İstanbul’un şairi Nazım Hikmet, 120 yaşında!

Mahpus duvarlarından taşıp evrensel bir dünya şairi olan Nâzım Hikmet Ran.

Hasret gittiği, çok sevdiği,memleket ve herkese anlatmak istediği, İstanbul! “İstanbul’un şairi”.

Öyle dedi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, il başkanı, Milletvekilleri ile birlikte geldiği Nâzım Hikmet, belgeselindeki konuşmasında.

Onun hasretini, bizim ona hasretimizi, bir ceviz ağacının gölgesi sağlar mı?

Dünya şairi Nâzım Hikmet Ran, 120. yaşında İstanbul’da çeşitli etkinlikler düzenlenirken Esenyurt Belediyesi, on günlük bir kültür şöleni başlattı. Açılış günü olan cumartesi günü, Halk Tv Görkemli Hatıralar programı ile başladı. Akşam ise Nebil Özgentürk’ün yazıp yönettiği Nâzım Hikmet Ran belgeseli, Metin Uca’nın yorumu ile CRR Salonu’nda gerçekleşti. İBB ve Nâzım Hikmet Vakfı katkılarıyla hazırlanan ücretsiz programda, kapıda yığılmalar oldu.

VATAN HASRETİ İLE ÖLÜMSÜZLÜK ŞERİDİ

Yazım ve yönetim sürecini üstlenen belgesel yönetmeni Nebil Özgentürk, doğum süreci gibi dokuz ay önce Rutkay Aziz başta olmak üzere Nâzım Hikmet Vakfı yöneticileri ile bir araya gelip güzel hayaller üzerine hazırladıkları belgesel filmin, galası ve anma programında, Nâzım Hikmet Ran’ı canlandıran Şahin Sancar başarılıydı. Geçmiş ve tüm yaşamı, şairin kendisinin anlatımı ile aktarıldı.

1963’e kadar sürecek bölümde Nâzım’ın çocukluğundan başlayarak adım adım hayatı, hayatına girenler titizlikle işlenmiş. Ailesi, yazılar, şiirler, sinema, tiyatro ve Lüküs Hayat’tan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hasta yatağında ulaştırılmayan mektubu, hapse girişi, kaçışı, sürgünü…

Belgeselde Nâzım Hikmet’in, tutkulu yaşamı, aşkları, çektiklerine rağmen tüm kainatı kucaklayan yaşam sevgisi, naif bir dille işleniyor. Moskova ve Türkiye’de yapılan çekimlerde de izleyiciyi bugünden düne götürüp hoş bir seda ile alması gereken mesajın olduğu noktaya, koyuveriyor. Öyle ki belgesel ne yaparsan yap, aşk hali ile yaparsan, acıyı bile unutturan gerçekliği sunar gibi.

Öyle olmasa, ondan el alıp yine sonsuzluğa uzanan Ruhi Su, Edip Akbayram, Selda Bağcan, Onur Akın’ın ezgileri, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, İbrahim Balaban, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Orhan Karaveli, Genco Erkal, Tarık Akan sözlerinden, eserlerinden olur muydu?

Zülfü Livaneli, Joan Baez birlikte şarkı söyler miydi? Ya, mutluluğun resmi, Abidin Dino? Efsane değil gerçek, Nâzım Hikmet Ran!

Yapımcılığını Nâzım Hikmet Sanat Vakfı ve Bir Yudum İnsan Film’in üstlendiği “Nâzım 120 Yaşında” adlı belgeselin yönetmeni Nebil Özgentürk,.Nâzım Hikmet’i ise oyuncu Şahin Sancak canlandırıyor ve kendisinin makyajını, profesyonel makyaj sanatçılarından biri olan Derya Ergün yapmış,

Belgesel sonrası sahne alan Serenad Bağcan, birbirinden güzel Nâzım Hikmet sözleri ile bestelenmiş eserleri sundu ama bir eser vardı ki, Nebil Özgentürk’ün de istediği ve babası Savaş Bağcan’ın, 80 darbesinde birden ortalıktan kaybolan, kendileri merak içinde iken bir gün gazetede elleri kelepçeli halde gördükleri Selda Bağcan’a, babasının yazdığı ağıt., Bülbül, Bülbül’e zincir vurulur mu hiç? Ne yazık ki sanatçıyı dinlemeye kalmayan Ekrem Başkan ve yanındaki heyetin gidişi üzdü.

NÂZIM’IN MEZARI

Geçtiğimiz yaz, hem Atatürk’ü görmüş hem bizzat Moskova günlerinde yanında olan yakın arkadaşı gazeteci, yazar Orhan Karaveli röportajımız sırasında bana, “Kendisi Aziz Nesin’e bıraktı, bende sana, kalp rahatsızlığı geçirdiğinde yanındaydım, o hep memleketine dönmek istiyordu. Gözü açık kalmasın, toprağını bulsun!” diye vasiyet etti. Görevli tek gazeteci olarak, dönemin bürokratlarının bile uzak durduğu Nâzım için Fazıl Hüsnü Dağlarca, ömürlük,yolluk sözünü kendisine teslim eder: “Nâzım’la konuşmadan döneceksen hiç gitme!” Ve Dev : “Orhan, Rusya’da ilk defa bir Türkten merhaba aldım. Ben vebalı mıyım ki kimse bana gelmedi” der, Nâzım!

Bana bıraktığı görev ve anma günlerinde dikkate alacaklarını düşünerek, Orhan Karaveli’nin dediği gibi: “Yok mu? İki metre toprak, bu memlekette Nâzım için?” Nâzım Hikmet’i anma etkinlikleri çeşitli yerlerde sürecek.