CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) AKP yönetiminde olduğu dönemde, belediyeye ait 59 aracın AKP İstanbul İl Başkanlığı'na yasa dışı şekilde tahsis edildiğini iddia etti. Yavuzyılmaz, bu durumun milyonlarca liralık kamu zararına yol açtığını belirterek, sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguladı. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla gündeme gelen Yavuzyılmaz, bu bilgileri kamuoyuna "ihbar" olarak sunduğunu ve ilgili kişilerin ifadeye çağrılmasını talep etti.

İBB Araçları AKP Hizmetinde Mi Kullanıldı?

Yavuzyılmaz'ın açıklamalarına göre, 2017-2019 yılları arasında İBB'ye ait 59 araç, toplamda 14 bin 657 gün boyunca AKP İstanbul İl Başkanlığı'nın kullanımına sunuldu. Bu tahsisin yasal olmadığı ve bu süreçte oluşan kamu zararının günümüzdeki değeriyle 13 milyon 578 bin lirayı bulduğu belirtiliyor. CHP'li vekil, bu durumu "yolsuzluk ahtapotunun kılcal damarları" olarak nitelendirdi.

Araçların bir kısmının İBB tarafından belediye hizmetlerinde kullanılmak üzere kiralandığı, ancak daha sonra AKP'li yöneticilerin hizmetine sunulduğu da iddialar arasında. İBB'nin bu araçların kiralama bedellerini, akaryakıt giderlerini ve yol geçiş ücretlerini de kamu kaynaklarından karşıladığı öne sürülüyor. Bu durum, kamu kaynaklarının siyasi amaçlarla kullanıldığı yönünde ciddi şüpheler uyandırıyor.

• Toplamda 59 araç tahsis edildi
• Tahsis süresi 14.657 gün
• Kamu zararı 13 milyon 578 bin TL

Seçim Öncesi Yoğunlaşan Tahsisler

Yavuzyılmaz, söz konusu yasa dışı tahsislerin özellikle 2019 yerel seçimleri öncesinde yoğunlaştığına dikkat çekti. İddiaya göre, İBB, bir siyasi partinin yasa dışı olarak kullandığı araçların tüm masraflarını halkın cebinden ödedi. Bu durum, seçim sürecinde kamu kaynaklarının usulsüz bir şekilde kullanıldığı ve rekabet eşitsizliğine yol açıldığı eleştirilerine neden oluyor. Yavuzyılmaz, bu durumun kabul edilemez olduğunu ve sorumluların yargı önünde hesap vermesi gerektiğini dile getirdi.

Sorumlular Hesap Verecek Mi?

Yavuzyılmaz, yaptığı açıklamanın resmi bir ihbar niteliği taşıdığını belirterek, "İlgili AKP'li yöneticiler ve dönemin İBB üst düzey yetkilileri ifadeye çağrılmalıdır" çağrısında bulundu. Bu iddiaların ardından kamuoyunun gözü, yargı ve ilgili kurumların atacağı adımlara çevrildi. İddiaların doğruluğunun araştırılması ve sorumluların tespit edilerek yargılanması, kamuoyunun beklentisi haline geldi. Bu tür usulsüzlüklerin önüne geçilmesi ve kamu kaynaklarının doğru kullanılması için şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının benimsenmesi büyük önem taşıyor.