Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV’de yayımlanan “Reyhanlı’daki trafik canavarı, Suriyeli cihatçı örgütün lideriymiş” başlıklı haberinde, Antakya …
Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV’de yayımlanan “Reyhanlı’daki trafik canavarı, Suriyeli cihatçı örgütün lideriymiş” başlıklı haberinde, Antakya’nın Reyhanlı sınırına yakın mesafede yaşanan trafik kazasına dikkati çekti.
Saymaz, ölen Hüseyin Gün’ün kuzeni Volkan Gün’ün kazaya ilişkin olarak, “kazanın Allah’ın takdiri olduğunu, sürücüyü tanıdığını, ‘Savcı gibi sorgu yapmaması’ ve olayı kurcalamaması gerektiğini” söylediğini aktardı.
Saymaz devamında, “Günün sonunda, vefat eden Hüseyin Gün’ün kuzeni Volkan Gün’e ulaştım. Bu kişi, kazanın Allah’ın takdiri olduğunu, sürücüyü tanıdığını, ‘Savcı gibi sorgu yapmamam’ ve olayı kurcalamamam gerektiğini söyledi. Bu sis duvarının… Şahabettin’in etrafındaki koruma zırhının sebebi ne? Aslında Suriye’deki eli kanlı Selefi-Tekfirci örgütlerden Nurettin Zenki Tugayı’nın lideri Sheikh Tawfiq Shahabuddin olması mı?” diye yazdı.
Saymaz’ın haberi şöyle:
Antakya’dan 8 Kasım’da yola çıkan otomobil Reyhanlı’ya bir kilometre kala önündeki motorsiklete çarptı. Motosikletteki genç çift yola savruldu.
Hüseyin, 28’inde…
Eşi Kübra ise 20 yaşındaydı.
Kübra’nın karnında sekiz aylık bebekleri vardı.
Daha adı bile konmamıştı.
Üçü de can verdi.
Motosikleti görmemiş!
Motosiklete çarpan aracın sürücüsü Tevfik Şahabettin bu kazayı hafif yaralarla atlattı.
Şahabettin, 1973’te Halep’te doğduğunu, Reyhanlı’da yaşadığını, hayvancılıkla uğraştığını ve evli olduğunu söylüyor.
İfadesinde kazayı şöyle anlatıyor:
“Hızım 80 kilometre civarındaydı. Reyhanlı girişindeki polis noktasına bir kilometre kala sağ şeritten ilerlerken, önümdeki motosiklete çarptım. Ben motosikleti görmedim. Arka lambaları yanmıyordu. Ne kadar sürüklendiğimi bilmiyorum. Aydınlatma yoktu. Alkollü değildim.”
Şahabettin tutuklandı.
Birer gün arayla can veren Kübra ve Hüseyin Gün ile bebekleri ise Beşaslan Köyü’ne defnedildi.
Koruma zırhı mı var?
Diyeceksiniz ki, bu yazıda haber değeri taşıyan, dikkatsiz sürücünün Suriyeli olması mıdır?
Asla değil.
Ancak iki gündür süren araştırmalarımda kaza hakkında ulusal ve yerel basında haber yayınlanmadığını fark ettim. Hadi, bu neyse. Reyhanlı Belediyesi’nin internet sayfasındaki ‘Vefat Edenler’ başlıklı sütunda ne diye yer verilmez?
Beni asıl kuşkulandıran, Şahabettin’in avukatı, altı üstü bir trafik kazası olduğu halde dosyadan bilgi vermeye yanaşmaması oldu. Sanırsınız, devlet sırrı. Ayrıca Suriyeli’nin avukatı varken, ölen Türk çiftin ailesinin avukat tutmaması tuhaf değil mi? Bir de dün savcılık soruşturmaya kısıtlılık kararı getirdi.
Terör dosyası değil.
Çocuğa yönelik cinsel saldırı suçu hiç değil.
Neyi kimden saklıyorsunuz?
Günün sonunda, vefat eden Hüseyin Gün’ün kuzeni Volkan Gün’e ulaştım.
Bu kişi, kazanın Allah’ın takdiri olduğunu, sürücüyü tanıdığını, “Savcı gibi sorgu yapmamam” ve olayı kurcalamamam gerektiğini söyledi.
Bu sis duvarının…
Şahabettin’in etrafındaki koruma zırhının sebebi ne?
Aslında Suriye’deki eli kanlı Selefi-Tekfirci örgütlerden Nurettin Zenki Tugayı’nın lideri Sheikh Tawfiq Shahabuddin olması mı?
Sanırım, öyle.
Çocuk kafası kestiler, eşcinselleri yüksekten attılar
Hürriyet Gazetesi’nin eski dış haberler muhabirlerinden Ali Örnek, Suriye iç savaşına kafa yoranların başında geliyor.
Örnek’in verdiği bilgiye göre Nurettin Zenki Tugayı, 2011’de Tevfik Şahabettin tarafından kuruldu.
Şahabettin, iki yıl sonra ailesiyle Reyhanlı’ya yerleşti ve örgütü buradan yönetti. 2014 yılında New York Times muhabirlerini ilçede ağırladı.
Nurettin Zenki, Halep’te çok etkindi. Doğu Halep’teki Şeyh Nacar adlı sanayi sitesini yağmaladı. Söktükleri makineleri ve çaldıkları arabaları Türkiye’de sattı.
Nurettin Zenki’ye bağlı Ammar Tugayı, eşcinselleri damdan atarak, öldürdü.
2016’da Filistinli bir çocuğun kafasını kesti ve propaganda için bu vahşetin videosunu yayınladı.
Bu örgütün El Kaide’yle davrandığı da oldu, çatıştığı da.
İdlib’in alınması için kurulan ‘Fetih Cephesi’ adlı askeri koalisyonda birlikteydiler. Daha sonra El Kaide tarafından İdlib’den sürüldüler.
Şimdi Afrin’de faaliyetine devam ediyor.
İnsan hakları raporlarında, çocukların kafasını kesmekle, eşcinselleri yüksekten atıp öldürmekle, gazetecileri fidye için kaçırmakla, yağma ve talanla suçlanıyor.
Böyle vahşi bir örgütün lideri ise yıllardır Reyhanlı’da yaşıyor.
Şahabettin’in misafirliği uzadı
Şahabetin’in Suriye’deki örgütünü bizim topraklarımızdan yönetmesi yetmezmiş gibi, ülkemizde korunduğu da anlaşılıyor. Öldürdüğü masumların yakınları bile avukat tutma gereği duymuyor. “Allah’ın kaderi” diyerek, Şahabettin’i arkalıyor?
Türkiye, bu yükü daha fazla taşıyamaz, taşımamalı.
Suriye ile masaya oturmalıyız.
Bir iyi niyet göstergesi olarak İdlib’den başlayıp komşumuzun topraklarını adım adım boşaltmalıyız. Bırakalım, Suriyeliler kendi topraklarında bütünlüklerini sağlasın, terörist örgütlere karşı mücadele etsin. Türkiye Cumhuriyeti, Nurettin Zenki Tugayı gibi insanlık suçu işlemiş Selefi-Tekfirci örgütlerin koruyucusu olarak asla anılmamalı. Attığımız bu adım karşılığında, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüşü için çalışmalıyız.
Kuşkusuz, Şahabettin’in misafirliği bir hayli uzadı.
Üç vatandaşımızın ölümüne neden olmaktan kaynaklı cezasını çekince o da ülkesine gönderilmeli.
Mehmetçik, Suriye’de şehadet şerbeti…
Tevfik Şahabettin efendi, Reyhanlı’da şekersiz kahve içsin.
Yok öyle, bedava cihat.