Çocuk İstismarı: Bakanlık Faili mi Koruyor? Şok İddia!
Gündem

Çocuk İstismarı: Bakanlık Faili mi Koruyor? Şok İddia!


23 June 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 23 June 2025

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Diyarbakır'da yaşanan ve büyük tepki çeken çocuk istismarı davasında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın tutumuna sert eleştiriler yöneltti. Nazlıaka, bakanlığın davaya müdahil olmamasını "çifte standart" olarak değerlendirerek, failin AKP Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz'ın yeğeni olduğunu vurguladı. Bu durumun, bakanlığın çocukları koruma görevini siyasi çıkarlara feda ettiği anlamına geldiğini savundu.

Bakanlık Neden Sessiz Kaldı?

Davanın detaylarına bakıldığında, 10 yaşındaki bir kız çocuğuna yönelik cinsel istismar suçu işleyen sanık, mahkeme tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmış, ancak sabıkasız oluşu gerekçe gösterilerek cezası 5 yıl 2 ay 15 güne indirilmişti. Kamuoyunun tepkisini çeken en önemli nokta ise, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bu davaya müdahil olmamasıydı. Aylin Nazlıaka, bu duruma şu sözlerle tepki gösterdi:

"Bakanlık duruşma gününden haberdar edilmedi mi, yoksa bilerek mi sessiz kalmayı tercih etti? Çocuğun hakkını koruma görevi, failin kimliğine göre mi işletilecek?"

Nazlıaka, 6284 Sayılı Kanun'a atıfta bulunarak, çocuk istismarı davalarında bakanlığın müdahil olmasının yasal bir zorunluluk olduğunu hatırlattı. Bakanlığın benzer davalarda sıkça müdahil olmasına rağmen bu davada sessiz kalmasını, sanığın iktidar partisiyle olan bağlantısına bağladı.

Adalet Siyasi Bağlantılara Göre mi Dağıtılıyor?

CHP'li Nazlıaka, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ı istifaya davet ederek, bakanlığın sessizliğinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Nazlıaka, şu ifadelerle tepkisini dile getirdi:

"Siz bu suskunlukla yalnızca görevinizi ihmal etmediniz, aynı zamanda istismara uğrayan bir çocuğun değil, failin gölgesinde durmayı tercih ettiniz. Bu ülkede çocukların korunması, siyasi kimlikten daha değerlidir."

Nazlıaka, bu olayın münferit bir vaka olmadığını, iktidarın adalet anlayışındaki çürümüşlüğün bir göstergesi olduğunu belirtti. Siyasi pozisyonuna göre tavır alan kamu görevlilerinin bu suça ortak olduğunu ifade etti.

Aylin Nazlıaka'nın açıklamalarından öne çıkan noktalar:

  • Bakanlığın çocuk istismarı davasına müdahil olmaması kabul edilemez.
  • Failin AKP'li vekilin yakını olması nedeniyle bakanlık sessiz kalmıştır.
  • Adalet, siyasi bağlantılara göre dağıtılmamalıdır.
  • Çocukların korunması siyaset üstüdür.

Sonuç olarak, Aylin Nazlıaka'nın bu sert eleştirileri, çocuk istismarı gibi hassas bir konuda devletin ve kamu görevlilerinin tarafsızlık ilkesine ne kadar bağlı kaldığı sorusunu bir kez daha gündeme getirdi. CHP'nin bu konudaki takipçisi olacağını ve adaletin sağlanması için mücadele edeceğini vurgulaması, kamuoyunun beklentilerini artırmış durumda. Bu davanın ve benzer vakaların takipçisi olmak, çocukların korunması ve adaletin sağlanması adına büyük önem taşıyor.