Kategoriler: Spor

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Üyesi Sait Yılmaz, başkan adaylığını açıkladı

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Üyesi ve eski spor kulüp yöneticilerinden Kadıköy Belediyesi Meclis Başkanı Sait Yılmaz, başkan adaylığını açıkladığı bir metin yayımladı.

Yılmaz’ın adaylığını açıkladığı metnin tamamı şu şekilde:

“Fenerbahçe’de nasıl bir Yüksek Divan Kuruluna ihtiyaç var?

-Fenerbahçe’nin tanımını yaparken,

Ruhu; Kuvayi Milliye,

Aklı; Gazi Mustafa Kemal Atatürk olarak Misyonunu gururla anlatırız.

Oysa 3 Temmuzla birlikte Misyonuna yeni bir Misyon daha ilave etmiştir.

Buna göre Fenerbahçe artık Cumhuriyetin de Misaki millisidir.

Bu misyonlardan vazgeçemeyeceğimize göre ve Bu kulüpte Atatürk’ün adı var olduğu sürece, bu FETÖ terör örgütü ve benzeri yobazların Fenerbahçe’yi eritme çabaları sürecektir.

Eritemediler ele geçirmeye kalktılar, ele geçiremediler ama denemeleri devam ediyor. Bu gözle görülür bir durumdur.

3 Temmuz’da başlayan süreç yakın zamanda kesinleşen kararla, Fenerbahçemiz hukuk önünde de aklanmış bulunmaktadır.

Başta eski başkanımız Aziz Yıldırım olmak üzere, özgürlükleri bir yıl boyunca elinden alınmış ve çok çirkin, haksız ithamlarla mağdur edilen tüm arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimle Şükran ve minnetlerimi sunuyorum..

Bundan sonra artık her şey Fenerbahçe’nin elinde. Gerekli tüm adımları atacağız ve Fenerbahçe’nin tüm haklarını sonuna kadar arayacağız. Karşımıza nasıl bir engel çıkarsa çıksın ya da çıkartılsın artık fark etmez. Kaldı ki kim oldukları da önemli değil. Bu ve benzer nedenlerle, Fenerbahçe’yi bugün bulunduğu durumdan bir basamak, mümkünse iki basamak daha yukarı çıkararak.

Zirvede daha güçlü ve daha zinde olarak her duruma karşı hazır tutmalıyız.. Dolayısıyla, üyeler ve divan olarak bizlerin de yapması gerekenler var. Bu bir seçim manifestosu değildi. Çünkü kimseye, kişiye ya da kişilere karşı bir tavrım yoktur. Bu nedenle ben bir seçim çalışması yürütmedim.

Fenerbahçe’nin felsefesi ve sosyolojisi adına bir Ar-Ge çalışması tadında, yapısal sorunların tespiti ve çözümü ile ilgili bir çalışmayı yürüttüm. Üstelik; bu görüşleri yıllardır parça parça seslendirdim. Bazıları anlaşıldı, bazıları anlaşılamadı. Ya da ben anlaşılır ifade edemedim. Şimdi ise daha bütünsellik içinde ve daha anlaşılır biçimde ifade etmeye çalışacağım. Ancak yine de bazı soru işaretleri kalacağından eminim. Bunları da seçim zamanına kadar cevaplamaya çalışacağım.

Bu nedenle; divan toplantıları toplanıp, üç beş eleştiri yapıp, sonra da dağılacağımız bir yer olmamalı. Keza herkes Fenerbahçe için bir şeyler yapmalı ve yapılmasına olanak sağlanmalı.

Dolayısıyla, Fenerbahçe için bir şeyler yapmak istiyorsak, Fenerbahçe’yi çalışmak lazım. Şöyle ki; Fenerbahçe bundan böyle yoluna tek ayak üzerinde devam edemez. Bu nedenle, Yüksek Divan Kurulu kendini yeniden tanımlamalı ve yeni görev alanları yaratmalıdır. Bu durumda Yüksek Divan kurulunun Asli görevi Fenerbahçe’nin dışarıdan uğradığı saldırı veya masaüstü oyunlara karşı ayakta kalıp karşı bir duruş sergilemeli.

Yeri geldiğinde ise Fenerbahçe’nin kalkanı olmalı.

Bunu yapabilmenin tek yolu da Öncelikle Yüksek Divan Kurulu ve Kongre üyelerini değerli kılarak, Risk yönetimi, analiz,araştırma,ve önermelerde bulunmalıyız.

Kaldı ki, kriz dönemlerinde kulübün ve yönetimin yanında olmalı,ortak hareket etmeli, gerekirse aktif rol almalıdır. Burada sadece Divan Kurulu üyeleri değil, Divanın kapıları sonuna kadar açılarak Kongre üyelerini de dinamik hale getirip, aktif olarak sürece dahil edilmelidir. Bu yolla da her şeyi taraftardan beklemek yerine üyeleri aktifleştirip, kulübümüzün ve yönetimlerin arkasında güç yaratmalıyız.

Bu başkanların ya da yönetimlerin tek başına yapabileceği bir konu değildir. Zira 24 saat yaşayan Kulübü yönetmek, yeterince zaman alıyor ve istiyor. Bu ortamın yaratılmasında yeni masalar kurup, çalıştaylar yapmalı ve üyeleri de işin içine koyarak, kimi akıl yoluyla kimi fikir yoluyla kimileri de eylem yoluyla bir görev üstlenmesini sağlayacağız. Kulübüne gönül vermiş, mutlulukta da, kederde de tek vücut olabilen Kulüp üyelerinin, aktif görev almaları önceliğimiz olacaktır. Divan sadece bunları organize edip sağlıklı bir yapı oluşmasına öncülük etmelidir.

Ama bunlardan daha önemlisi ve çok çok önemsediğim bana göre Acilen Fenerbahçe’nin çok güçlü bir lobi’ye ihtiyacı var. Dolayısıyla Tümüyle Gönüllülük esasına dayalı olarak, çok güçlü ve geniş kapsamlı bir Lobi oluşturmayı hedefliyoruz.Öyle kii,

Her kesimden yetkin ve liyakatli insanlardan oluşan, geniş kapsamlı bir organizasyon ve tanınırlıktan çok ağırlığı olan, kalibresi yüksek ve konusunda da uzmanlaşmış etkin kişilerden oluşacaktır. Kaldı ki bu oluşumu Fenerbahçe’de Yüksek Divan Kurulundan başka yapacak organ da yok. Kulübün içinden oluşacak bu lobi için Fenerbahçe’nin gerek yüksek divan kurulunda gerekse kongre üyeleri arasında yeterli insan kaynağımız var. İhtiyaç olması halinde, aynı şekilde gönüllülük esasına dayalı olarak Taraftarlarımız arasından da kalite ve yetkinlik bakımından Fenerbahçe’ye hizmet etmek isteyen yeterince insan kaynağı mevcuttur.

-Bir başka eksiğimiz?

Fenerbahçe Üniversitesi’nde, Fenerbahçe kürsüsü kurup Fenerbahçe ekolünü yeniden tarif etmeliyiz ve yaratmalıyız.

Akademik anlamda oluşacak bu kürsü ve kurmayları, akademisyenler ve bilirkişilerle Fenerbahçe EKOL’unün Felsefesi ve Sosyolojisi üzerine bilimsel olarak çalışmalı ve yeni bir disiplinle formülize edilerek felsefesi yeniden yazılacaktır.

Üstelik bu yolla hakettiğimiz imtiyazlara kavuşmanın temellerini atacağız.

Kürsü eliyle oluşacak akademik felsefenin, daha sonra yine yüksek divan kurulunda kurulacak ekol masasında, üyeler tarafından taraftar ve üye gözü ile de değerlendirilip yönetimden ve üyelerden onay ve olur alınacak.

Bunların Fenerbahçe’ye herhangi bir mali yükü olmayacak. Ayrıca, şimdilik tüzük maddelerine de ihtiyaç yok.

İhtiyaç olan bunları yapabilecek masaları oluşturmak ve bu Masalarda oturacak kişilerin bu oluşumlara katkı sağlayacak, sağlayabilecek yetkinlikte olmalarıdır. Kaldı ki gerekli olan enstrüman ve argümanlar Fenerbahçe’de mevcuttur.

-Fenerbahçe’nin gücünü ve etkisini şöyle anlamalıyız..

Gerçek güç,

İtici güç,

Birinci güç.

Sessiz güç.

—————

Gerçek güç, Taraftar..

İtici güç, Üyeler..

Birinci güç, Başkan ve Yönetim.

Sessiz güç, Yüksek Divan kurulu olarak tarif edebiliriz.

Sonuç olarak, Birinci güç yani (Başkan ve yönetgüç ile İtici güç yani (Üyeleri) aktif olarak ayakta tutmalı, zor zamanlarda Destek gerektiğinde de Gerçek güce yani (Taraftara) başvurmalıyız.

İşte Divan kurulu bu güçler arasındaki ahengi ve birliği oluşturması halinde, Fenerbahçe “Birlikteliğin gücüne” sahip olacaktır.

Bu ve benzer eksikliklerimizi Maalesef 3 Temmuz’da bizzat yaşayarak tespit etmek şansızlığına sahip oldum.

Bu düşünce ve fikirler, birileri tarafından çift başlılık olarak değerlendirilebilir.. Oysa tek ayakla (yani sadece yönetimle) yoluna devam eden Kulübümüz, Bu oluşumlar sayesinde Yere İki ayağıyla daha sağlam basacaktır. Geleceğine daha doğru ve emin adımlar atacaktır.

Gerçi bu kurumsal yapı, Kurumsal bir kültür anlayışı gerektirir. Mevcut başkanımızın da yetişme ve yetiştirilme şartları gereği bu kültür ve anlayışta olduğunu düşünüyor ve işimizin daha kolay olacağına inanıyorum.

Halledilmesi gereken bir başka konumuz da günlük meselelerimizle ilgili… Üyelerimizin çay kahve meselesini gibi ya da ihtiyaç ya da zorluk içinde olanların aidat ve benzer sorunlarını kökten çözmeliyiz.

Kulübüne yıllarca hizmet etmiş ve divan kurulana kadar gelmiş insanlar Kulübün misafiri ya da müşterisi değil, aksine Kulübüne sadık ve sadakatli ev sahipleridir. Öyle ki bu kulübün arşivi ve hafızalarıdır.

Büyük Fenerbahçe kulübünün de bunlara en azından çay kahve ikramı olmalıdır ve olacaktır. Bunlar küçük dokunuşlarla halledilecek ve sorun olmaktan çıkacaktır.Yapacağımız fonlama yoluyla, sponsorluk anlaşmaları ve Divanın aktivitelerinden elde edilecek gelirlerle karşılanacaktır.

Sonuç itibari ile öyle ya da böyle birinin ya da birilerinin gözüne bakarak divan başkanlığı yapmam…Zaten karakter olarak da yapamam. Bundan dolayı fenerbahçe spor kulübünün adayı olmayı daha onurlu ve haysiyetli gördüğümden, herkesin bir oyuna ve desteğine talip olarak yüksek divan kurulu başkanlığına adaylığımı açıklıyorum.

Çok değerli hazirun; sizleri sevgi hürmet ve saygıyla selamlıyor, sözlerimi noktalıyorum.

Sait Yılmaz”

Paylaş

Son Haberler

İzmit’de Erkeklerin Aradığı Kadınlar Son Dakika

İzmit'de Erkeklerin Aradığı Kadınlar Son Dakika Genel olarak erkeklerin diğer deyişle, Hepimizin hayatı kendine göre…

2 sene Önce

Galatasaray, Barcelona’ya gol izni vermedi

Galatasaray'ın deplasmanda Barcelona'yla 0-0 berabere kaldığı maçta ilginç bir istatistik ortaya çıktı.Kalesini gole kapatan Galatasaray,…

2 sene Önce

İspanyol kaleci devleşti!: Barcelona 0-0 Galatasaray

UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda deplasmanda Barcelona ile karşılaşan Galatasaray, müsabakayı 0-0 berabere tamamlayarak…

2 sene Önce

CHP’li Özgür Özel’den iktidara Türkiye Varlık Fonu tepkisi

Türkiye Varlık Fonu ile LYY Telekomünikasyon AŞ arasında Türk Telekom'un toplam sermayesinin yüzde 55’ini temsil…

2 sene Önce

Trendyol kadın girişimcileri dijitalleştiriyor, işlerini büyütmelerine katkı sağlıyor

UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olan…

2 sene Önce

İbrahim Kalın: Savaşın sona ermesi için nihai karar Putin’den gelecek

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı CNN International canlı yayınında Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki arabuluculuk…

2 sene Önce

Gezinme deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz.