Rize’de İyidere Lojistik Limanı İnşaatı’nda kullanılmak üzere İşkencedere Vadisi’nde açılmak istenen taş ocağına karşı yöre halkının mücadelesi …
Rize’de İyidere Lojistik Limanı İnşaatı’nda kullanılmak üzere İşkencedere Vadisi’nde açılmak istenen taş ocağına karşı yöre halkının mücadelesi devam ediyor.
İkizderelilerin direniş alanı ‘acil kamulaştırma’ kapsamında yıkılmak isteniyor. Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kamulaştırma kararında, “Acele kamulaştırmaya ilişkin şartların oluşturulduğunun anlaşılması ile verilen ara karar üzerine bilirkişilerce yapılan keşif sonucunda mahkemeye ibraz edilen raporların esaslara ve bilimsel niteliklere uygun olduğu anlaşılmış, bu doğrultuda acele kamulaştırılma bedeli olarak belirlenen Rize ili, İkizdere İlçesi Cevizlik Köy dahilinde bulunan 101 ada 460 parsel nolu taşınmazın acele kamulaştırma bedeli 763 bin 850 TL’nin davacı kurum tarafından 20 Ağustos 2021 tarihinde Ziraat Bankası İkizdere şubesinde depo edildiği anlaşıldı. İstinaf yolu kapalı olmak üzere taşınmazın tamamına el konulmasına karar verildi” denildi.
“İKİZDERE’DE SAVAŞ MI VAR?”
Arazinin sahiplerinden Güngör Baş, kararın kendilerine tebliğ edilmediğini söyledi. Arazi içinde bulunan yapının Cuma günü yıkılacağını Kalkandere Adliyesi adına kendilerini arayan jandarmadan öğrendiklerini belirten Baş, “Biz başından beri doğa talanına karşı durduk. Evimizin içine kadar girdiler. Burada Teksas kanunlarıyla iş yapmaya çalışıyorlar. İkizdere’de savaş mı var? Afet mi var? Acele kamulaştırma kararını kendi çıkarlarına göre kullanıyorlar. Dün olduğu gibi bugün de bu hukuksuz yaptırımın karşısında olacağız. Cuma günü yıkım için gelecekler ve biz yine burada olacağız. Taş ocağı yaparak İşkencedere’yi talan etmek isteyenlere karşı doğanın yanında yer almak isteyenleri de bizlere destek olmak için burada bekliyoruz. Herkese çağrımızdır. Talana dur demek için bir şey yapın” dedi.
“KARARI DANIŞTAY’A TAŞIYACAĞIZ”
Kararı Cumhuriyet’e değerlendiren direnişçilerin avukatı Yakup Okumuşoğlu, “Verilen acele el koyma kararı hukuka uygun olan bir yöntem değil. Mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelen bir yöntem. Acele kamulaştırma ve el koyma için acele hali getiren bir durumun var olması lazım. Acelelik hali de savaş, sıkıyönetim gibi olağanüstü hallerde kamunun ihtiyacına yönelik devreye sokulur. Bu gücü bir taş ocağı projesi için yol çalışması için kullanıyorlar. Dolayısıyla verilen karar hukuka uygun değil” dedi. Jandarmanın arazi sahiplerini arayarak Cuma günü yıkım gerçekleştirileceğinin haberini vermesine yönelik de Okumuşoğlu, “Acele el koymaya ilişkin olarak Kalkanderede dava açmışlar ve mahkeme el koyma kararı vermiş. Ancak bu karar mülkiyet değişikliğini içermez. Söz konusu alana girme hakkını elde edebilirler ama mülkiyet hakkı hala vatandaştadır. Çünkü arkasından tescil ve iptal davası açılabilir. Gelip kararın hemen sonrasında yıkım yapılamaz. Oranın tahliyesini isteyebilirler. Bu da jandarma aracılığıyla ‘buradan çıkın biz burayı yıkacağız’ demekle olmaz. Mahkemeye başvurup tahliye davası açmak durumundalar. Biz de bu hukuksuzluklar için ivedilikle idari yargıya başvuracağız” diye konuştu. Acele kamulaştırma kararının iptali için Danıştay’a başvuru yapacaklarını söyleyen Okumuşoğlu, “Türkiye’de istisnai bir karar olması gereken ‘acele kamulaştırma kararı’ genel geçer hale getirilmeye çalışılıyor. Ne kadar kamu görünse de bu kararlar firmalar için alınıyor” ifadelerini kullandı.