Deniz Zeyrek bugünkü yazısında muhalefet partilerinin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ konusunda netliğini dile getirirken iktidar kanadında …
Deniz Zeyrek bugünkü yazısında muhalefet partilerinin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ konusunda netliğini dile getirirken iktidar kanadında ise Başkanlık Sistemi konusunda çıkmazda olduğunu dile getirdi.
Zeyrek, iktidardaki çalışmaları değerlendirirken “İktidar kanadında iki çalışma var. Biri Anayasa değişikliği teklifi, diğeri Seçim Yasası teklifi” dedi.
Deniz Zeyrek’in yazının ilgili bölümü şöyle:
Siyasetteki kutuplaşma artık çok net: Bir tarafta “Başkanlık”, diğer tarafta “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi”.
Millet önüne sandık konulduğunda, Cumhurbaşkanı’nı seçmekle kalmayacak, Türkiye’nin hangi sistemle yoluna devam edeceğine karar verecek.
Muhalefetteki altı parti Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda çok net.
Ortak ilkeler mutabakatının eli kulağında.
Mutabakat metni, Anayasa’da yapılacak sistem değişikliğini de ortaya koyacak.
Seçim yaklaşınca, mutabakat metninde genel hatları belirlenen Anayasa değişikliği ve Parlamenter Sisteme geçiş takvimi de netleştirilecek ve ilan edilecek.
Genel eğilim, iki yıl içinde genel hazırlıkların yapılması ve Anayasa Değişiklik Paketi’nin TBMM’ye sunulması.
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in “Ben Başbakan olmak istiyorum” çıkışından sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Güçlendirilmiş parlamenter sistemi biz bir an önce kısa sürede hayata geçirmek istiyoruz. Dolayısıyla o sürecin sonucunda Sayın Akşener’in başbakanlık görevini üstlenmesi bizim açımızdan da son derece değerli olur” sözlerinden geçiş süreci ve sonrasına dair bir görev dağılımının da yapılacağı anlaşılıyor.
Daha net anlatmak gerekirse, sandığa gittiğimizde altı muhalefet partisinin ortak vaadini, bu vaadi gerçekleştirecekleri takvimi ve bu süreçte hangi lidere ne görev düşeceğini öğrenmiş olacağız.
Peki muhalefet cenahında tablo bu kadar netken, iktidar cenahında neler oluyor?
İktidar kanadında iki çalışma var.
Biri Anayasa değişikliği teklifi.
Diğeri Seçim Yasası teklifi.
Seçim Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikleri 2 Ekim 2021 günü yazmıştım. Hatırlatmak gerekirse, seçim barajı yüzde 7’ye düşürülecek, her seçim bölgesinde maksimum 7 ya da 10 milletvekili olacak (Şu anda sadece İstanbul 1. Bölge’de 35 milletvekili var), bir il ya da ilçede en kıdemli hakimlerin başkan olduğu seçim kuruluna artık birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından başkan seçilecek, “TBMM’de grubu bulunma” durumu seçime girmek için yeterli olmayacak.
Anayasa değişikliği konusunda yapılan çalışmalar ise henüz ete kemiğe bürünememiş. Zira iktidar cephesinin hukukçuları, “Başkanlık Sistemi kalacak” talimatı yüzünden çok fazla hareket alanına sahip değil.
Mevcut sistemi “iyileştirmek” gibi bir arayış var ama sisteme dokunmadan bunu yapmak mümkün değil.
Bazı meslektaşlarımız “Yarı Başkanlık Sistemi’ne geçilecek, hükümet parlamentodan çıkacak” diye yazdı ama Cumhur İttifakı’nın zirvesinde “Başkanlık Sistemi’nin omurgasını bozmama” kararlılığı var.
İktidar açısından Anayasa değişikliği konusunda daha önemli bir sorun var:
AK Parti içinde yönetim sistemiyle ilgili “paradigmanın değişmesi gerektiğine inanan” geniş bir grup var.
Aralarında partinin çok önemli isimleri de var. Başkanlık Sistemi’nin ilerleme getirdiğine inanmak bir yana, ülkeyi birçok açıdan geriye götürdüğünü düşünüyorlar.
Ülkeyi yönetenlerin, millete hesap vermek zorunda olmamasının, partiyi millet karşısında zor durumda bıraktığına dikkat çekiyorlar.
Bir başka argümanları daha var: “Eski sistem olsa hala birinci parti olduğumuzdan iktidarımız devam eder.”
Geçen hafta sohbet ettiğimiz bir AK Parti yöneticisi, yaşadıkları en büyük sorunu şöyle izah etti:
“Bakanlar bir tek Cumhurbaşkanı’na hesap veriyor. Halkın karşısında hesap veren biziz. Millet nezdinde hatayı yapanla, hesabı verenin başka olduğu bir sistemi devam ettiremezsiniz.”
Bu muhteşem özetin üzerine yorum yapmaya gerek yok.
Anlayacağınız iktidar partisi, Başkanlık Sistemi konusunda çıkmazda.
Çünkü, AK Parti teşkilatlarında anket yapsanız, Başkanlık Sistemi çıkmayabilir.
Peki durum böyleyken AK Parti Başkalık Sistemi’nden vazgeçer mi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan vazgeçmez.