Kadın A Milli Takım Teknik Direktörü Necla Güngör, kadın futbolunun Türkiye’deki gelişimini, bu alanda dünyanın neresinde olduğumuzu ve futbolun kadınlara nasıl teşvik edilebileceğini Cumhuriyet.com.tr‘ye anlattı.
Necla Güngör, futbola başlayış hikayesini şöyle anlattı:
“Futbola aslında tesadüf eseri başladım. Benim futbol oynamak istediğim dönemde, kadın futbolu kapanmıştı ve açılıp açılmayacağı belli değildi. Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde okurken Ersun Yanal’ın yanına yardımcı kadın antrenör aradığını duydum. Arkadaşlarım da bana, ‘Sen yapabilirsin’ dediler. Ersun hoca ile tanıştıktan sonra 1 hafta boyunca, erkeklerle nasıl antrenman yapılır, futbola özgü olan çalışmaları nasıl hareket eğitimi ve koordinasyona yönlendirebiliriz, bununla ilgili çalışmalar yaptık. Sonra Ersun hoca bir kronometreyi bana verip, ‘Sen artık antrenörsün, futbol dünyasında antrenör olarak bu yola başlayabilirsin’ demesiyle beraber, çok hayalini kurduğum dünyaya adım atmış oldum ve 21 senedir de futbol camiası içinde görev almaktayım.”
Güngör, antrenör olurken yaşadığı zorluklara dair, “Benim en büyük sıkıntı yaşadığım şey, alandaki ilk kadın olmamdı. Profesyonel futbol dünyasında ilk kez bir kadının antrenör vasfıyla hareket ediyor olması ister istemez negatif algılara yol açtı. Eğer takım kazanıyorsa takımın uğuru, takım kaybediyorsa takımın uğursuzu olabiliyorsun. Kadın olmanın vermiş olduğu, güya insanların pozitif ayrımcılık dediği, ama aslında pozitif ayrımcılık yapmayıp ötekileştirdikleri, birtakım dönemlerden geçtim. Ama hiçbir zaman pes etmedim. Benim için en önemli şey ailemin bana inanmasıydı. Ailem bana inandıktan sonra zaten, ben bu işi yapacağım diyerek bütün engelleri bertaraf ettim. Yaptığım en önemli iş, girdiğim alanda cinsiyetimi nötrlemekti. Ne kadın olarak çok ön plana çıkmak, ne de erkeksi bir tavır takınıp, onlar gibi olduğumu ispat etmeye çalıştım. Ben sadece Necla’ydım. Necla olarak, antrenör olarak ne yapabiliyorum buna odaklandım. Kendi ispatımı da insanlara bir şey başardıkça verdim.” dedi.
Tecrübeli hoca, kız çocukların futbola nasıl teşvik edilebileceği konusunda, “Ben kadın milli takım teknik direktörü olarak tek misyonumun, en iyi oyuncuları bulup milli takım platformunda maça çıkarmak olduğunu düşünmüyorum. Benim en büyük sorumluluğum, kadın olarak, kız çocuklarının eşit şartlara sahip olup, o şartlarda kendilerini en iyi ifade edecekleri ortamı sunmak. Biz Türkiye Futbol Federasyonu olarak, bu konuda çok ciddi konulara el atıyoruz. Bunlardan en önemlisi, kısa süre önce devam eden u-15 kız milli takım seçmelerimiz var. 12-13-14 yaşında futbol oynamak isteyen tüm genç kızlara kapılarımızı açıyoruz. Tüm bölgelerde seçme adını altında kız çocuklarımızı futbolla buluşturuyoruz. Yaptığımız diğer proje ise, UEFA ile birlikte geçen sezon yürüttüğümüz, bu sene de pandemi şartlarından dolayı durdurduğumuz bir proje. Bu da, ilkokullara gidip, oradaki kız çocuklarını eskiden milli takım forması giymiş kadın futbolculara emanet etmek. Hem eskiden milli takımda forma giymiş rol modellerimiz kız çocuklarıyla birleşiyorlar, hem de futbol yolunda kız çocuklarının çok rahatlıkla oynayabileceği hissini vermeye ve kulüpleri buna adapte etmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Güngör, 7 Aralıkta “kadına şiddete son” demek için Galatasaray ve Fenerbahçe kadın futbol takımlarının karşı karşıya geldiği maçın kız çocukları üzerinde teşvik edici bir rolü olduğuna değindi ve şunları ekledi: “Maçtan sonra Galatasaray ve Fenerbahçe alt yapısında çalışan antrenörlerden mesajlar geldi. ‘Hocam e-posta kutumuz doldu, kız çocuklarının çok ciddi bir talebi var. Kız futbol okullarımız daha fazla rağbet görmeye başladı’ dedi. O akşam alınması gereken en güzel sonucu da biz kadın futbolu adına aldık. Sonuçtan bağımsız, kadına yönelik şiddete karşı kadınların durduğu bir organizasyondan ben çok mutlu oldum. Bu bir başlangıç. Emin olun, kadın futbolu çok daha güzel günler görecek.”
Necla Güngör, “Kadın futbolu olarak dünyanın neresindeyiz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Kadın futbolu olarak baktığınızda, 69. sıradayken 65. sıraya yükseldik. Bu da bizi çok mutlu etti. Daha yolun çok başındayız. 2019 yılında Oğuz Çetin, Futbol Gelişim Direktörü olduktan sonra bir kadın futbolu stratejisi ortaya koyduk. En büyük hedefimiz, milli takım düzeyinde bir başarı elde etmek, kendimizi geliştirmek ve oyun anlamında kendimizi ispat ettirmek ama en önem verdiğimiz şeylerden biri, kadın ligi klasmanını artırmak, performans anlamında iyi bir lig ortaya koymak, büyük kulüplerimizi bu lige çekmek ve kız çocuklarına iyi rol modeller bulup, futbolu yaygınlaştırmak. Son 2 seneye baktığımızda, büyük camiaların Kadın Süper Ligi’ne girmesi, milli takım performansımızın geçtiğimiz senelere nazaran daha iyi noktaya çıkması sevindirici haberler. Ama genel anlamda baktığınız zaman, dünya kadın futbolunda çok ciddi rağbet gören, iyi yatırımlar yapan ve pazarlamayı iyi yapan ülkelerle rekabet ediyoruz. Bizim ligimiz çok yeni ama ben inanıyorum ki Süper Lig takımlarımızın bu işe el atmasıyla hem yatırım anlamında hem de medya anlamında çok büyük istihdam alanları yaratılacağını düşünüyorum.”
Deneyimli çalıştırıcı, “Bizim en büyük eksiğimiz, göz önünde olmamaktı. En büyük stratejimiz şu oldu: Kadın futbol takımını anlatmamız lazım. Erkek takımlarıyla eşit şekilde yer almamız gerektiğinin vurgusunu yapmamız lazım.
Güngör, “Futbol erkek sporudur” ifadesine karşı çıkarak, “Kadını erkeği yok, futbol bir spor branşı. Bugüne kadar erkek egemen bir spor branşıydı çünkü erkeklerin çok sevdiği ve yaygınlaşması için çaba sarfettiği bir spor branşıydı. Ama kız çocukları ve kadınlar da isterse bu mecrada yer alabileceklerini göstermeye başlıyorlar. Bu yüzden futbol erkek branşıdır, bale kadın branşıdır gibi algılara hiç gerek yok. Kişi ne istiyorsa, o spor branşında rahatlıkla oynamalı ya da o mesleği yapabilmeli. Çünkü ben her zaman şunu söylüyorum, ben kadın olduğum için kadın milli takım teknik direktörü değilim. Ben işimi iyi yaptığım sürece bu takımın başındayım. Eğer bir teklif gelirse erkek takımında da çok rahat çalışabilirim. Kendimi ispat ettiğim alanda en iyisini vermek için çaba göstereceğim. Bu anlamda kadınlara çok iş düştüğünü düşünüyorum. Yapılan birtakım bilimsel çalışmalar şunu gösteriyor: Erkek girdiği ortamda, konuya çok hakim olmasa da düşüncesini çok rahat ifade edebiliyor. Biz kadınlarsa en küçük detayına kadar düşünüp, acaba bir yanlışım var mı diyerek geri çekiliyoruz. Biz iletişime çok daha açık kişileriz o yüzden biraz eyleme geçmemiz lazım.” açıklamasını yaptı.
İzmit'de Erkeklerin Aradığı Kadınlar Son Dakika Genel olarak erkeklerin diğer deyişle, Hepimizin hayatı kendine göre…
Galatasaray'ın deplasmanda Barcelona'yla 0-0 berabere kaldığı maçta ilginç bir istatistik ortaya çıktı.Kalesini gole kapatan Galatasaray,…
UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda deplasmanda Barcelona ile karşılaşan Galatasaray, müsabakayı 0-0 berabere tamamlayarak…
Türkiye Varlık Fonu ile LYY Telekomünikasyon AŞ arasında Türk Telekom'un toplam sermayesinin yüzde 55’ini temsil…
UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olan…
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı CNN International canlı yayınında Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki arabuluculuk…
Gezinme deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz.