Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rize’deki Ayder Yaylası için “Ayder’i kirlettik, rezil ettik” çıkışı ile gündeme gelen Doğu Karadeniz …
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rize’deki Ayder Yaylası için “Ayder’i kirlettik, rezil ettik” çıkışı ile gündeme gelen Doğu Karadeniz yaylalarındaki kaçak yapılara karşı 2 yıl önce Trabzon, Rize, Giresun, Artvin ve Gümüşhane valilikleri harekete geçti.
Yapı yoğunluğu artan ve doğal güzellikleri bozulan yaylaların kurtarılması amacıyla kaçak yapılar için yıkım kararı alındı.
Bu dönemde Türkiye genelinde getirilen ‘imar barışı’ uygulaması, Doğu Karadeniz’de yaylalarda inşa edilen ve yıkım kararı alınan kaçak yapı sahiplerini harekete geçirdi.
Yaylalardaki kaçak yapı sahipleri ‘imar barışı’ uygulamasından yararlanmak için başvuru yaptı.
KAÇAK YAPILAR YIKILDI
‘İmar barışı’ ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kaçak yapılara af getirileceği belirtilen uygulamayı fırsat bilenler, yaylalarda betonarme kaçak yapılar inşa etmeye başladı.
Bölgede neredeyse tüm yaylalarda inşaat sesleri arasında kaçak yapılar yükseldi. Jandarma, Çevre ve Şehircilik ile Tarım ve Orman Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü, Orman Müdürlüğü ve belediye ekipleri, kaçak inşaatlarla ile ilgili tutanaklar tutmaya başladı.
Kaçak yapılarla ilgili valilikler, halkı uyarıcı bildiri yayımladı. ‘İmar barışı’ uygulamasının 31 Aralık 2017’den önceki yapıları kapsadığı vurgulandı, bu tarihten sonra yapılan yapılar yıkıldı.
PANDEMİDE YENİDEN BAŞLADI
Bölgede bir süre duran kaçak yapılaşma, pandemi döneminde ilginin arttığı; birçoğu milli park, sit ve mera alanlarını da kapsayan yaylalarda yeniden başladı.
Denetimlerde tespit edilen kaçak yapıların yıkımlarının başladığı bölgede halk da uyarılıyor. Trabzon’un Dernekpazarı ve Çaykara ilçelerinin ortak kullandığı Yurt Yaylası’nda tespit edilen kaçak yapılar, ekiplerce yıkıldı, ev yapmak için kazılan 11 temel çukuruda doldurularak kapatıldı.
‘HER ŞEYİMİZ HARAP OLDU’
Kaçak olduğu tespit edilen evi yıkılan Adem Beğendi, “Evimi 2 ay önce yapmıştım. Yeni yaptığımız evin yerinde dededen kalma bir evimiz vardı, yıkılmak üzereydi. Onun yerine aynı temel üzerine ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek ev yaptık. Yıkım yapılacağından haberimiz yoktu. Gelmiş iş makinesi ile evimi yıkmışlar. Tebligat falan göndermediler. Hiç haberimiz olmadı. Suçluysak yıksınlar ona sözümüz yok ama insan bir haber verirdi, içinden malzemelerimizi alırdık. Her şeyimiz harap oldu” dedi.
‘BABAEVİMİZİN YERİNE EV YAPTIK’
Evi yıkılan Yakup Yüce de “Yıkım için kimseye haber verilmedi. Bir uyarı da yapmadılar. Bizim yaylamızda babaevimiz vardı. Yıkılmak üzereydi. Taşları dökülmüş, çatısı çürümüş, su akıtıyordu. İçine ‘yıkılacak’ korkusundan giremiyorduk. Biz de babaevimizin yerine yeni bir ev yaptık çünkü burada hayvancılıkla uğraşıyoruz. Biz mera alanına ev yapmadık. Babaevimizin yerine ev yaptık. Bütün birikimim yıkılan evle beraber gitti. Ustaların keresteleri, malzemeleri vardı. Onları bile alamadılar” diye konuştu.
Engin Balcı ise “Yaylada çok eski evler vardı ama yıllar sonra evler kullanılmaz hale geldi ve ihtiyaçlarımızı karşılamadılar. Tuvaletleri dışarıdaydı, duş alamaya yerleri yoktu, mutfağı yoktu. O evlerin yerine tek katlı yaylaya uygun yeni evler yaptık ama evlerimiz yıkıldı, birikimim gitti” dedi.