Gazze Şeridi'nde insani kriz giderek derinleşiyor. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana süren saldırıları ve yardım girişlerine engel olduğu iddiaları, bölgede yaşayan Filistinlileri açlıkla karşı karşıya bırakıyor. Bir lokma ekmek bulabilmek için uzun kuyruklar oluşturan insanlar, uluslararası toplumun sessizliği karşısında çaresiz durumda.

Gazze'de Yaşam Mücadelesi

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı'nda esnaf olan İsmail el-Neccar, ürün sıkıntısı ve yüksek fiyatlar nedeniyle büyük zorluklar yaşadıklarını belirtiyor. İnsanların alım gücünün kalmadığını, pazarların bomboş olduğunu ve dükkan raflarının boşaldığını ifade ediyor. Savaşın bir an önce sona ermesini umut ediyor.

Soykırım Suçu İddiası

Gazze'deki Hükümet Medya Ofisi, İsrail'in geçitleri kapatarak gıda yardımı ve temel ihtiyaçların girişini engellemesinin, uluslararası insancıl hukuk ve Roma Statüsü'ne göre soykırım suçu teşkil ettiğini açıkladı. Yapılan açıklamada, bu kasıtlı gıda ambargosunun Gazze Şeridi genelinde kıtlığa yol açtığı, açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 57'ye yükseldiği belirtildi. Ölenlerin çoğunun çocuklardan oluştuğu vurgulandı.

Uluslararası Topluma Çağrı

Medya Ofisi, İsrail'in geçitleri kapatmasının ve yardım girişini engellemesinin daha fazla can kaybına yol açacağı uyarısında bulunarak, uluslararası topluma acil yardım çağrısında bulundu. İsrail'in sivillere karşı gıdayı doğrudan bir silah olarak kullandığı vurgulanan açıklamada, başta ABD yönetimi olmak üzere bazı uluslararası aktörlerin bu politikaya onay verdiği ve son insani yardım çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığı ifade edildi. Gazze Şeridi'nde yaşam belirtilerinin sürdürülebilmesi için geçitlerin derhal ve şartsız olarak açılması ve acil gıda ile yardım malzemelerinin girişine izin verilmesi talep edildi.

Gazze'de yaşanan bu insani kriz, uluslararası toplumun acil müdahalesini bekliyor. Bölgeye yönelik yardımların engellenmesi, masum sivillerin hayatını tehlikeye atarken, uluslararası hukukun da ihlali anlamına geliyor. Gazze'deki insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve bölgede kalıcı bir barışın sağlanması için tüm dünya üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.