Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarına kavuşmalarının 30. yılı kutlamaları çerçevesinde İstanbul’da düzenlenen haftada Azeri sanatçı Aziza …
Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarına kavuşmalarının 30. yılı kutlamaları çerçevesinde İstanbul’da düzenlenen haftada Azeri sanatçı Aziza Mustafa Zadeh, Cemal Reşit Rey’in sahnesinde besteleriyle, piyanosuyla, sesiyle, oğluyla, tek kişilik dev bir kadroydu! Salon da tıka basa doluydu. Bu kutlamanın fikir babası İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, konuk sanatçı ve partililerini getirmişti. Duyan da gelmişti. Partililerin olduğu yerde herkes “başkan”dı, herkes birilerine “Başkanım” diye sesleniyor, başkanlar kendilerine ayrılan yerleri beğenmiyordu!
Herkes tıka basa yerleştirildi de saçları beline kadar salıverilmiş, beyaz tuvaleti içinde peri kızı gibi bir genç kadın çıktı sahneye, siyah kuyruklu piyanonun başına geçti ve çaldı, çaldı, çaldı! Almanya’da yaşıyormuş. Ne Azerice konuştu, ne Türkçe. Kırık İngilizcesine salon ufak tefek tepki bile koydu sonunda. Ama hep Bakû, hep Azerbaycan deyip çaldı, hep lokal ezgiler, hep İstanbul, Türkiye sevgisini dile getirdi. Bir tek parça dışında şarkı söylemedi, oysa billur gibi bir ses, harika bir vokal, müthiş bir performans, neden mahrum ettiyse bizi? Sarı Gelin çalıyor, söylese ya? Caz piyanisti demişlerdi, çaldığı müzik daha çok füzyon, pek caz da değildi bence. Çok seveni varmış, bir ben mi dinlememişim daha önce?
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, “üniversite yıllarımdan bu yana müziğine tutkuyla bağlı olduğum Bakû’nun samyeli” diye tanımlıyor onu, sosyal medyada kendisini İstanbul’da dinleme mutluluğunu belirten belirtene. Bir daha geldiğinde keşke biraz daha şarkı söylese? Bir de Türkçe konuşsa, burası da söylediği gibi, iki ülke, tek millet? Onun yerine küçük oğlunu çağırdı sahneye sanatçı. Ufaklık, ayakları pedallara yetişmediği halde, pek güzel bastı tuşlara. Zaten sahneye de büyük bir özgüvenle çıktı, iki parça çalıp el sallayarak aynı özgüvenle indi! Boşuna, doğduğun ev, coğrafya kaderindir demiyorlar! Azeriler müziğe çok yetenekli. Sesleri de ayrı güzel. Aziza da pek yahşiydi; Yahşi Balam!