Tutuklu CHP'li Ekrem İmamoğlu, Financial Times'a (FT) yazdığı makaleyle gündeme bomba gibi düştü. İmamoğlu, cezaevinden dünyaya seslenerek, "Beni parmaklıklar ardına yerleştirmek Erdoğan için bir zafer değildir; aksine bir uyanışı tetikledi" dedi. Makalede, Türkiye'nin demokratik geleceği ve uluslararası önemi vurgulanırken, Avrupa Birliği'ne de önemli mesajlar gönderildi.
Türkiye'nin Demokratik Geleceği Neden Önemli?
İmamoğlu, makalesinde Türkiye'nin coğrafi konumunun ve stratejik öneminin altını çizdi. Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan, Karadeniz ve Doğu Akdeniz'e kıyısı olan Türkiye'nin, kıtaların, kültürlerin ve çatışma bölgelerinin kesişim noktasında bulunduğunu belirtti. Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı ve Orta Doğu'daki gelişmeler göz önüne alındığında, Türkiye'nin küresel ticaret, güvenlik ve diplomasideki rolünün kritik olduğunu vurguladı.
Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra Türkiye'nin izlediği yolun, çoğunluğu Müslüman, laik ve demokratik bir cumhuriyet olarak modernleşme yolunda ilerlemesi açısından önemli bir model sunduğunu ifade etti. Ancak Erdoğan'ın 22 yıllık iktidarında bu modelin aşındığını, demokratik kurumların zayıfladığını, muhalefetin kriminalize edildiğini ve yargının silah olarak kullanıldığını savundu. Bu durumun ekonomik krizi derinleştirdiğini ve halkın umutsuzluğunu artırdığını belirtti.
"Türkiye Halkı Değişime Hazır"
2019'da İstanbul Belediye Başkanı seçildikten sonra bir alternatif arayışı içinde olduğunu belirten İmamoğlu, Erdoğan'ın otoriter popülizminin aksine, insan onuruna, pratik çözümlere ve kamu güvenine dayanan bir yönetim anlayışı benimsediklerini ifade etti. Bu vizyonun, 2024'te İstanbul'da üçüncü kez Belediye Başkanı seçilmesiyle teyit edildiğini söyledi. İmamoğlu, "Zaferimiz, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) ulusal çapta elde ettiği kapsamlı başarının bir parçasıydı. Mesaj açıktı: Türkiye halkı değişime hazır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladıktan sonra hükümetin baskılarını artırdığını, yönetimini soruşturmalarla ve belediye hizmetlerini engelleme tehditleriyle karşı karşıya bıraktığını belirtti. Üniversite diplomasının keyfi bir şekilde iptal edildiğini ve adaylığının resmen onaylanmasından kısa süre önce evinin polis tarafından kuşatıldığını, danışmanları ve çalışma arkadaşlarının gözaltına alındığını ifade etti.
AB İçin Demokratik Bir Türkiye Neden Vazgeçilmez?
İmamoğlu, Türkiye'nin istikrarının sadece kendi vatandaşları için değil, NATO ve Avrupa Birliği (AB) için de önemli olduğunu vurguladı. NATO'nun ikinci büyük ordusu, Avrupa Konseyi'nin imzacısı ve AB üyeliği için uzun süredir aday olan bir ülke olarak Türkiye'nin siyasi yöneliminin, Avrupa'nın, transatlantik ittifakın ve Orta Doğu ile Kafkasya bölgesinin güvenliği açısından merkezi bir öneme sahip olduğunu belirtti. Ukrayna'daki savaş ve Gazze'deki gelişmeler göz önüne alındığında, demokratik ve laik bir Türkiye'nin sadece yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda elzem olduğunu savundu. AB'nin artan meydan okumalara karşı kendini güçlendirmeye çalışırken, demokratik bir Türkiye'nin varlığının vazgeçilmez olduğunu ifade etti.
- Türkiye'nin jeopolitik konumu
- Türkiye'nin stratejik önemi
- Türkiye'nin AB ile ilişkileri
İmamoğlu, küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillenirken, Türkiye'nin coğrafyası ve sanayi tabanının ülkeyi doğal bir ortak haline getirdiğini, ancak bu potansiyelin ancak ülkenin güvenilir, şeffaf ve kurallara dayalı ekonomi politikalarıyla yönetilmesi halinde hayata geçirilebileceğini belirtti. Türk halkının iki yüzyılı aşkın bir süredir anayasacılık, sivil temsil ve adalet için mücadele ettiğini ve otoriterliğin Türkiye'nin doğal durumu olduğu efsanesini çürüttüğünü ifade etti. "Dünyanın dört bir yanında demokratik dayanışma, ortak geleceğimizi inşa etmek için artık elzemdir" dedi.