Nedir bizi birbirimizden ayıran… Rengimiz mi? Maddi gücümüz mü? Sosyal statümüz mü? Cayır cayır yanan ormanlarımıza, orada yaşayan canlara …
Nedir bizi birbirimizden ayıran… Rengimiz mi? Maddi gücümüz mü? Sosyal statümüz mü?
Cayır cayır yanan ormanlarımıza, orada yaşayan canlara hepimiz gözyaşı dökmedik mi? Hepimiz dua etmedik mi, bir an önce son bulsun diye, bir çoğumuz çaresiz izledi; o bölgede olanlar ise orada yaşayan halkla birlik oldu, canla başla çalıştı ve hala çalışıyorlar yangınlar bitsin diye…
Biz hepimiz anladık ki terk edilmiş bir toplumuz. Ama şunu çok daha iyi anladık: Eğer birlik olursak, eğer bu halk tek vücut olursa her şeyin üstesinden gelir.
Yazının başında sordum ya nedir bizi birbirimizden ayıran diye…
İyi ve kötü.
İyi insanlar, bugün alnının terini o yangında döken, yardım için elinden geleni yapan.
Kötüler ise çok açık ortada: Paraya ve iktidar hırsına yenik düşenler.
İktidar hırsının olduğu her yerde trajedi vardır.
Shakespeare “Macbeth” adlı yapıtında bakın ne diyor:
“Yapmakla olup bitseydi bu iş,
Hemen yapardım, olup biterdi.
Döktüğüm kanla akıp gitse her şey,
Bir vuruşta sonuna varılsa işin,
Bir anda bu dünyayı olsun kazanıversen,
Zaman denizinin bir kumsalı olan bu dünyayı
öbür dünyayı gözden çıkarır insan.”
Onlar insanı, doğayı ve doğada yaşayan tüm canlıları gözden çoktan çıkarmıştı zaten. Bugüne çok şaşırmıyoruz artık.
Şimdi, tüm bunları yazmamın sebebi var tabii.
Dedim ya iyi ve kötü diye… İyilik yaptıkça büyüyen bir sanatçı var bu ülkede. Her yaraya merhem olmaya çalışan, hiç durmadan ordan oraya koşturan, kendi kazancını bile ihtiyacı olan ile paylaşan bir sanatçı…
Haluk Levent, bir kez daha büyüdü, kocaman oldu halkın gözünde. Onun bu kocaman yüreğini gören imkânı olan, olmayan insanlar da buna ortak oluyor uzun zamandır. AHBAP derneğini kuran Haluk Levent, yangınlarda ordan oraya koştururken önceki akşam Vadi İstanbul’daki konserini bile unutmuş.
Açıkhava tıklım tıklım tabii mesafeye uygun. Herkes bekliyor heyecenla ve sahnede.
Haluk Levent, “Bir adam söyleyin ki konserini unutuyor. Bugün konserimi unuttum. Saroz’a mı gitsem diye düşünürken aklıma geldi. Hiç tweet atmayıp, paylaşmamışım. Konsere 5 saat kala sosyal medya hesaplarımda paylaştım. Corona varken, durum böyleyken beni dinlemeye geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Sesim halen bozuk, dün konserim yoktu ama üç-dört gündür uluslararası konferans konuşmalarına katıldım. O nedenle sesim için kusura bakmayın” dedi.
Seyircisini bekletmeyen Haluk Levent, ara vermeden 2 buçuk saate yakın sahnedeydi.
Coştu, coşturdu… Hatta dayanamayıp seyircinin arasına karıştı. Koruma olmadan! Her bloktan, her sıradan geçerek şarkı söyledi.
Konsere ‘Uçak Yaparız’ şarkısı ile başlayan Haluk Levent, şarkının ortasında durdu ve “Biraz önce AHBAP olarak uçak kiraladık” diyerek müjdeli haber karşısında tüm seyirciler alkışladı.
Konserin sonunu ise Ata’sına ayırdı sanatçı. Arkasındaki dev ekrana Atatürk ve Türk bayrağını yansıtan Haluk Levent, İzmir Marşı’nı tüm açıkhava da bulunan dinleyicilerle beraber söyledi. Herkes ayakta, yumruklar havada, hep bir ağızdan “Yaşasın Tam bağımsız Türkiye” diye bağırdı.
Bu konser çok şey anlattı, anlaması gerekenlere…