Adıyaman'da yaşanan deprem felaketinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden (KKTC) gelen sporcular ve tur rehberlerinin de aralarında bulunduğu 72 kişinin yaşamını yitirdiği Grand İsias Oteli'nin yıkılmasıyla ilgili davada, sorumluluğu bulunan kamu görevlisi 6 sanık hakim karşısına çıktı. Sanıklardan Osman Bulut'un savunması ise büyük yankı uyandırdı.
"Teknik Konuları Bilmem Mümkün Değil" İtirafı
Sanık Osman Bulut, mahkemede yaptığı açıklamada, "Teknik konuları bilmem mümkün değil. Eksiksiz gelen evrakları sıralı şekilde 'görüldü' mahiyetinde imzalıyordum," ifadelerini kullandı. Bu sözler, otelin ruhsat sürecindeki ihmalleri ve denetimsizlikleri gözler önüne serdi.
Faciaya Giden Yol
Grand İsias Oteli'nin depremde yıkılması, Türkiye'de yapı denetimi konusundaki eksiklikleri bir kez daha gündeme getirdi. Otelin yapımında kullanılan malzemelerin kalitesi, binanın depreme dayanıklılığı ve ruhsat sürecindeki usulsüzlükler, facianın başlıca nedenleri arasında gösteriliyor. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için alınması gereken önlemler ise şöyle:
- Yapı denetim süreçlerinin sıkılaştırılması
- Ruhsat verme işlemlerinde teknik yeterliliğin sağlanması
- Mevcut yapı stokunun depreme dayanıklılık testlerinin yapılması
- Halkın bilinçlendirilmesi ve farkındalık yaratılması
Adalet Bekleyen Aileler
İsias Otel'de hayatını kaybedenlerin aileleri, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyor. Yargılama sürecinin adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi, ailelerin en büyük beklentisi. Bu facia, sadece bir otelin yıkılması değil, aynı zamanda birçok insanın hayallerinin ve umutlarının da enkaz altında kalması anlamına geliyor. Bu nedenle, adaletin yerini bulması, hem ailelerin acısını bir nebze olsun dindirecek hem de benzer olayların önüne geçilmesine katkı sağlayacaktır.
İsias Otel faciası, Türkiye'deki yapı denetimi ve ruhsat süreçlerindeki sorunları bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Osman Bulut'un "Teknik konuları bilmem mümkün değil" şeklindeki savunması, sorumluluğun kimde olduğu sorusunu daha da karmaşık hale getirirken, adalet arayışı devam ediyor. Bu tür acıların tekrar yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması ve sorumluların cezalandırılması, hem vicdani bir sorumluluk hem de geleceğe yönelik bir güvence olacaktır.