Ege Denizi'nde yaşanan insanlık dramı, Yunanistan'ın göçmenlere yönelik acımasız politikalarını bir kez daha gözler önüne serdi. Çeşme açıklarında, Yunan unsurları tarafından geri itilen bir bot içerisinde ölümle burun buruna kalan 46 göçmen, Türk Sahil Güvenlik ekiplerinin zamanında müdahalesiyle kurtarıldı.

Yunanistan'ın Geri İtme Politikası

Yunanistan'ın, Avrupa Birliği'nin sınırlarını koruma gerekçesiyle uyguladığı geri itme politikası, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açıyor. Göçmenlerin can güvenliğini hiçe sayan bu uygulama, uluslararası hukuka aykırı bulunuyor. Türkiye, defalarca bu duruma dikkat çekerek, Yunanistan'ı insan haklarına saygı duymaya davet etti.

Geri itme, uluslararası hukukta "refoulement" olarak adlandırılan ve bir kişinin zulüm göreceği veya insanlık dışı muameleye maruz kalacağı bir ülkeye geri gönderilmesini yasaklayan temel bir ilkenin ihlalidir. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve diğer insan hakları örgütleri, Yunanistan'ı bu uygulamayı durdurmaya ve uluslararası yükümlülüklerine uymaya çağırmaktadır.

Türkiye, Ege Denizi'nde sık sık bu tür olaylarla karşılaşıyor ve göçmenlerin hayatını kurtarmak için yoğun çaba sarf ediyor. Türk Sahil Güvenlik ekipleri, 7/24 görev yaparak, göçmenlerin güvenli bir şekilde karaya çıkarılmasını sağlıyor.

Kurtarma Operasyonu Detayları

Çeşme açıklarında yaşanan son olayda, Türk Sahil Güvenlik ekipleri, bir botun batmak üzere olduğunu tespit etti. Hızla olay yerine intikal eden ekipler, bot içerisindeki 46 göçmeni kurtardı. Göçmenlerin sağlık durumlarının iyi olduğu belirtilirken, gerekli tıbbi müdahaleler yapıldı ve barınma ihtiyaçları karşılandı.

Kurtarılan göçmenler, yaşadıkları dehşet dolu anları anlattılar. Yunan unsurları tarafından botlarının bilerek batırılmaya çalışıldığını ve ölüme terk edildiklerini ifade ettiler. Bu ifadeler, Yunanistan'ın göçmenlere yönelik uyguladığı şiddetin boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi.

• Göçmenlerin ifadeleri doğrultusunda, Yunanistan'ın geri itme politikalarının sistematik bir şekilde uygulandığı anlaşılmaktadır.
• Uluslararası kuruluşlar, bu tür olayların araştırılması ve sorumluların cezalandırılması çağrısında bulunmaktadır.

Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla düzensiz göç hareketlerinin yoğun olarak yaşandığı bir ülke konumundadır. Bu nedenle, Türkiye, göç yönetimi konusunda önemli bir deneyime sahiptir ve uluslararası işbirliğine büyük önem vermektedir. Ancak, tek başına bu sorunun üstesinden gelmek mümkün değildir. Avrupa Birliği ve diğer uluslararası aktörlerin de sorumluluk alması ve çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirmesi gerekmektedir.

Ege Denizi'nde yaşanan bu son olay, göçmen krizinin ne kadar derin ve karmaşık olduğunu bir kez daha gösterdi. Türkiye, insani değerlere sahip çıkarak, göçmenlerin hayatını kurtarmaya devam edecek. Ancak, bu sorunun kalıcı çözümü için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, her bir hayat değerlidir ve korunması gerekmektedir.