Edirne'de bulunan Osmanlı dönemi mezarlıkları, içler acısı bir manzarayla karşı karşıya. Bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan mezarlıklar, aynı zamanda definecilerin de hedefi haline gelmiş durumda. Daha da vahim olanı ise, bazı tarihi Osmanlı mezar taşlarının sökülerek duvar yapımında kullanılması.
Tarihi Mezar Taşlarından Duvar Örüldü!
Beylerbeyi Camii yanında bulunan ve Sultan 2. Murad döneminde inşa edilen tarihi Osmanlı mezarlığında, mezar taşlarının üst üste dizilerek duvar örüldüğü görüldü. Bu durum, vatandaşların tepkisine yol açarken, ecdada duyulan saygının ne kadar azaldığını gözler önüne seriyor. Vatandaşlar, "Mezar taşlarına sahip çıkılmadığı için ecdadın kemikleri sızlıyor" diyerek üzüntülerini dile getirdiler.
Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Engin Begsaç, bu mezarlıkların Trakya'daki Osmanlı kimliğinin tapusu olduğunu belirterek, Edirne ve çevresindeki Osmanlı mezarlıklarının hızla tahrip olduğunu vurguladı. Begsaç, "Ecdat yadigarları kendi haline terk edilmiş durumda" diyerek yetkililere çağrıda bulundu.
Defineciler Osmanlı Mezarlarını Talan Ediyor!
Prof. Dr. Begsaç, son yıllarda definecilerin faaliyetleri, yeni defin işlemlerindeki plansızlık ve kültürel mirasa ilgisizlik nedeniyle mezarlıkların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Özellikle kırsal bölgelerdeki Osmanlı mezarlarının defineciler tarafından hedef alındığını söyleyen Begsaç, "Köylü mezarlıkları dışında kalan, geçmiş tarihlere ait mezar kalıntıları ağır bir defineci faaliyeti nedeniyle ciddi biçimde zarar görüyor" dedi.
Begsaç, Edirne'de en çok zarar gören yerlerden birisinin Kırıkköy Kabristanı olduğunu belirterek, yıllar önce bu kabristanı korumak için yapılan duvarların, demir parmaklıkların ve kapıların çalındığını ya da yıkıldığını ifade etti. Ayrıca, yeni defin işlemlerinin plansız bir şekilde yapılması nedeniyle Osmanlı dönemine ait birçok tarihi mezarın yok olduğunu da sözlerine ekledi.
Osmanlı Kimliği Trakya'dan Siliniyor mu?
Prof. Dr. Begsaç, yöneticilerin alandan gelmediğini ve kültür bilinçsizliğinin hakim olduğunu vurgulayarak, kültür politikalarının eksikliğine dikkat çekti. "Bu tür mezarlıkların korunması için görevlendirilen yöneticilerin çoğu kültür alanından değil. Arkeolog, sanat tarihçisi gibi alandan gelen kişilerin atanması gerekirken, ilgisiz disiplinlerden gelen kişiler görev yapıyor. Bu da koruma faaliyetlerinin sekteye uğramasına neden oluyor" dedi.
Begsaç, mezarlıkların tarihi kimliğimizin, Osmanlı'nın Trakya'daki izlerinin en önemli belgeleri olduğunu belirterek, bunlara sahip çıkılmazsa, birkaç yıla kalmaz bu kimliğin izlerinin tamamen silineceği uyarısında bulundu.
Edirne'de yaşanan bu durum, tarihi ve kültürel mirasımıza ne kadar sahip çıktığımızı sorgulatıyor. Osmanlı mezarlıklarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması için yetkililerin ve toplumun daha duyarlı olması gerekiyor. Aksi takdirde, ecdadımızın emanetleri göz göre göre yok olacak ve Trakya'daki Osmanlı kimliği silinmeye yüz tutacaktır.