Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturması kapsamında Şubat ayında tutuklanan sanatçı Pınar Aydınlar hakkında tahliye kararı verildi. Aydınlar, gözaltı sürecinde evine yapılan baskında alnına silah doğrultulduğunu iddia etti ve Sırrı Süreyya Önder'in cenazesine katılamadığı için duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Gözaltı Süreci ve İddialar
21 Şubat'ta gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Pınar Aydınlar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Mahkeme, tutuklu kaldığı süreyi göz önüne alarak Aydınlar'ın tahliyesine karar verdi. Duruşmada savunma yapan Aydınlar, yaşadığı şok edici olayları şöyle anlattı:
- "18 Şubat'ta iki çocuğumla yalnız yaşadığım evimde özel timlerin dahil olduğu operasyonla kıyafetimi giyinmeme dahi izin verilmeden alnıma silah dayatılarak ve aynı şekilde oğluma da böyle davranıldığını gördüm."
- "Aynı şekilde kızım da üzerine giymek için gittiği kameralarla odasına girdiler. Ben büyük baskına uğradım."
- "Ben bir kere dahi ifadeye gitmemezlik yapmamışım her şekilde çağrıldığında çok rahat ulaşılabilecek bir insanım. Ben 25 yıldır bu ülkede yüzlerce konser vermiş 25 yıllık bir halk müziği sanatçısıyım."
- "Evime gece girilerek apartman görevlimizin gözü önünde pijamalarımla gözaltına alındım çok ciddi anlamda itibar suikasti gerçekleşti. Evimin yakınında bu kadar karakol olması benim hiçbir şekilde örtüyle bağım yok."
Sırrı Süreyya Önder'in Vefatı ve Cenaze
Aydınlar, sorgulamada kendisine sadece HDK binasında bulunan bir dosyada adının geçtiğinin sorulduğunu belirtti. Ayrıca, Sırrı Süreyya Önder'in vefatı nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirerek, cenazesine katılamadığı için çok üzgün olduğunu ifade etti. Aydınlar, "Sırrı abimiz için çok üzülüyorum, ben cenazesine katılamadım" dedi.
HDK ile İlişkisi Hakkındaki İddialar
Aydınlar, HDK ile herhangi bir bağlantısı olmadığını ve sadece HDP'de İstanbul Belediye Başkan adaylığı yaptığını vurguladı. "Ben HDK üyesi değilim. Ben HDP'de İstanbul Belediye Başkan adaylığım oldu. Bunların dışında bir şey yok. HDK yasal bir parti zaten benim orayla öyle bağlantım olmadı" şeklinde konuştu.
Sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanmasının ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesini isteyen Aydınlar, savunmasını şu sözlerle tamamladı: “Yeni Yaşam gazetesi yasal bir gazetedir ve ben yorum dahi yapmamışım onların paylaşımına. Ben tırnaklarımla bu zamana kadar geldim. Ben sanatla mücadele ediyorum. Bu şekilde iki çocuğumu büyüttüm. Ben üç aydır tutukluyum, haksız ve hukuksuz yere tutukluyum. Benim üç aydır yapamadığım işler var. İki çocuğunu tek başına bakan bir kadınım. Ben mesleğimden oldum. Üç aydır konser yapamıyorum. Ben mesleğim dışında bir şey bilmiyorum. Bağlamam, sazım, sözüm, benim başka bir şeyim yok. Örgüt üyeliği ile yargılanacağım aklıma gelmezdi. Tahliyemi talep ediyorum.”
Pınar Aydınlar'ın tahliye kararı, sanat camiasında ve sevenleri arasında sevinçle karşılandı. Ancak, gözaltı sürecinde yaşadığı zorluklar ve yöneltilen suçlamalar, sanatçıların ifade özgürlüğü konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Aydınlar'ın bundan sonraki süreçte neler yapacağı ve sanat hayatına nasıl devam edeceği merakla bekleniyor.