Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli İl Temsilcisi Sema Kopal, gıda mühendislerinin, günümüzün zorlaşan ekonomik koşullarında işsizlikle mücadele …
Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli İl Temsilcisi Sema Kopal, gıda mühendislerinin, günümüzün zorlaşan ekonomik koşullarında işsizlikle mücadele etmeye veya uygun olmayan çalışma koşullarına, uzun çalışma saatlerine, kamu istihdamındaki ciddi yetersizlik ve adaletsizliklere, hayat pahalılığı ve güvencesizliğe olan şikayetlerini basın açıklamasıyla aktardı.
Topal, “Hem Covid-19 pandemisi hem günden güne derinleşen ekonomik kriz göz önüne alındığında; gıda mühendislerinin geçim zorluğu yaşamasına yol açmaktadır. Kamu kurumlarına, Gıda Mühendisliği bölümünden mezun sayısına oranlanamayacak kadar az sayıda kişi atandığından, kamuda güvenceli istihdam gıda mühendisleri için ulaşılmaz bir lüks haline dönüşmüştür. Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 yılı faaliyet raporundaki verilere göre, ülkemizde 31 Aralık 2019 tarihi itibariyle toplam 688 bin 159 gıda işletmesi bulunmaktadır. 2019 yılı kontrol görevlisi sayısı 7004’tür. Bu sayının içinde, Gıda Mühendislerinin oranının yüzde 25-30 arasında olduğu bilinmektedir. Bu işletmelere resmi kontroller Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılıyor. Bu verilerden de görüldüğü üzere, her işletmeye yılda 2 defa dahi denetime gidilemediği anlaşılmaktadır” ifadelerine yer verdi.
“ÇİFTÇİLER ÜRETİMDEN KOPUYOR”
Topal’ın açıklamaları şu şekilde:
“Kamuda gıda mühendisi istihdamı yetersizdir. Yeni mezun meslektaşlarımızın başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere, kamu hizmeti yapan kurum ve şirketlerde istihdamı zorunlu hale getirilmelidir. Aralık ayı Yoksulluk Sınırı 11 bin 34 TL’ye yükselmiştir. Gıda Mühendisleri ne yazık ki, Yoksulluk Sınırının çok altında ücretlerle çalıştırılmaktadır. Özel sektör kurumlarının bazıları İZP taban ücretini, bir kısmını sonrasında elden geri almak koşuluyla ödemekte; bazıları mühendisleri Asgari Ücrete mahkûm etmekte, hak edilmiş mesai saatleri için ödeme yapmayı da reddetmektedir. Artan gıda fiyatları; yoksulluk, açlık sınırlarının altında geçinmeye çalışan halkımızı “merdiven altı” şeklinde de ifade edilen denetimsiz, nerede ne koşulda üretildiği belli olmayan, taklit ve tağşişten ibaret gıdalara yönlendirmiştir. Bu durum kısa ve uzun vadede ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir. Diğer taraftan tarımsal girdilerde dışa bağımlılıktan dolayı, artan dolar ve avro kuru çiftçilerin giderlerinde ciddi artışa sebep olmaktadır. Bu durum çiftçilerin borçlarını artırarak onları günden güne üretimden koparmaktadır.”
“HALKIMIZIN GÜVENLİ GIDAYA ULAŞMASININ GÜVENCESİ MESLEKTAŞLARIMIZDIR”