DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, barış süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Doğan, sürecin taraflar açısından kendi ritminde ilerlediğini ve herhangi bir tıkanıklık veya krizin söz konusu olmadığını belirtti. Ayrıca, diğer siyasi partilere de sorumluluk alma çağrısında bulundu.

Süreç Kendi Ritmini mi İzliyor?

Ayşegül Doğan, sürecin ivme kazanması için ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayarak, "Şu anda bulunduğumuz durum, sürecin tarafları açısından kendi ritminde ilerlediğini gösteriyor. Herhangi bir tıkanıklık ya da kriz söz konusu değil" dedi. Doğan, kamuoyunda durağanlık algısının oluşmasının, sürecin tıkanıklığa girdiği anlamına gelmediğini ifade etti.

Doğan, sahada süreci anlatmak için çaba gösteren tek partinin DEM Parti olduğunu belirterek, siyasi partileri sorumluluk almaya davet etti. "Yalnızca şikayet eden, yakınan, bilgilendirme isteyen, neler oluyor bilmiyoruz ama demekle Türkiye'de barış ve demokratik toplum sürecini sağlamamız çok zor" şeklinde konuştu.

Zeytinlik Tartışmaları ve Barış Süreci İlişkisi

TBMM Sanayi Komisyonu'nda yaşanan tartışmalara da değinen Doğan, maden yasası teklifiyle insanların topraklarının şirketlere açılma ihtimaline karşı protesto ettiklerini söyledi. Köylülerin, çiftçilerin sözünü Meclis'e taşımak istediklerini belirten Doğan, zeytinliklerin şirketlerin rantı için madenciliğe açılamayacağını vurguladı. Doğan, bu durumun barış ve demokratik toplum süreciyle de doğrudan ilişkili olduğunu ifade etti.

Doğan, "Eğer hakikaten Türkiye Büyük Millet Meclisi çiftçinin, köylünün derdiyle ilgileniyorsa o komisyon kapılarını çiftçiye, köylüye, emekçiye açmak durumunda. Orada kendi yerelinde neyi, nasıl yaşayacağına karar vermek isteyenlere açmak durumunda" dedi.

27 Şubat'ta Sayın Öcalan'ın yaptığı tarihi açıklama ve PKK'nin silah bırakma kararının süreci başka bir düzleme taşıdığını belirten Doğan, DEM Parti olarak sürecin takipçisi olduklarını ve ivme kazanması için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini söyledi. İmralı Heyeti'nin her görüşme sonrası kamuoyuna açıklama yaptığını ve sürecin şeffaf bir şekilde ilerlemesi için titiz davrandıklarını vurguladı.

Orta Doğu'daki Gelişmeler ve Türkiye'nin Barış Politikası

Doğan, Kürt meselesi ve Türkiye'nin demokrasi sorununun Orta Doğu'daki gelişmelerden bağımsız ele alınamayacağını belirterek, bölgesel sorunların diyalog ve siyasi müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini savundu. Her tür bölgesel yayılmacılığa karşı olduklarını ve İran-İsrail arasındaki gerilimin yükselmesinden endişe duyduklarını ifade etti. Doğan, Türkiye'nin kendi iç barışını sağlamaya konsantre olması ve dışarıda da barışçı politikalara katkı sunması gerektiğini söyledi.

Son olarak, Meclis Başkanı'nın komisyon kurulması konusunda inisiyatif alması gerektiğini belirten Doğan, siyasi partilerin bu konuda istişarelerde bulunması gerektiğini vurguladı. DEM Parti'nin komisyonun çalışma usulü ve esaslarına ilişkin önerilerinin hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Ayşegül Doğan'ın açıklamaları, barış sürecinin geleceği ve Türkiye'nin iç ve dış politikaları açısından önemli mesajlar içeriyor. Sürecin kendi ritminde ilerlediği yönündeki değerlendirme, kamuoyunda oluşan endişeleri gidermeye yönelik bir çaba olarak görülebilir. Ancak, diğer siyasi partilerin sürece daha aktif katılımı ve somut adımlar atılması, sürecin başarısı için kritik önem taşıyor.