Haftalardır orman yangını ve sellerle mücadele eden Türkiye’de felaketlere karşı müdahalede ve altyapıda yetersizlik önemli bir tartışma konusu …
Haftalardır orman yangını ve sellerle mücadele eden Türkiye’de felaketlere karşı müdahalede ve altyapıda yetersizlik önemli bir tartışma konusu olurken Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaatı ise devam ediyor.
Çevresel etkileri, enerjideki dışa bağımlılıkta oynayacağı rol ve halka maliyetiyle ilgili riskleri konusunda büyük soru işaretlerine neden santralin sahasında 4’üncü ünitenin inşası için hazırlıklar sürüyor.
4’üncü ünitenin reaktör binası inşası, türbin binası, yardımcı reaktör binası ve diğer ana tesislerinin inşası için başlayan çukur kazma çalışmaları, 655 metrekarelik bir alan üzerinde yapılıyor.
Sözkonusu kazı bölgesinden 600 bin metreküp toprak çıkarılacağı belirtiliyor. Çukur kazma çalışmaları, kayalık zeminin arındırılması ve kazılmasının yanı sıra drenaj kurulumunu da kapsıyor. 4’üncü ünite inşaat alanında 20’den fazla iş makinesi çalışıyor.
Aynı anda dört güç ünitesinin inşa edildiği dünyanın en büyük nükleer inşaat merkezi olacağı belirtilen santral inşaatında, yıl sonuna kadar reaktör ve türbin binalarının temel plakaları için beton dökme işlemine başlanacağı ve ardından plakaların güçlendirileceği kaydediliyor.
“DAHA DA BAĞIMLI HALE GETİRECEK”
Elektrik Mühendisleri Odası, Akkuyu Nükleer Santrali’yle ilgili olarak açıklamada hükümete seslenerek, “Dünya terk ediyor. Nükleer inadından vazgeçin. İktidar olası faciayı yok sayıyor. Halk iradesi ve bilimsel gerçekler yok sayılarak santraller devreye sokulmak isteniyor” denilmişti.
Açıklamada, santralde meydana gelecek en ufak bir hata, yaşanacak bir kaza, şiddetli bir deprem ve herhangi bir saldırı sonrası oluşacak felaketin siyasi iktidar tarafından yok sayıldığına işaret edilerek şu vurgular yapılmıştı:
-Rus şirket yüksek fiyatla elektrik üretecek, kazanım Rusya’nın olacak, teknoloji, güvenlik riski, atık sorunu, kaynak bağımlılığı ve olası sızıntıların neden olacağı gelişmeler bizi Rusya’ya daha da bağımlı hale getirecektir.
-Kamu hizmeti olan elektrik temini piyasa faaliyeti haline getirildi, enerji tekellerinin kar egemenliğine teslim edildi.
-Türkiye’de 2020 yılında 305,4 milyar kilovat elektrik enerjisi üretildi. 304,8 milyar kilovat tüketim oldu. Nüükler santrallerin ürettiği enerjiyi kimin için üreteceksiniz?
-Türkiye’nin elektrik kurulu gücü 2021 yılı Şubat ayına göre 96 bin 710 megavata ulaştı. Oysa puant ihtiyacı da 50 bin megavat olarak tespit edildi. Nükleer santrale ihtiyaç yoktur. Bir çok ülke kapatırken bu kadar riskli bir üretime neden ihtiyaç duyuluyor?
-Santralın devreye girmesiyle yoksulluğa terk edilen halkın elektrik faturaları daha da kabaracak, enerji yoksulluğu sorunu ülkemizde giderek ağırlaşacaktır.
