Merakla beklenen ve F1’de bugün koşulan sezonun 16. yarışı İstanbul GP’yi Mercedes’ten Valtteri Bottas kazandı. Takım arkadaşı Lewis Hamilton’un, sıralama turlarında birinci olduğu halde güç ünitesi değişikliği sebebiyle 10 sıra geriden başlamasıyla yarışta birinci sırayı kapan Bottas, fırsatı tepmedi ve yarışı en önde tamamladı.
Yarışa ikinci sırada başlayan Red Bull pilotu Max Verstappen de temkinli ve kontrollü bir sürüşle, başladığı sırada bitirdi ve şampiyonluk rakibi Hamilton’un beşinci olmasıyla bu yarışta rakibinden 8 puan fazla alarak öne geçti. İstanbul GP sonrası sürücüler klasmanında Verstappen 262.5 puana ulaşırken Hamilton da puanını 256.5 yaptı.
Sergio Perez’in yarışı üçüncü tamamlamasıyla iki pilotuyla podyuma çıkan Red Bull, takımlar sıralamasında Mercedes’i takibe devam etti. 397.5 puana ulaşan Mercedes ise Red Bull’un 33 puan önünde liderliğini korudu.
GÜNÜN PİLOTU SAİNZ
19. başladığı yarışı, pitte yaşadığı aksaklıklara rağmen 8. sırada tamamlamayı başaran Carlos Sainz, günün pilotu seçildi.
Yarışı bir süre önde götüren Ferrari pilotu Charles Lecrec de tıpkı takım arkadaşı Sainz gibi pitten nasibini almasına rağmen İstanbul GP’yi 4. sırada tamamladı.
Sıralama turlarındaki 1.22.868’lik derecesiyle, 2005 yılındaki yarışta Montoya’ya ait İstanbul GP’deki en hızlı tur rekorunu ele geçiren Hamilton, 11. sırada başladığı yarışı 5. sırada tamamlarken, pite girme konusunda teknik ekibiyle gergin anlar yaşadı.
Yarışa beşinci sırada başladıktan sonra Pierre Gasly’nin temasıyla spin atıp gerilere düşen eski dünya şampiyonu Alonso, İstanbul GP’yi 16. sırada tamamlarken, Alonso’ya teması sonucu 5 saniye cezası alan Gasly buna rağmen yarışı 6. sırada bitirdi.
Formula 1’de Türkiye’den sonraki durak ise ABD. 22-24 Ekim Aramco USA GP’den sonraki beş yarışın tarihleri ise şu biçimde:
5-7 Kasım 2021: Meksika GP
12-14 Kasım 2021: Sao Paulo GP
19-21 Kasım 2021: Katar GP
3-5 Aralık 2021: Suudi Arabistan GP
10-12 Aralık 2021: Abu Dabi GP
İSTANBUL GP NASIL BİR SINAV VERDİ?
İstanbul GP ile ilgili analiz ve gözlemlere geçmeden önce, F1’i sürekli takip etmeyenler için belirtmeliyiz ki İstanbul GP, F1’in yarış planlamasındaki sabit pistlerden birisi değil. 9 yıl aradan sonra sonra iki sene üst üste takvimde olmasının sebebi, pandeminin de etkisiyle başka pistlerin geçici olarak iptal edilmesi. Bu iptaller sonucu İstanbul’un takvime dahil edilmesi.
Öyle ki geçen sene İstanbul’da yarışın koşulacağının ilan edilmesi ile yarış tarihi arasında sadece 80 gün vardı. Hatta bu sebeple pistin yol tutuşu pilotlar tarafından da eleştirilmiş ancak yağmurun da etkisiyle belki de yılın en heyecanlı yarışı İstanbul’da koşulmuştu.
PİST TAMAM, YA SEYİRCİ?
Seyirci potansiyeli, daha da kuvvetlenen yol tutuşu açısından İstanbul GP iyi bir sınav verdi. Bundan bağımsız olarak mimar Hermann Tilke’nin en başarılı çalışmalarından olan İstanbul Park, kendine has özellikleri ile kısa sürede kendisine izleyici ve pilotların gözünde ikonik bir yer edinmiş durumda.
Yarış sonrası pilotlardan Bottas’ın “Türk taraftarların tepkisine şaşırdım. Açıkçası bu kadar sevgi ve ilgi beklemiyordum. Ancak burada kazandım ve şimdi bu pist benim için çok özel bir hale geldi. Gelecek sene yine burada görüşmek üzere.” ve Verstappen’in “Böyle bir hava olmasına rağmen tribünlerin dolu olması gerçekten mutlu etti. Burası harika bir şehir. Şehir merkezinde kalma şansım oldu. Bu şehri seviyorum. Takvimde mutlaka olmalı bence İstanbul.” açıklamaları, pilot tarafının memnuniyetini ortaya koymakta. Yine Formula 1’in ve takımların resmi sosyal medya hesaplarından da pilotlarla örtüşür biçimde İstanbul Park’ı güzelleyen paylaşımlar yapıldı.
ZIT DUYGULARI ART ARDA YAŞAMAK
Türk seyircisi F1’i giderek içselleştiriyor. Yarış sırasında olayın büyüsünde olan ya da yarış kültürüne çok hakim olmadığından sık sık yerinden kalkan izleyicilerin yanı sıra pür dikkat yarışı izleyen büyük bir kitle vardı. Ancak F1’i yerinden izleyenlerin tek eksiği, Serhan Acar’ın eşsiz anlatımı değildi. Ulaşım sorunları seyircileri âdeta canından bezdirdi. Öyle ki, yaklaşık 100 bin seyircinin en az yüzde 20’si, yarışın en önemli anlarından olan başlama anını izleyemedi. Üstelik o yüzde 20’nin yarısından fazlası İstanbul Park’ın içinde olduğu halde!…
Özel aracı olmayanların yarış alanına gidebilmesi için İBB, M4 Metro Tavşantepe İstasyonu, M5 Metro Necip Fazıl İstasyonu ve Pendik Metro durağı çıkışındaki otobüs durağından kalkacak biçimde ring araçları ayarlamıştı. Bu araçların sayısında bir sıkıntı yoktu. Ancak Pendik’ten İstanbul Park’a geçilirken, Saat 15.00’te başlayacak yarış için özellikle saat 12.30’dan sonra yollar âdeta kilitlendi. İddialardan başlıcası, sivil araçların kendilerine kapalı olan yolu tercih etmesi, polislerin de bu araçlara izin vermediği yerde yolun açılmasını sağlayacak bir yönlendirmede bulunmaması. (Tabii polislerin yolu protokol için beklettiği ve bu durumun da yolun tıkanmasında payının olması da bir başka iddia.) Böyle olunca 25 dakikalık yol, yaklaşık 2,5 saat sürdü. Ring otobüsleri trafikte âdeta mahsur kalınca, seferlerini tamamlayamadılar. Hem içindeki kişileri yarış alanına ulaştıramadılar hem de geri dönüp yeni sefer yapamadıklarından durakta biriken insanları alamadılar. Bir yerden sonra insanlar araçlardan inerek yaklaşık 5 km uzunluğundaki yolu yürüdüler.
Tuhaf manzaralardan bir tanesi de polisin, tıkanıklıktan saatler sonra tüm araçların geçişine izin verirken, yola yanlamasına koyularak üç şeritli yolun iki şeridini kapayan TOMA’yı çekme gereği duymamasıydı. TOMA’nın o durumda kalması da araç akışını yavaşlattı.
Seyircilerin çilesi yarış alanına ulaşmakla da bitmedi. Otobüslerin izleyicileri indirmesi gereken nokta ile tribünler arasındaki çok uzun mesafeye yönelik organizasyon yok denecek kıvamda, son derece amatördü. Bu durum yarış öncesinde de sonrasında da izleyicilerin yoğun tepkisine sebep oldu.
Seyircilerin içeriye alımı ve sonrasında tahliyesi ile ilgili neredeyse hiçbir planlama yok gibiydi. Alan içindeki ringler ise hem az hem de işlevsizdi. Yarış görevlileri birbirinden kopuktu. Bu sebeple seyirciler, İstanbul Park içinde de kilometrelerce yürümek zorunda kaldı. Tribün kısımlarının birbirinden çok ayrı ve uzak olduğu yerde bununla ilgili tabelalar da yetersizdi. İzleyicilerin tribünlere girmesi için tek ve dar bir köprü vardı. Geçerken izdiham yaşanmaması için kişiler azar azar alındı. Bu da öbek öbek yığılmalar yarattı. Çocuklar ezilme tehlikesi yaşadı.
Yarışı izlemek ne kadar eşsiz ise yarış öncesi ve sonrası o kadar çekilmezdi.
F1 ZENGİN SPORU KALMAK ZORUNDA MI?
Seyirciler açısından diğer zorlayıcı kısım, bilet fiyatlarından yiyeceğe, yiyeceklerden takım ürünlerine kadar her şeyin çok pahalı olması. Yarışı iyi bir yerden izlemek isteyenlerin en az 2 bin lirayı gözden çıkarması gerekirken, desteklediği pilotun ya da takımın sadece şapkasını almak isteyen bir taraftar, bütçesinden yaklaşık 600 Lira ayırmalı.
Bu kadar güzel bir piste ve büyük bir potansiyele yazık olmamalı.
Ulaşım ve bilet fiyatlarıyla ilgili düzenlemeler yapılırsa, firmaların Türkiye’de ürünleri daha gerçekçi fiyatlarla satmasına yönelik girişimde bulunulur ve sonuç alınırsa, F1 kültürü Türkiye’de çok başka bir yere gelebilir.
Tabii takvimde kalabilirsek…
İzmit'de Erkeklerin Aradığı Kadınlar Son Dakika Genel olarak erkeklerin diğer deyişle, Hepimizin hayatı kendine göre…
Galatasaray'ın deplasmanda Barcelona'yla 0-0 berabere kaldığı maçta ilginç bir istatistik ortaya çıktı.Kalesini gole kapatan Galatasaray,…
UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda deplasmanda Barcelona ile karşılaşan Galatasaray, müsabakayı 0-0 berabere tamamlayarak…
Türkiye Varlık Fonu ile LYY Telekomünikasyon AŞ arasında Türk Telekom'un toplam sermayesinin yüzde 55’ini temsil…
UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olan…
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı CNN International canlı yayınında Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki arabuluculuk…
Gezinme deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz.