İngiltere’de ağır araç sürücü sayısının talep karşısında yetersiz kalması, market raflarının boşalmasına ve benzin istasyonlarında akaryakıt …
İngiltere’de ağır araç sürücü sayısının talep karşısında yetersiz kalması, market raflarının boşalmasına ve benzin istasyonlarında akaryakıt sıkıntısı yaşanmasına neden oluyor.
Geçen ay market raflarında önce bazı ürünlerin eksikliği ile kendisini gösteren tedarik krizi; kısa zamanda perakende, imalat ve enerji sektörlerinde çok ciddi aksamalara neden oldu.
İngiliz hükümetinin destek istediği silahlı kuvvetler personelinin 4 Ekim’den bu yana rafinerilerden benzin istasyonlarına ikmal yapmasına karşın ülkede akaryakıt sıkıntısı hâlâ devam ediyor. Son olarak bugün, İngiliz enerji denetim kuruluşu Ofgem, bp’nin yüzde 24 hisse payına sahip olduğu Pure Planet ve Colorado Energy’nin faaliyetlerini durdurarak iflas bildiriminde bulunduğunu açıkladı.
Söz konusu şirketlerle birlikte, ülkede eylül ayının başından bu yana iflas eden enerji şirketi sayısı 11’e yükselmiş oldu.
Londra’da yaşayan gazeteci Taner Bildik, ülkedeki tedarik krizine ilişkin Cumhuriyet.com.tr‘nin sorularını yanıtladı.
“HÜKÜMET, HALKI OLASI SORUNLARA KARŞI HAZIRLIYOR”
Söz konusu krizin gündelik yaşama olan etkilerinden bahseden Bildik, şunları kaydetti:
“İngiltere’de bir tedarik krizi olduğu doğru ancak bu gündelik hayatı felce uğratmış değil. Öyle söylendiği gibi marketlerde ürün bulamama gibi bir durum da söz konusu değil. Sadece çeşitlilik konusunda bir sıkıntı var. Örneğin normal şartlarda 7-8 farklı marka varken bu çeşitlilik 4-5 markaya düşmüş durumda. Temel gıda maddelerinde eksiklik yaşanmıyor. Ancak meşrubat gibi gazlı içecekler konusunda bazen aksamalar olabiliyor. Halk şimdilik stok yapmaya başlamış değil fakat sorun büyürse noel öncesi bir sıkıntı yaşanabilir diye hükümet halkı şimdiden uyarıp olası sorunlara karşı hazırlıyor diyebiliriz.”
“İNGİLTERE’NİN VATANDAŞLARINI AÇ BIRAKACAĞI DÜŞÜNCESİ ÜTOPİK OLUR”
Krizin çok uzun süreceğini tahmin etmediğini belirten Taner, “Noel öncesi bir sıkıntı yaşanması muhtemel. Ama sonrasında bir çözüm üretilecektir. İngiltere’nin ürün bulamadığı için vatandaşlarını aç bırakacağı düşüncesi ütopik olur. Zaten yakıt sıkıntısında ordu devreye girdi, vatandaşların o ilk günlerdeki paniği de sona erdi. Şu anda yakıt istasyonlarında kuyrukları görmüyorsunuz” dedi.
“NE BASIN NE DE HALK SORUNA ALIŞIK DEĞİL”
İngiliz basınının olası krize karşı hükümeti eleştiren yayınlar yaptığını anlatan Taner, şu ifadeleri kullandı:
“Şunu unutmamakta fayda var. Saat gibi işleyen bir sistemde en ufak aksaklık hemen manşetleri süslüyor. Çünkü ne İngiliz basını ne de İngiliz halkı soruna alışık değil. Bu nedenle bazen olaylar büyütülebiliyor. İngiltere’de gazetecilik yapmak çok kolay değil, stabil bir gündem var. Haberi yakalayınca köpürtüyor elbette basın…”
“MASADA BİRÇOK ÇÖZÜM VAR”
Son olarak tedarik sorununun Brexit kaynaklı olduğunu dile getiren Taner, şu şekilde konuştu:
“Sonuçta gümrük anlaşmaları hâlâ tam olarak rayına oturmuş değil ve İngiltere bir ada ülkesi. Ana kara ile bağlantısı biraz da bu nedenle kopmuş durumda. Şimdi İngiliz kamuoyu Brexit sürecinin hata olup olmadığını tartışmaya başladı. Ama dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine sahip bir ülke bu krizi halkına çok hissettirmeden atlatmaya çalışıyor. Zaten masada birçok çözüm var. İhtiyaç duyulan alanlarda vize verilmesinden tutun da Brexit anlaşmasının kurallarını gevşetmeye kadar…”