Doç. Dr. Tarık Danışman ile Dr. İlhan Coşar, Kırıkkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenen proje kapsamında …
Doç. Dr. Tarık Danışman ile Dr. İlhan Coşar, Kırıkkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenen proje kapsamında, 2019’da Kahramanmaraş’a geldi. Göksun ilçesinin Taşoluk Mahallesi’nde yürütülen arazi çalışmalarında daha önce görmedikleri, 4 milimetre boyundaki örümceği incelemeye alan Doç. Dr. Danışman, buldukları örümceğin yeni cins olabileceği ihtimali ile araştırma yaptı. Yurt içinde ve dışında konunun uzmanlarıyla görüşüp, birçok uluslararası makaleyi inceleyen Doç. Dr. Danışman, 2 yıllık araştırmanın ardından buldukları örümceğin yeni cins olduğunu belirledi. Danışman ile Coşar, keşfettikleri örümceğe ‘Turkocranum’ ismini verip uluslararası indeksli ‘Zoology in the Middle East’ dergisinde yayımlatarak, dünya literatürüne kazandırdı.
‘İNSAN İÇİN ZEHİRLİ DEĞİL’
Doç. Dr. Danışman, literatüre giren örümceğin dünyada sadece Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde yaşadığını söyledi. Örümceğin ‘diken bacaklı kese örümcekleri’ familyasına ait olduğunu kaydeden Doç. Dr. Danışman, şunları söyledi:
“Bu örnek, familyanın tip cinsi olan Liocranum cinsine bir miktar benzemekle birlikte taksonomik karakterler bakımından çok farklıydı. Bu farklılıklar ile beraber yeni cinsimize ‘Turkocranum’ ismini verdik. Tür ismini de bu familyanın dünyadaki önemli uzmanlarından birisi olan Jan Bosselaers’ın adına ithafen ‘Turkocranumbosselaersi’ olarak isimlendirdik ve uluslararası indeksli bir dergi olan ‘Zoology in the Middle East’ dergisinde tanımlamalarını yaparak literatüre kazandırdık. Bu cins sadece Kahramanmaraş ilinde yayılış gösteriyor ve bu örümcek türü insanı zehirleyebilecek bir zehre sahip değil. Erkekleri 4, dişileri ise 4,4 milimetre boyutunda olan bu küçük örümcekler, ormanlık ve çalılık alanlarda yaprak döküntüleri içerisinde yaşıyor. Bu familyadan ülkemizde kayıtlı 9 cinse ait 14 örümcek türü biliniyor. Örümcekler ekosistemlerde öncül böcek predatörleri olduğundan bu grup üzerine biyoçeşitlilik, ekoloji ve zehir çalışmalarının yapılması; özellikle ‘zararlı böceklerin biyo-kontrolü’ ve ‘halk sağlığı’ açısından çok önem arz etmektedir. Ülkemizin gen kaynaklarının ortaya çıkarılması ve korunması noktasında bu grup canlılar üzerine çalışmalarımız bütün hızıyla devam etmektedir.”