JICDaha fazla C vitamini içeren bu genetiği düzenlenmiş domates piyasaya daha hızlı sürülebilirİngiltere hükümeti, genetiği düzenlenmiş ürünlere …
İngiltere hükümeti, genetiği düzenlenmiş ürünlere ilişkin sınırlandırmaları gevşetmeye ve böylece bu ürünlerin İngiltere’de ticari amaçla yetiştirilmesini sağlamaya hazırlanıyor.
Söz konusu değişiklik, İngiltere’nin, bu konuda dünyanın en katı düzenlemelerine sahip olan Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasıyla (Brexit) mümkün hale geldi.
İngiltere Çevre, Gıda ve Köyişleri Bakanı George Eustice, iklim değişikliğine karşı daha güçlü ve daha dirençli bitkilerin yetiştirilmesine yardımcı olmak için çiftçilerle ve çevre örgütleriyle yakın bir şekilde çalışacağını söyledi.
Bakan Eustice, “Gen düzenleme, doğanın sağladığı genetik kaynaklardan yararlanma imkanına sahip. Karşılaştığımız en büyük zorluklardan bazılarının üstesinden gelmemize yardımcı olabilecek bir araç” dedi.
Genetiği düzenlenmiş ürünler, genetik yapısı değiştirilmiş olanlara kıyasla çok daha basit gen değişimlerine sahip. Genetiği değiştirilmiş mahsullere genellikle, bazen tamamen farklı bir türden olmak üzere, başka genler eklenebiliyor ve bazı durumlarda hayvanlardan DNA da eklenebiliyor.
Genetiği düzenlenmiş mahsuller ise genellikle sadece genlerinden ayrılıyor ve geleneksel melezleme yoluyla yeni çeşitleri birkaç yıl yerine aylar içerisinde üretiyor.
Bilim insanları gen düzenlemeyi, daha besleyici ve verimli meyve, sebze ve tahılların yanı sıra iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı hava koşullarına daha dayanıklı ürünler geliştirmede kullanabileceklerine inanıyorlar.
AB yönetmelikleri ise genetiği düzenlenmiş mahsullerin genetiği değiştirilmiş mahsullerle aynı şekilde muamele görmesini gerektiriyor.
Bu da, birkaç yıl süren saha çalışmalarının yanı sıra kapsamlı gıda güvenliği testlerini öngörüyor.
Söz konusu yaklaşım, biyoteknoloji şirketleri tarafından çok zahmetli ve pahalı olarak görülüyor, bu nedenle AB’de genetiği değiştirilmiş ürünler geliştirilmiyor.
İngiltere hükümeti ilk olarak, genetiği düzenlenmiş ve genetiği değiştirilmiş ürünlere yönelik yasaları ayırmayı planlıyor.
İlk aşamada, bilim insanlarının geleneksel melezleme yoluyla üretilebilecek genetiği düzenlenmiş bir mahsulün açık hava denemelerini yürütmek için lisans başvurusunda bulunma gereksinimini ortadan kaldırmak için bu yıl içinde yasa çıkarılacak.
Şu anda, onay süreci iki ay sürebiliyor ve birkaç bin sterline mal olabiliyor.
Genetiği düzenlenmiş mahsullerin ticari amaçlı geliştirilmesi için herhangi yeni bir çeşitle aynı şekilde düzenlenmesini sağlamaya yönelik mevzuat değişikliğinin ise gelecek yıl yapılması öngörülüyor.
Hükümet, tüketiciye tercih sunmak için etiketleme gibi hangi önlemleri alması gerektiğini gözden geçiriyor.
Uzun vadede bakanlar, İngiltere’nin genetiği değiştirilmiş tüm organizmaları kapsayan düzenlemeye yaklaşımını gözden geçirecekler. Bu, genetiği düzenlenmiş ve genetiği değiştirilmiş hayvanların ticari amaçla geliştirilmesine ve yetiştirilmesine izin verebilecek değişiklikleri içeriyor. Bu tür hayvanlar daha üretken, bazı hastalıklara karşı daha dirençli ve hatta sıcak havalara daha dayanıklı hale getirilebilir.
Bu duyuru, bu alanda çalışan birçok bilim insanı tarafından memnuniyetle karşılandı.
Bir tür akciğer hastalığına daha dirençli, genetiği düzenlenmiş domuzların geliştirdiği Edinburgh’daki Roslin Enstitüsü’nde çalışan Profesör Helen Sang, “Çarşamba günü yapılan duyuru, kesin ve hedefe yönelik, spesifik genetik değişiklikler yapmamıza izin veren ileri yetiştirme tekniklerinin kullanımının önündeki gereksiz ve bilimsel olmayan engelleri azaltma yolunda ilk adım” dedi ve ekledi:
“Mevzuata yönelik daha orantılı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımın benimsenmesi, uluslararası araştırmalarda işbirliği, ülke içinde yatırım ve teknolojiye dayalı ihracat için fırsatları artıracak ve İngiliz bilmine büyük bir destek sağlayacaktır.”
Fakat gen teknolojilerini insan hakları, çevrenin ve hayvanların korunması açısından izleyen GeneWatch örgütünden Dr. Helen Wallace, değişiklikleri “insan sağlığını ve çevreyi korumaya yönelik standartların zayıflaması” olarak nitelendirdi:
“İnsanlar aldanmasın. Genetiği değiştirilmiş mahsuller genetiği değiştirilmiş mahsullerdir. İster yeni ister eski tekniklerle yapılmış olsunlar, istenmeyen sonuçlara yol açabilirler.
“İklim değişikliğine dayanıklı genetiği değiştirilmiş mahsullerden 40 yıldan fazla bir süredir söz ediliyor, ancak hiçbir zaman hayata geçirilmedi.”
Bugün yetiştirilen genetiği değiştirilmiş mahsullerin yüzde 90’ının hayvanlara zarar verebildiğini söyleyen Wallace, “Yeni genetiği düzenlenmiş mahsuller farklı olmayacak ve aynı çevre sorunlarına neden olacak” dedi.
Genetiği değiştirilmiş ürünlere karşı kampanya yürüten GM Freeze örgütünün direktörü Liz O’Neill ise hükümetin “kamu güvenliğini sağlamayı, herkes için ücretsiz yüksek teknolojiye dayanan bir sistemle değiştirmek istediğini” söyledi.
“Bu duyuru, Çevre, Gıda ve Köyişleri Bakanlığı’nın genetik teknolojilerin düzenlenmesi konusundaki istişarelerine bir yanıt olarak tanımlanıyor. Fakat, (Bakan) George Eustice’in bu istişarelerden ne öğrendiği hakkında hiçbir ayrıntı verilmedi.
“GM Freeze’in gördüğü, istişarelerde yer alan sunumlar, Bakanlık’ın genetiği değiştirilmiş ürünlere yönelik güvenlik önlemlerini kaldırma önerileri hakkında çok çeşitli endişeleri içeriyor, ancak bu duyuru bakanın bunları dinlemediğini gösteriyor.”