Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bizim tek derdimiz var; ihracat, ihracat, ihracat ve bunu başaracağız” sözüyle duyurduğu ihracat odaklı yeni ekonomi modelinin ardından, Türkiye’nin bu alandaki son durumunu ve büyüme potansiyelini inceledik.
Türkiye’nin küresel ihracattan aldığı pay 2013’te yüzde 0,86’yken 2020’de yüzde 0,98’e çıktı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre yılın ilk 11 ayında en fazla ihracat sanayi sektöründe gerçekleşti.
Sanayi ürünlerinde ise otomotiv, kimyevi maddeler, çelik ve hazırgiyim ilk dört sırayı aldı.
BBC Türkçe‘ye konuşan Şekerbank Başekonomisti Dr. Gülay Elif Yıldırım, demir çelik sektörünün 2021’de bu kadar öne çıkmasında küresel emtia fiyatlarındaki artışın yanı sıra Çin’in pandemi sonrasında kendi iç piyasasına yönelik ihracat piyasasından çekilmesinin de rol oynadığını söylüyor.
Yıldırım, Türkiye’nin ana ihracatçı sektörlerindeki olumlu görünümün, Türkiye’nin ticaret partnerlerinin 2021’deki büyüme performansıyla ilişkili olduğunu, küresel büyümede 2022’de sıkılaşan finansal koşullarla birlikte bir yavaşlama sürecinin yaşanabileceğini belirtiyor.
Savunma ve havacılığın başarısı
Öte yandan sene başından bu yana ihracatta en hızlı büyümeyi gerçekleştiren sektör ise gemi ve yat ihracatı oldu, Kasım ayında Ocak’a kıyasla 4,8 katına çıktı.
Dr. Yıldırım, siparişle çalışan ve kâr payı yüksek olan bu sektörün işçilik maliyetlerinin yabancı para anlamında ciddi oranda gerilemesinin avantaj sağladığını ve sektörün ihracatının büyüme potansiyeli taşıdığını belirtiyor.
İhracatta büyümesi en hızlı olan diğer sektörler ise çelik, mücevher, kuru meyve mamulleri ile savunma ve havacılık sanayii oldu.
Yıldırım, bu sektörlerden savunma ve havacılığın önemli bir başarı hikayesi yazdığını, son dönemde ihracatı desteklemenin yanı sıra ithalat talebini de azalttığını vurguluyor:
“Sektörün devlet politikası kapsamında önemsenmesi ile önümüzdeki dönemde iç üretimin yanı sıra ihracatın da güçlü seyrine devamını beklerim.”
Hizmet ihracatında potansiyel
Merkez Bankası verilerine göre Türkiye 2019’da 63,5 milyar dolarlık hizmet ihracatı da gerçekleştirdi.
Bunun yüzde 47’si seyahat, yüzde 38’i taşımacılık sektöründe oldu. Üçüncü sırada yer alan telekomünikasyon ve bilgi hizmetlerinin payı ise yalnızca yüzde 2’ydi.
Dr. Yıldırım, hizmet ihracatındaki ithal girdi oranının diğer sektörlere kıyasla daha düşük olduğunu bu yüzden TL’deki değer kaybının hizmet ihracatını diğer sektörlere kıyasla daha fazla artırabileceğini söylüyor. Yıldırım, hizmet ihracatında turizm ve özellikle de sağlık turizminin büyüme potansiyeline dikkat çekiyor.
Merkez Bankası analizi: İhracatçı olma potansiyeli bulunan şirketlerin üçte biri ihracat yapmıyor
Merkez Bankası’nın ihracat potansiyeli yüksek olmasına rağmen ihracat yapmayan şirketlere dair bir çalışması da bulunuyor.
Ekonomist Ünal Seven, Genel Müdür Yardımcısı Merve Artman ve Uzman Yardımcısı Kadir Gürci’nin hazırladığı çalışmaya göre, Türkiye’de ihracatçı olma potansiyeli bulunan şirketlerin yüzde 33’ü ihracat yapmıyor.
Temmuz 2021’de yayımlanan bu analize göre, bazı sektörler yüksek potansiyelli olmasına rağmen ihracat yapmayan şirketlerin oranında öne çıkıyor.
Bunlar turizm, imalat, ticaret ve hizmet sektörleri.
Makalenin yazarları bu şirketlerin ihracat yapar hale getirilmesinin önemini şu sözlerle anlatıyor:
“Ekonomik büyümeyi, kalkınmayı ve cari fazlayı destekleyici politikalar tasarlanırken potansiyeli yüksek ancak ihracat yapmayan firmaların sektör, ölçek ve şehir dağılımlarının dikkate alınması, bu politikaların etkinliğinin ve verimliliğinin artması açısından önem taşımakta. Ayrıca, potansiyeli yüksek olduğu halde ihracat yapmayan firmaları yakından takip ederek bu firmaların ihracat kararı almalarının önündeki engellerin/nedenlerin ortadan kaldırılması ülkemizin kalkınma hedeflerine katkı sağlayabilecek.”
İhracatçıların yapısı
TÜİK verilerine göre ihracat yapan şirketlerin yüzde 60,8’i, çalışan sayısı en fazla 9 olan mikro işletmelerden oluşuyor.
250’den fazla kişi çalıştıran şirketler ise sayıca az olsalar da ihracatta en büyük paya sahip.
Türkiye’nin hangi ülkelere ihracatını artırmasının daha kolay olduğunu hesaplamak için Ticaret Tamamlayıcılık Endeksi’ne bakmak da faydalı olabilir.
Bu endeks, Türkiye’nin ihracat yapısının en çok hangi ülkelerin ithalat yapısıyla örtüştüğünü gösteriyor.
Merkez Bankası Kıdemli Ekonomisti Ahmet Adnan Eken ve Uzman Yardımcısı Didem Yazıcı’nın Nisan ayında IMF verilerinden yola çıkarak yaptığı hesaplamaya göre hizmet ihracatında Çin, Rusya, Güney Kore, Almanya ve İtalya gerek yapı gerek büyüklükleri ile Türkiye için yüksek hizmet ihracatı potansiyeli taşıyan ülkeler olarak öne çıkıyor.
Yüksek teknolojinin payı geriliyor
İhracatta önemli bir gösterge de düşük, orta ve yüksek teknoloji ihracatının payı.
Türkiye’de yüksek teknoloji ihracatının payını artırmak hedeflense de hem yüksek hemde orta yüksek teknolojinin ihracattaki payı düşüşte.
‘Hedef yüksek teknoloji olmalı’
Şekerbank Başekonomisti Dr. Gülay Elif Yıldırım, yüksek teknoloji ihracatının yılın ilk 10 ayında dolar bazında yüzde 50 artmasına rağmen toplam ihracat içindeki payının azaldığına dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Şu an ekonomik programın örnek olarak aldığı Çin artık klasik sektörleri diğer ülkelere bırakırken yüksek teknoloji ürünlerin ihracatında büyüme kararındadır. Bir değişim hedefleniyorsa burada hedef yüksek teknoloji ile büyümek ve bunu sağlamak için gerekli eğitim ve üretim altyapısını kurmaya yönelik bir plan oluşturmak olmalıdır.”
Yazılım ihracatı potansiyeli
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) bu yıl hazırladığı Türkiye’de Yazılım Ekosisteminin Geleceği raporuna göre Türkiye ihracatının yalnızca yüzde 0,5’i bilişim sektörünün alt kümesi olarak raporlanan yazılım sektöründen geliyor. Fakat Türkiye’ye benzer ülkelerde bu oranın yüzde 2-3 olması, bu alandaki büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Türk oyun yazılımı şirketi Peak Games 2020’de 1,8 milyar dolara yurt dışına satılmış ve Türkiye’nin 1 milyar doları geçen ilk start-up’ı olmuştu.
TÜSİAD Yazılım Çalışma Grubu Başkanı Utku Barış Pazar’a göre 2025 yılına kadar bu sektörde 100 bin ek istihdam ve 10 milyar dolarlık ihracat potansiyeli bulunuyor.
Yazılım işinin uzaktan yapılabilmesi ile Türkiye’de işgücü ve yaşam maliyetlerinin gelişmiş ülkelere göre daha düşük olması bir araya geldiğinde, bu sektörün üretimini ve ihracatını artırması mümkün gözüküyor.
Dr. Gülay Elif Yıldırım, Çin’in iç pazarına yönelmesiyle birlikte küresel ihracat pazarında Türkiye için önemli bir fırsat oluştuğunu, bundan mümkün olduğunca faydalanmak için katma değerli ürünler sunarak küresel ihracattaki payını artırmasının orta ve uzun vade açısından büyük önem taşıdığını söylüyor.
Yıldırım, en geleneksel sektörlerden gıdanın da pandemi sonrası öneminin arttığını ekliyor:
“Yüksek teknolojiye yönelmeye zıt olarak değerlendirebilecek olan gıda sektörü ayrı bir önem arz etmektedir. Özellikle salgınla birlikte hayatımıza giren gıda arz güvenliğinin sağlanmasına yönelik ihracat/ithalat dengesinin tekrar gözden geçirilmesinin hayati önemde olduğunu düşünmekteyim.”
İzmit'de Erkeklerin Aradığı Kadınlar Son Dakika Genel olarak erkeklerin diğer deyişle, Hepimizin hayatı kendine göre…
Galatasaray'ın deplasmanda Barcelona'yla 0-0 berabere kaldığı maçta ilginç bir istatistik ortaya çıktı.Kalesini gole kapatan Galatasaray,…
UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda deplasmanda Barcelona ile karşılaşan Galatasaray, müsabakayı 0-0 berabere tamamlayarak…
Türkiye Varlık Fonu ile LYY Telekomünikasyon AŞ arasında Türk Telekom'un toplam sermayesinin yüzde 55’ini temsil…
UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olan…
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı CNN International canlı yayınında Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki arabuluculuk…
Gezinme deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz.