İstanbul depreminin ardından Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medyada yayılan asılsız iddialara sert bir şekilde yanıt verdi. Kendi adıyla yayılan "HAARP ile İstanbul'da deprem yaratılacak" şeklindeki komplo teorilerine karşı yasal yollara başvuracağını belirten Görür, kamuoyunu bu türden dezenformasyonlara karşı uyardı.
Naci Görür'den Sert Tepki
Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, adının bu türden komplo teorilerine alet edilmesine sert tepki gösterdi. "O terbiyesizin izini bulup yasal yolla cezalandırılmasını sağlayacağım. Bunlara itibar etmeyiniz" ifadelerini kullanan Görür, bu tür iddiaların bilimle hiçbir ilgisi olmadığını vurguladı. Daha önce de benzer spekülatif iddiaların gündeme geldiğini hatırlatan Görür, bilimin yol gösterici olması gerektiğinin altını çizdi.
HAARP Komplo Teorileri Nedir?
HAARP (Yüksek Frekanslı Aktif Auroral Araştırma Programı), ABD Savunma Bakanlığı ve çeşitli üniversiteler tarafından yürütülen bir araştırma projesidir. Ancak, bazı çevreler tarafından iklim değişikliğine neden olmak, deprem yaratmak gibi amaçlarla kullanıldığına dair komplo teorileri üretilmektedir. Bu teorilerin bilimsel bir dayanağı bulunmamaktadır. Naci Görür'ün de tepki gösterdiği iddialar, bu türden asılsız komplo teorilerine dayanmaktadır.
Yetkililerden Uyarı
Yetkililer, bu tarz komplo içeriklerinin özellikle sosyal medya üzerinden yayılmasının, toplumda panik ve bilgi kirliliğine neden olduğuna dikkat çekiyor. Vatandaşları resmi olmayan açıklamalara inanmamaları konusunda uyaran yetkililer, doğru ve güvenilir bilgi kaynaklarını takip etmenin önemini vurguluyor. Bu tür durumlarda, resmi kurumların ve uzmanların açıklamalarına itibar etmek en doğru yaklaşımdır.
Komplo Teorilerine İnanmamak Neden Önemli?
- Komplo teorileri, yanlış bilgilere dayanır ve gerçekleri çarpıtır.
- Toplumda güvensizlik ve panik ortamı yaratır.
- Bilimsel düşünceye zarar verir.
- Doğru karar verme süreçlerini olumsuz etkiler.
Naci Görür'ün bu konudaki kararlı duruşu, bilimsel bilginin önemini ve dezenformasyonla mücadele gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Toplum olarak, doğru bilgiye ulaşmak ve komplo teorilerine itibar etmemek, sağlıklı bir bilgi ekosistemi oluşturmak için hayati önem taşıyor. Unutmayalım ki, bilgi güçtür ve doğru bilgiye ulaşmak, doğru kararlar vermemizi sağlar.