ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD'nin İran'daki nükleer tesisleri vurmasının ardından dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Rubio, İran'a diyalog çağrısı yaparken, "Karşılık verirlerse, tarihlerindeki en büyük hatayı yaparlar" şeklinde sert bir uyarıda bulundu.

ABD'den İran'a Diyalog Çağrısı

İsrail ve İran arasındaki gerilim tırmanırken, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısı bölgede tansiyonu daha da yükseltti. Bu gelişmeler üzerine açıklama yapan Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD'nin İran ile masaya oturmaya hazır olduğunu belirtti. Rubio, "Bu İran'a karşı bir savaş değil. İran ile görüşmeye hazırız. Şu anda İran'a planlanmış bir saldırı yok. Dünya bugün 24 saat öncesine kıyasla daha güvenli ve stabil. İran karşılık verirse bugüne kadar yaptığı en kötü hata olur" ifadelerini kullandı.

Rubio'nun bu açıklamaları, ABD'nin hem gerilimi düşürme hem de İran'a karşı caydırıcı bir tutum sergileme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

ABD Başkan Yardımcısından Açıklama

ABD Başkan Yardımcısı James David Vance de konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Vance, ABD'nin İran ile savaş halinde olmadığını, sadece İran'ın nükleer programıyla mücadele ettiklerini vurguladı. Vance, "İran ile savaşta değiliz, İran'ın nükleer programıyla savaş halindeyiz" dedi ve ekledi: "Bence onların programını gerçekten çok uzun bir süre geriye ittik. Bence İranlıların nükleer silah geliştirebilmeleri için çok uzun yıllar geçmesi gerekecek."

Vance ayrıca, İran'ı nükleer programı konusunda iyi niyetle müzakere etmemekle suçlayarak, müzakerelerin sonuçsuz kalmasının saldırı için bir katalizör görevi gördüğünü söyledi. ABD'nin İran'da rejim değişikliği istemediğini de belirten Vance, amaçlarının nükleer programı sona erdirmek ve uzun vadeli bir çözüm bulmak olduğunu ifade etti.

ABD'nin İran'a yönelik bu hamlesi ve açıklamaları, bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek? İşte bu sorunun cevabı, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelerle daha net ortaya çıkacak.

Tüm bu gelişmeler ışığında, ABD'nin İran'a yönelik sert uyarısı ve diyalog çağrısı, bölgedeki gerilimi azaltmaya yönelik bir çaba olarak değerlendirilebilir. Ancak, İran'ın bu çağrıya nasıl yanıt vereceği ve bölgedeki diğer aktörlerin tutumu, gelecekteki gelişmelerin seyrini belirleyecek.