ABD merkezli, Foreign Policy, Rusya ve Ukrayna çatışmasında Türkiye’nin konumuna dair bir makale yayınladı. Jeffrey Mankoff imzalı yazıda …
ABD merkezli, Foreign Policy, Rusya ve Ukrayna çatışmasında Türkiye’nin konumuna dair bir makale yayınladı. Jeffrey Mankoff imzalı yazıda, “Türkiye, Rusya-Ukrayna çıkmazında büyük kayıplar yaşayabilir” başlığı kullanıldı.
Rus kuvvetlerinin Ukrayna sınırına yığılması, çatışmanın muhtemelen Ukrayna’nın doğusuna tırmanması konusunda endişelere yol açtığı belirtilen yazıda, ayrıca Rus taarruzunu başlatmaya çalışan bir diplomasi telaşına da neden olduğu belirtildi. Moskova ve Kiev arasındaki olası gerilim, uzun süredir Rusya’yı kışkırtmadan Ukrayna’ya güvence vermeye çalışan NATO için ciddi bir meydan okuma oluşturuyordu.
Mankoff’a göre; Ankara şimdilik, Ukrayna sınırlarındaki krizin diplomatik olarak çözülebileceğine bahse giriyor gibi görünüyor. Yine de Rus yetkililer, Ankara’nın Kiev’le askeri-teknik ilişkisini ve Kırım Tatar toplumuyla ilişkisini kışkırtıcı jestler olarak algılıyor. Makalede, Türkiye ekonomisinin sallantıda olmasının, Erdoğan’ın iç popülaritesinin düşmesine neden olduğu ifade edildi. Yazıda ayrıca, Kuzey Afrika’dan Güney Kafkasya’ya kadar sahnelerde Türk ve Rus güçleri arasındaki zıtlaşma ile Ukrayna sınırlarındaki çatışmanın tırmanması durumunda Türkiye’nin en çok kayıp yaşayacak NATO üyeleri arasında yer alacağı öne sürüldü.
TÜRKİYE’NİN İKİLEMİ
Mankoff, Türkiye’nin ikilemini şu şekilde anlattı:
“Balkanlar, Arap Orta Doğu ve Kafkasları kapsayan daha geniş bir bölgede daha fazla stratejik özerklik ve nüfuz arayışının bir sonucudur. Bu arayış, onu birçok NATO müttefikinden izole etti ve Rusya ile karmaşık bir ikili ilişki içine kilitledi.”
Makalede, Türk kuvvetlerinin 2020’de, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan geçici hükümeti desteklemek için Libya’ya müdahale ettiği (Akdeniz’de petrol ve gaza erişimi güvence altına almak için Aralık 2019’da tartışmalı bir deniz sınırı anlaşması imzaladı) yazıldı. Yine 2020’de, Türk silahları ve vekilleri, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ ve çevresinde Ermeni işgali altındaki toprakları geri kazanmaya yönelik başarılı taarruzunda etkili olduğunu kanıtladığı ve söz konusu olayların Türk ve Rus kuvvetlerinin zaman zaman karşı karşıya geldiği ve doğrudan çatışmalara girdiği de ifade edildi.
STRATEJİK YAKINLAŞMA
Artan bölgesel rekabete rağmen Türkiye’nin, son yıllarda Rusya ile de stratejik bir yakınlaşma izlediğini belirten Mankoff, şu ifadeleri kullandı:
“Bu yakınlaşmanın ana itici güçleri, Suriye Demokratik Güçleri’ne ABD’nin desteğiyle ilgili hayal kırıklığı ve ikincisi, başarısız 2016 darbe girişiminin yansımaları. Ancak Moskova, Türkiye’nin Suriye, Libya ve Güney Kafkasya’daki daha iddialı duruşuna müsamaha göstermeye istekli olsa da (kısmen bu, Türkiye’nin Batılı bir siperden ziyade bağımsız bir bölgesel oyuncu olduğu fikrini güçlendirmeye yardımcı olduğu için), Ukrayna haklı olduğunu kanıtlayabilir.”
Mankoff, ABD Başkanı Joe Biden’in Ocak 2021’de göreve başlamasından bu yana Ankara’nın, kısmen Rus baskısına karşı giderek daha savunmasız hale geldiği endişesi nedeniyle Washington ve diğer NATO müttefikleriyle arasındaki olağanüstü anlaşmazlıklarını düzeltmeye çalıştığını anlattı. Yine de Washington’daki tutumlar son yıllarda sertleşti. S-400 alımına ilişkin gerilimler, özellikle Capitol Hill’de uzun süredir devam eden hayal kırıklıklarını pekiştirdi ve Türk hükümetinin basın, sivil toplum ve muhalefet partileri üzerindeki baskıları bu gerilimi daha da artırdı. Mankoff’a göre; ilişkileri iyileştirme çabalarına rağmen (Haziran 2021’deki NATO zirvesindeki Biden-Erdoğan toplantısı dahil), Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının sonunu görülebileceği (şu anda 2023’te yapılması planlanan) Türkiye seçimlerinden sonra büyük bir değişiklik pek olası değil.
“KISA VADEDE NİMET OLACAKTIR”
Mankoff son olarak, Ankara’nın yeni bir çatışma durumunda diplomatik izolasyon ve stratejik aşırı yayılma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Rusya, Ankara’nın Ukrayna’da kenarda kalmasını sağlamak için (örneğin Suriye’nin İdlib cebinde) Türk çıkarlarına karşı baskıyı artırabilir. Beyaz Rusya ve Ukrayna üzerinden Avrupa’ya gaz arzındaki gerileme ile birleştiğinde, Nord Stream 2 boru hattının Alman düzenleyiciler tarafından iptal edilmesi veya askıya alınması, Mavi Akım ve Türk Akımı boru hatları için kısa vadede bir nimet olacaktır.“