
Su Ürünleri Alarm Veriyor! Üretim Yüzde 7,6 Düştü
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),2024 yılına ait su ürünleri istatistiklerini yayınladı. Veriler, sektörde önemli değişimlerin yaşandığını gösteriyor. Toplam su ürünleri üretimi bir önceki yıla göre yüzde 7,6 azalarak 933 bin 194 ton olarak gerçekleşti. Bu düşüşte, özellikle avcılık yoluyla elde edilen ürünlerdeki azalma etkili oldu.
Avcılıkta Şok Düşüş: Denizler Boşalıyor mu?
Su ürünleri avcılığı, 2024 yılında yüzde 21,6 gibi ciddi bir oranda azaldı. Toplam avcılık üretimi 356 bin 70 ton olarak kaydedildi. Deniz ürünleri avcılığındaki azalma yüzde 23,3 olurken, iç su ürünleri avcılığında ise yüzde 0,2'lik hafif bir artış yaşandı. Avlanan deniz balıklarının miktarı 290 bin 68 ton olarak gerçekleşti. Balık türlerine göre dağılımda ise hamsi 153 bin 175 ton ile ilk sırada yer alırken, onu palamut ve sardalya takip etti.
Bu düşüşün nedenleri arasında aşırı avlanma, deniz kirliliği ve iklim değişikliği gibi faktörler gösterilebilir. Uzmanlar, deniz ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir balıkçılık yöntemlerinin uygulanması gerektiğinin altını çiziyor.
Yetiştiricilik Umut Işığı mı?
Avcılıktaki düşüşe karşın, yetiştiricilik üretimi 2024 yılında yüzde 3,7 oranında arttı. Toplam yetiştiricilik üretimi 577 bin 124 ton olarak gerçekleşti. Yetiştiricilik üretiminin yüzde 70,3'ü denizlerde, yüzde 29,7'si ise iç sularda yapıldı. Yetiştirilen en önemli balık türleri iç sularda alabalık (170 bin 905 ton),denizlerde ise levrek (165 bin 55 ton) ve çipura (155 bin 279 ton) oldu.
Yetiştiricilik, su ürünleri üretimindeki açığı kapatma potansiyeli taşısa da, çevresel etkileri ve sürdürülebilirlik ilkeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Doğru planlama ve yönetim ile yetiştiricilik, sektörün geleceği için önemli bir alternatif olabilir.
Gelecek Ne Getirecek?
TÜİK verileri, Türkiye'deki su ürünleri sektörünün önemli bir dönüm noktasında olduğunu gösteriyor. Avcılıktaki düşüşün sürdürülebilir çözümlerle tersine çevrilmesi, yetiştiriciliğin ise çevreye duyarlı bir şekilde geliştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, denizlerimizdeki biyoçeşitlilik azalabilir ve balıkçılık sektörü ciddi zararlar görebilir. Sürdürülebilir balıkçılık yöntemlerinin teşvik edilmesi, deniz kirliliğinin önlenmesi ve iklim değişikliği ile mücadele, su ürünleri sektörünün geleceği için hayati önem taşıyor. Unutmayalım ki, denizler sadece bir besin kaynağı değil, aynı zamanda yaşam kaynağımızdır.