Perşembe, pazar maç oynayan takımlar için rotasyon elbette olmazsa olmaz bir yol! Çünkü Türkiye’de futbolcular 3 günde bir maçı kaldıramıyor. Ne …
Perşembe, pazar maç oynayan takımlar için rotasyon elbette olmazsa olmaz bir yol!
Çünkü Türkiye’de futbolcular 3 günde bir maçı kaldıramıyor.
Ne kafaca, ne fizikçe!
Hatta şöyle söylemekte fayda var; daha 3-5 ay önce kendi ülkelerinde 55-60 maça çıkan ithal kramponlar bile Türkiye’ye geldiklerinde “Oynayamam hocam..” modunda.
Yoksa Fatih Terim niçin bazı oyuncularını dinlendirip, bazı oyuncularını sahaya sürsün ki!
Ancak, fakat, ve fakat…
Bu rotasyonu Babel ile yapamazsınız!
Hollandalı arkadaş, kafasına göre oynuyor. (Daha doğrusu oynamıyor) Takım oyununa uymuyor, arkadaşlarını hataya zorluyor,
assolist edasıyla sahada dolanıyor.
Ne o top tutacak, araya pas atacak. 2 bölgeden şutları kaleyi tutarsa gol olacak.
Çok afedersiniz, eskiler kabaca, “Ölme eşşeğim, ölme” derler.
Darılmaca yok, mecazda kusur olmaz.
Bu Babel’le de rotasyon olmaz.
İşte topu eveledi, geveledi, Emre’ye zor bir paz attı, o da geri pasla Karagümrük’in göne geçmesini sağladı.
Neden sonra Fatih Terim, Mustafa, Morutan, Diagne, Feghouli, Barış Alper gibi isimleri oyuna aldı da maçı kurtardı.
Hatta Diagne’nin uzatmadaki kafa vuruşu gol olsa kazanabilirlerdi, ama biraz geç kalmışlardı.
En azından 1 puanı kurtardılar, ama bu puan kimseyi sevindirmedi.
Ne var ki, Galatasaray bu yıl bir garip. Avrupa’da nasıl takım halinde oynuyor, kişisel hatayı minimuma indiriyorsa, ligde tam tersini yapıyor! Tıpkı, bugünkü Karagümrük maçındaki gibi.
Örneğin ilk 15 dakika hiç yoktular, sonra topalandılar, ikinci yarı iyi oynamaya başlarken (Babel-Emre) bireysel hatadan golü yediler.
Ama yukarıdaki bölümlerde oynadıkları baskılı oyun (Babel hariç) sonuca dönüşmüyor.
Galatasaray’ın gol yollarında sorunu büyük. Belki Morutan-Cicaldau yan yana oynadığında gole dönük sorunlar çöülüyor, ama onlar da rotasyon nedeniyle yan yana oynayamıyor.
Kritik haftalarda kayıp yaşıyorlar, alıp başını giden Trabzonspor’dan iyice kopuyorlar.