“Unutmayınız ki asli görevimiz çocuklarımızı korumak, kollamaktır. Bağnaz ve yobaz zihniyetlerin sömürülerine hizmet ettirmek değildir.” Her …
“Unutmayınız ki asli görevimiz çocuklarımızı korumak, kollamaktır. Bağnaz ve yobaz zihniyetlerin sömürülerine hizmet ettirmek değildir.”
Her kelimesi doğru, kibarca ifade edilmiş, ama herhangi bir demokratik ülkede pek de dikkat çekmeyecek haklı tepki sosyal medyada elden ele dolaştı günlerce.
Hepimizi boğan baskı ve yokluk sürecine karşı hiç olmazsa sanatın/sanatçının yükselen sesini duymaya ihtiyacımız varmış. Tarkan’ın birilerini kızdırmak pahasına baba yüreğinden kopan cesur sesi, en az şarkıları kadar iyi geldi ruhumuza. Sevindik.
Aynı günlerde Mor ve Ötesi, “Sirenler” adlı, 10 yıl aradan sonra çıkan ilk albümünün lansmanına hazırlanıyormuş meğer.
ZOR YILLAR GEÇTİ ARTIK
/Düşman/Tüm bildiklerin bunlar/Bunlar/Kim sana layık ruhlar?/Gülmek /Yasak mı/Senin ülkende?/Nefes almak kolay mı/Hazinende? (…)
/Zor yıllar/Geçti artık/Geçti artık/anladık anladık/Sevemezdin anladık (…)
“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen eşsiz bir lidere sonsuz hayranlıkla, iktidarın hukuksuz, antidemokratik, baskıcı tepkilerine/icraatlarına boyun eğmek arasında sıkışıp kalmış birkaç kuşak, nefesimizi tutup dinledik o gün Mor ve Ötesi’ni… Neler neler diyordu öyle Mor ve Ötesi…
YÜREKTEN GELEN MÜZİK
“Ters yönden gelen/ Bıçkın başkanım/Ağlamazsan bir çift sözüm var/Hep sen istedin/Ben de dinledim/Artık benim de zamanım var//Gitmedim işte/Delirmedim de/Anlatan benim/Seni ve her şeyi/Belki hiçbir şey/Böyle zor olmazdı/Biraz daha mutlu olsaydın (…)
Sadece müzik istiyoruz biz de… Yürekten gelsin yeter.
DİLİMİ EZEMEZSİN
Hemen ertesi gün, eski bir şarkısı yüzünden arkasından sertçe itilen Sezen Aksu belirdi sahnede. Pek çoğumuz onu ve gönlümüzün telini titreten birbirinden güzel şarkılarını çoktan unutmuştuk. Unutkan olduğumuzdan değil. Unutmak istediğimizden…
Ama bu defa o bile öyle şeyler söyledi ki, bir anda 35 dile çevrildi sözleri:
Sen beni üzemezsin/Zaten çok üzgünüm (…) Ben avım sen avcı/Vur bakalım/Sen beni sezemezsin/Dilimi ezemezsin/Nereye baksam acı(…) Kim yolcu kim hancı/Dur bakalım…/Beni öldüremezsin/Sesim, sazım, sözüm var benim/Ben derken ben herkesim.
Meydan okuyan sözler ayağa kalkınca, ortalık geri manevralarla yatışır gibi oldu ve “Kim yolcu, kim hancı dur bakalım” diyen Sezen Aksu’nun dili koparılmaktan kurtuldu…
Günlük yaşantılarımızı cehenneme çeviren olaylarla içimiz karardıkça kararırken yine Mega Star Tarkan verdi büyük haberi: Geççek.
DÜŞ ARTIK YAKAMIZDAN
Geççek geççek elbet bu da geççek/Gör bak umudun gününü gün etçek
/Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman/O çiçekten günler çok yakın inan/Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek/Her şeyin sonu var bu çile de bitçek/Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman/O çiçekten günler çok yakın inan/ Çok uzattın vallahi bıktık/Bi durmadın vermedin ki aman/Hadi yeter artık fena bunaldık/Düş babam artık düş yakamızdan/Geççek geççek elbet bu da geççek/Gör bak umudun gününü gün etçek/Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman/O çiçekten günler çok yakın inan
Geçmesini istediğimiz, sabırla beklediğimiz çok şey var. Tarkan’ın “aslında ne demek istediği” tartışıladursun, sanatçıların yarattığı bütün bu çalkalanmanın umut vermediğini, kalbin ritmini artırırken beyne kan pompalamadığını kim söyleyebilir? Tam da budur sanatçıdan beklenen. Kalbe ve akla varlığını hatırlatmak… En büyülü yollardan.
“Sesi, sazı, sözü” olanlar bir kez ışıklı yollara çıkmayagörsün, bir bakmışsınız, yüz binler bir tek ağızdan söylüyor o sözleri.
Atatürk bunu da söylemişti, hem de ta ne zaman: “Alnında ışığı ilk hissedendir sanatçı.”
ALINLARDAKİ IŞIK
Tarkan’ın, Mor ve Ötesi’nin ve bu kapkara günlerde yüreklerinden cümle kuran diğer sanatçıların müziklerini, tiyatrolarını, şiirlerini, resimlerini, heykellerini, filmlerini gözleri kapatıp hissetmeli…
Alınlarındaki o ışık ısıtıyor değil mi? Kalbin ritmi artıp beyne kan pompalanıyor mu?
Tamam o zaman,
geçecek.