1984 yılında Galatasaray’a Jupp Derwall döneminde transfer olan Zoran Simovic, Galatasaray’daki eski günlerinden özlem dolu sözlerle bahsetti …
1984 yılında Galatasaray’a Jupp Derwall döneminde transfer olan Zoran Simovic, Galatasaray’daki eski günlerinden özlem dolu sözlerle bahsetti.
Zoran Simovic, Ajansspor’a Türk futboluyla ilgili özel açıklamalarda bulundu.
Zoran Simovic’in açıklamaları şöyle:
“MİLLİ FORMAYI YETERİ KADAR GİYEMEDİĞİM İÇİN İNGİLTERE’YE TRANSFERİM GERÇEKLEŞMEDİ”
“İlk profesyonel kulübüm, FK Napredak Krusevac. Eski Fenerbahçeli Dusan Pesic ile aynı takımda oynadık. Daha sonra Yugoslavya Genç Milli Takımı’na davet edildim. Napredak’ta 5 yıl oynadıktan sonra 1980’de Hajduk Split’e transfer oldum. O dönem Yugoslavya A Milli Takımı’nın da kalesini korudum. 1984’te Fransa’daki Avrupa Şampiyonası finallerinde oynadım. Şampiyona öncesi Nottingham Forest ile ön sözleşme imzaladım. Ancak yeteri sayıda milli forma giyemediğim için İngiltere’ye transferim gerçekleşmedi.”
“İYİ Kİ GALATASARAY’A GİTMİŞİM”
“Şimdi bana İngiltere’yi mi yoksa Türkiye’yi mi tercih ederdin diye sorsan ben Türkiye derdim. İyi ki Galatasaray’a gitmişim.”
“İNGİLTERE’DE OYNAMANIN HAYALİNİ KURARKEN TÜRKİYE’YE GELDİM”
“Galatasaray’a geldiğim dönem benim adıma zordu. Düşünün İngiltere’de oynamanın hayallerini kurarken Türkiye’ye gittim. Ayrıca Galatasaray’a geldiğimde 100’ün üzerinde maç oynamıştım. Total açıdan yorgundum. Motivasyonum kaybolmuştu. Bu halde kaleyi nasıl koruyabilirdim ki? En az 10-15 gün dinlenmem, arkasından iyi bir hazırlık dönemi geçirmem lazımdı. Ancak hemen kaleye geçtim. O kadar kötü değildim. Ama gazetelerde, ‘Bu gerçek Simovic değil. Onun kardeşi Galatasaray’a gelmiş’ şeklinde alaycı haberler çıktı. Beni herhalde Hz. İsa gibi kurtarıcı sanıyorlardı.”
“JUPP DERWALL BABAMIZ GİBİYDİ”
“Jupp Derwall, çok değerli bir insandı. Beyefendi, centilmen bir insandı. Babamız gibiydi. Her zaman bizimleydi. Kimseyi azarlamazdı. Kaybettiğimiz maçlarda bile bize içecek alırdı. Kafanıza takmayın derdi. İyi bir psikologdu.”
“MUSTAFA DENİZLİ TAKIMI HAZIRLAMAKTA ZORLANIYORDU”
“Mustafa Denizli önce Derwall’in yardımcılığını yapıyordu. Daha sonra teknik direktör oldu. Takımı hazırlamakta zorlanıyordu. İdmanları zayıftı. Kondisyon ve kuvvet kazanamıyorduk. Onunla bu konuda tartışmıştık. Ona 15 gün bizim koşu yapıp şarjımızı doldurmalıyız demiştim. Ancak onun bu konuda hiçbir organizasyonu yoktu.”
“MUSTAFA DENİZLİ BENİ PEK SEVMEZDİ”
“Mustafa Denizli ile yıldızlarımız barışmadı denilebilir. Onu her zaman eleştirirdim. O yüzden beni pek sevmezdi. Yönetim 1 yıl daha Galatasaray’da kalmamı istemişti. Fakat Mustafa Denizli, buna yanaşmadı. Adeta benden kurtulmak için mukavelemin bitmesini bekliyormuş. Ben gidince (Iosif) Rotariu’yu aldırdı. Rotariu ise Galatasaray’a sakat olarak geldi.”
“TRABZONSPOR’DAN BİR MİLYON ALMAN MARKI TEKLİFİ GELDİ”
Bana o dönem Trabzonspor ve Bakırköyspor’dan teklifler gelmişti. Hatta Trabzonspor’dan rahmetli Özkan Sümer aracılığı ile 1 milyon Alman markı artı jübile teklifi etmişti. Yanımda Ergun Gürsoy da vardı. Kendilerine teşekkür ederek,”Başka bir takıma gidemem, Galatasaraylı Simovic olarak anılmak istiyorum.” dedim. Halbuki ben o parayı 6 senede Galatasaray’da kazanmıştım.
“TÜRK VATANDAŞLIĞI TEKLİFİ GELDİ”
“Bana Türk vatandaşlığı teklifi de gelmişti. Başkan Alp Yalman beni yanına çağırmıştı. Simo, Türk vatandaşı ol. Hem Galatasaray’ın hem de A Milli Takım kalesini korursun.’ demişti. Ben de düşünmek için süre istedim. O sırada Yugoslav basını bunu bir yerden öğrenmiş Belgrad gazeteleri, ‘Simovic, Yugoslavya’yı satacak mı?’ şeklinde haberler yaptı. “
“KEŞKE O GÜN TÜRK VATANDAŞI OLSAYDIM”
“Daha sonra babam beni aradı. ‘Oğlum, burada gazeteler senin Türk olacağını yazıyor. Bu doğru mu? diye sordu. Ben de babama, bu teklif için teşekkür edip, yaşadığım sıkıntılarından dolayı kabul etmeyeceğimi söyledim. Sonrasında bu dediklerimi Başkan Alp Yalman’a anlattım. Fakat keşke o gün Türk vatandaşlığına geçseydim. Çok büyük hata yaptım. Ancak geçtiğimiz yıl Türk vatandaşı oldum. Ergun Gürsoy adını aldım.”
“TANJU GİBİSİ AVRUPA’DA YOKTU”
“Tanju kadar yetenekli bir santrafor Avrupa’da yoktu. Çünkü onun hiçbir golü aynı değildi. Hepsi birbirinden farklıydı. Göğsüne alıp rövaşata yapabiliyordu. Plase golleri vardı. Kısa olmasına rağmen iyi sıçrayıp kafa vurabiliyordu. “
“AĞIR BİR YENİLGİ OLDU”
“PSV Eindhoven-Galatasaray maçını maalesef izledim. Galatasaray kulübü için üzüldüm. Ağır bir yenilgi oldu. Galatasaray’ın Avrupa’daki marka değeri zarar gördü. Sahadaki futbolcular bunu düşünmeden oynadılar. Ben her zaman Galatasaray’ın adına leke gelmesin diye mücadele ettim.”
“KALECİLİK NANKÖR BİR MESLEK”
“Hiçbir zaman kaleciler hakkında yıkıcı eleştiriler yapmadım. Çünkü ben de hatalı goller yedim. O yüzden meslektaşlarımı kritik etmem çok zor. Maçtan sonra Muslera için Facebook sayfamdan şöyle bir mesaj paylaştım:’Muslera, sen süper bir kalecisin ve iyi bir insansın. Galatasaray’ı kaç yıldır sırtında taşıdın. Biliyorsun kalecilik nankör bir meslek. Diğer oyuncuların hatası bu kadar göze batmaz. Moralini sakın bozma.’”
“MUSLERA GALATASARAY’I SAYISIZ MAÇTA KURTARDI”
“Muslera, Galatasaray’ı sayısız maçta kurtardı. Aynı zamanda takım kaptanı. Kısmetsiz bir maç oynadı. Muslera’nın kara günüydü diyelim. Fakat onun adına şunun için üzülüyorum. 35 yaşında böyle bir maç çıkardı diye. Belki seneye oynamayabilir. Bilemeyiz…Fakat ben futbolu zirvede bıraktım. Oynarken yere düşmedim. O nedenle hep iyi kaleci olarak hatırlanıyorum. Bunu parayla satın alamazsınız.”
“YABANCI OYUNCULAR FATİH TERİM’E ALDIRIŞ ETMİYOR”
“Fatih Terim’in daha çok Türk oyuncular üzerinde otoritesi var. Yabancılar ise ona pek aldırış etmiyor gibi. Bu da büyük problem Galatasaray için. Yabancı sayısının fazlalığı Türk futbolu için de sorun. Üç büyüklerde birkaç Türk dışında oyuncu yok. Bu şekilde A Milli Takım nasıl yapacaksınız? Avrupa’da oynayan yetenekli Türkler de yabancı ülkelerin milli formalarını giyiyor. İlkay Gündoğan, Emre Can gibi…80 milyon nüfusa sahip bir ülkenin yabancı oyunculara muhtaç kalması üzücü.”
“UĞURCAN VE ALTAY’I BEĞENİYORUM”
“Trabzonspor’un kalecisi Uğurcan (Çakır) iyi gözüküyor. Fenerbahçeli Altay (Bayındır)’ı da beğeniyorum. Çok uzun boylu olduğu için kolay kıvrılamıyor.”