğünü ancak perde arkasında yapılan baskılar sebebiyle milli olarak üretilen bir sürü silaha dışarıdan parça tedarik edilemediği söyleyerek, Türkiye’nin ciddi bir ambargo altında olduğunu belirtti.