UEFA Avrupa Ligi E Grubu son hafta maçında yarın deplasmanda Lazio ile karşı karşıya gelecek olan Galatasaray’da teknik direktör Fatih Terim, maç …
UEFA Avrupa Ligi E Grubu son hafta maçında yarın deplasmanda Lazio ile karşı karşıya gelecek olan Galatasaray’da teknik direktör Fatih Terim, maç öncesi düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Maçla ilgili beklentilerini anlatarak sözlerine başlayan Terim, şunları söyledi: “İstanbul’daki ilk maçtan önce sadece bir futbolsever olsam, maç programlarına baksam kesinlikle bu maçı seçerdim demiştim. Burada Lazio’ya duyduğum saygı kadar takımıma duyduğum güvenin de ifadesiydi bu. Marsilya ile oynadığımız maç Avrupa Ligi’nde o gecenin UEFA maçıydı. Yarınki maç programına bakıldığında, Lazio maçının o gün söylediğim konuyla örtüştüğünü düşünüyorum. Galatasaray ve Lazio’nun bu sezon Avrupa Ligi’nde başardıklarından sonra bir play-off maçı oynuyor gibiyiz. Herhangi bir sıkıntı olmadan da gelebilirdik buraya. Lokomotiv maçında çok gol kaçırdık. Ama şunu bilmemiz gerekiyor ki, Lazio aynı grupta yer aldığımız, bitiricilik seviyesi yüksek olan bir takım. Böyle bir rakibe karşı oynayacağız. Beraberliğin de bizi daha avantajlı kıldığı bir ortamda, gecenin maçı olacağına inanıyorum. Şubat ayındaki maçı oynuyor gibiyiz aynı zamanda. Sanki bir Şampiyonlar Ligi grubu gibi demiştim, öyle mücadele ettik açıkçası. Ne mutlu ki buraya hiç mağlup olmadan, lider, ilk ikiyi garantileyip ve deplasmanda hiç gol yemeden geldik. Futbolcularımla gurur duyuyorum, Lazio’ya çok saygı duyuyorum. Sarri’nin her geçen gün oynatmak istediği futbolun Lazio’da oturduğunu görüyorum. Dikkat etmemiz gerekecek ama şampiyon karakterini taşıyan iki takımdan bahsediyoruz. Güzel bir maç olacak.”
“DOKTORLARIMIZDAN GEREKLİ İZNİ ALARAK BURAYA GELDİM”
Hastanede gördüğü tedaviyle ilgili gelen soruya yanıt vererek rahatsızlığıyla ilgili son durumu açıklığa kavuşturan deneyimli çalıştırıcı, “Pazartesi günü başlayan ağrılarım, mide ve bağırsak sistemindeki ağrı şikayetlerim, sonrasında bir rahatsızlığa dönüştü. Geceyi hastanede geçirmek zorunda kaldım. Açıkçası kimseyi telaşlandırmak istemedim. O yüzden herhangi bir paylaşımda veya bilgilendirmede bulunmadım. Tetkikler devam ediyordu. Sonrasında bazı operasyon ihtimallerinin olduğu masaya konunca, doktorlarımızdan gerekli izni alarak, hem antrenmana gittim hem de takımımla burada beraber oldum. Buradan sevgili Dursun Buğra hocam nezdindeki tüm doktorlara teşekkür ediyorum. Tüm arayan, soran, ilgilenen, geçmiş olsun dileklerini ileten herkese de çok teşekkür ediyorum. Döndükten sonra ihtimallerden birisi operasyon. Olabilir ama çok şükür iyiyim, burada olmaktan da son derece mutluyum. Onlarla pazarlık edilmez ama sağ olsunlar bana izin verdiler. Allah’a şükür iyiyim” ifadelerini kullandı.
“İTALYA’DA BANA KARŞI OLAN SEVGİ, HERKESE NASİP OLACAK BİR ŞEY DEĞİL”
“İtalya’da olmaktan son derece mutluyum” diyen Terim, şunları söyledi: “İtalya benim ikinci vatanım. Burada çok mutlu günlerim oldu, çok iyi ilişkilerim ve dostlarım var. Aşağı yukarı her hafta sonu Serie A’dan bir maç izliyorum. Son yıllarda futbol kalitesinin yeniden artmasıyla müthiş bir lig olmaya başladı İtalya Ligi. Şampiyon karakterini taşıyan çok takım olması da İtalya Ligi’ni çok çekişmeli hale getiriyor. İtalya Ligi’ne hiç yabancı değilim, çok da yakından bilen biriyim. Her zaman İtalya’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Bu kadar yıl geçmesine rağmen İtalya’da ayak bastığım havalimanından şu ana kadarki bölümde bana olan sevgiyi gördükçe çok daha mutlu oluyorum ve gurur duyuyorum. Bu kadar yıl geçmesine rağmen sevgide hiçbir şey değişmemiş. Terim kelimesinin onlara yetiyor olması beni çok mutlu ediyor. Bu herkese nasip olacak bir şey değil. Yaşamak lazım.”
“UMARIM OYUNCULARIM YARIN BENİM İLK TEDAVİMİ MAÇTAN SONRA YAPMIŞ OLUR”
“Rahatsızlığınız sonrasında oyuncularınız bu maçtaki galibiyeti size hediye etme yönünde bir motivasyona sahip mi” sorusuna Fatih Terim, “Oyuncularım bir hediye verirler mi? İnşallah. Onlar da üzüldüler çünkü. Çok uzun teknik direktörlük yıllarımda bir gün antrenman kaçırmış değilim. Yoktur neredeyse. Gittim, çıkamadım ilk gün. O da var. Onlar da duydular. Oyuncularım benimle beraber Galatasaray camiasına da bir hediye verecekler. Onlarla gurur duyuyorum. Saha dışında bu profesyonelliği geride bırakıp samimiyetle hem camiasını hem teknik direktörlerini hem taraftarını hem başkanını seven futbolculara sahibiz. Umarım yarın ilk tedaviyi maçtan sonra onlar yapmış olur” yanıtını verdi.
“NEYİ SORSAK İLLA BİR ŞEY BULUYORLAR, KURAL DEĞİŞİYOR”
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından aldığı 6 maçlık men cezası ve Galatasaray’ın maruz kaldığı hakem hatalarına yönelik gelen soruya yanıt veren Terim, şöyle konuştu: “Marsilya maçından önce de benim hakemlerle ilgili konuşmam yönünde çok beklenti vardı. Ben o gün saha dışındaki konuların tur mücadelemizin önüne geçmemesini istediğim için konuşmamıştım. İlk iki sırada yer almayı garantiledik ama önümüzde çok ciddi bir birincilik hedefi var. Buradan lider çıkmanın kulübümüz için, ülke futbolu için, ülke puanına katkı sağlaması için, prestij açısından ve ekonomik açıdan çok ciddi sonuçları olacak. Bu bir meydan okumanın olumlu geri dönüşü. Bu konular hakkında konuşmam konusunda beklentiler olduğunu biliyorum. Dünyanın hiçbir yerinde bu oyunun en büyük aktörlerinden biri olan teknik direktörlere bu kadar kolay ve uzun süreli ceza vermezler. Bu kadar ağır cezalar çıkmıyor. Uluslararası bir platformda olduğumuzda daha değişik oluyor. Ben de uluslararası bir platformda olduğum için söylüyorum. İngiltere’deki büyük maçlarda kavgalar var, atışmalar var. Kimsenin ceza aldığı yok. Çünkü kimse ceza vermek için bakmıyor, öyle yaklaşmıyor. Burada olsaydık, onlar bizde olsaydı 5’er, 6’şar maçtan aşağı almazlardı. Derbi oynuyorsunuz, rakip sahada atıldınız, 50 bin kişinin içine girip izlemeniz lazım, yoksa 4 maç yiyorsunuz. Saçma sapan bir madde. Buradan şöyle bir yanlış anlaşılma çıkmamalı. Biz kimsenin tolerans görmesini istemiyoruz. Bir olayın sonucuna bakarken, o olayın oraya neden geldiğini de iyi bilmek lazım. Atıldığım maçta alkıştan atıldım. Önce çizgiye bastım, sonra alkıştan atıldım. Alkış ne zaman, 15-20 kişinin bizim korner çizgisine girmesi, ilk defa görülmüş bir şey. Sen orada olacağına bizim buradasın. Tiyatral kabiliyeti yüksek bir hakem. Bizim aklımızla alay mı ediyorsun? Son 50 senedir milyonların gözü önünde yaşıyorum. Gizli saklı bir şeyim yok benim, bir şey yaptıysam yaptım diyorum. Bunu görmeyin, mazur görün hiç demedim. Karagümrük maçında bana ceza veren temsilciyi, Hatay maçına gönderiyorsunuz, yetmiyor yine Fenerbahçe maçına gönderiyorsunuz. Abdurrahman Arıcı’ya sormak lazım, başka kimse yok mu? Galatasaray’ın son 3 maçına bakın, VAR hakemlerine bakın. Kimse böyle bir trio denk gelmiş midir? Sanki kuralı bilmiyoruz, her dakika bir kural anlatılıyor. Bu VAR hataları azaltın diye var. 6’ya çıktınız, birbirinizle anlaşamıyorsunuz. Ben yapmadım, yanlış anlaşıldım demek en kolayı. Biz böyle de demiyoruz, yaptık diyoruz. Hepsinin de bedelini öderim, ödüyorum da. Hiçbirini de unutmam, hiçbir şeyi de unutmam. Marsilya’da bize verilen penaltı mıydı? Hayır. Dokunmamış bile Kerem. Bir şey söyledik mi? Hayır. Neden söylemedik? Onlar size değer verip, size anlatıyor. Herkes hata yapıyor. Orada bir sıkıntı yok. Yine ilk Marsilya maçının ilk devresinde hakem gol pozisyonunda Alex’in önünde durdu. Yüzde 100 gol pozisyonu. Devre arasında hakeme söyledik. ‘Üzgünüm, kötü bir şans’ dedi. Bunun üzerine ne diyebilirsiniz? Biz de bir şey söylemedik. Konuşmaktan korkmayın. Konuştuğunuz zaman infial aşağı iner. Biz teknik direktörler, oyuncularla beraber belki de yaşam kalitesi 90 dakikada çizilen insanlarız. Her maçın hemen ardından dakikalar boyunca o terle, o heyecanla, o sinirle, o stresle hepinizin sorularınızı cevaplıyoruz. Cevaplamak da zorundayız. Yayıncı kuruluşa gidiyoruz. Tüm gazeteci arkadaşlarımıza cevap veriyoruz. Tüm bunları yaparken, cezaların da sınırında geziyoruz. Dikkat etmemiz lazım yine ceza yemeyelim diye. Neden milyonlarca kişinin yanıt beklediği insanlar, milyonlarca hayatı etkileyen kararları hiçbir şekilde açıklamıyorlar? Biz çıkıyoruz, yanıt veriyoruz. Onlar niye yapmıyor? Aslan gibi de stadyumdan ayrılıyoruz. Onlar bunları açıklamadığı gibi, statlardan da gizlice ayrılıyorlar. Ne zaman sorsak, kural değişiyor. Neyi sorsak illa bir şey buluyorlar, kural değişiyor. Belki kural değişmiştir ve bizi ikna ederler. İnsanlar da onları haklı bulur.”
“KAZANMAK İÇİN OYNAYACAĞIZ, BEN HER YERDE KAZANMAK İSTERİM”
“Beraberlik bize yetiyor ama o felsefeyle çıkmayacağız” diyen Terim, “Belki Lazio bizi yaslayabilir. Tempolu presle başlayacaklarını düşünüyorum. Ama oyun içerisinde kazanmak için oynayacağız, benim karakterimi iyi tespit etmişsiniz. Her yerde kazanmak isterim. Anlayışımız budur. Oyun sonunda beraberliğin bizi lider yaptığı bir ortamda oyun başlarken daha beraberliği kafasına koyan bir takım olamayız. Öyle olursak kaybederiz. Defansif olarak önlemlerimizi alacağız ama bir puan bize yeter, böyle oynayalım düşüncesiyle çıkmak bizi kaybettirir. Lazio hücumu seven ve iyi yapan bir takım. Her an her şeyi yapacak oyunculara da sahip. Ben de Sarri’yi çok takdir ediyorum. Oyun anlayışını çok beğeniyorum ve kendisine saygı duyuyorum. Defalarca kendisini kanıtlamış, büyük bir hoca olarak görüyorum. Oynattığı zevkli futbolu da her zaman izlemeye çalışıyorum. Yarın bakalım ne olacak? Bir tek şey Galatasaray için önemli, iki takım da garantiledi. Bunu sahaya yansıtırız veya yansıtamayız ama gelmeden önce oyuncularıma Lazio analizi yaparken, son cümlem şu oldu: ‘Biz play-off maçı oynuyoruz. Şubattaki maçı da oynuyoruz. İki maç birden oynuyoruz. Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok, garantilemişiz. Muhteşem gelmişiz. Önemli bir başarımız var ama en büyük başarı buradan lider dönmek.’ Kaybetmekten korkmayan bir takımım var. İyi oynarız, kötü oynarız, oynayamayız o ayrı bir şey” dedi ve sözlerini noktaladı.
Fatih Terim basın toplantısının sonunda İtalyan basın mensuplarına İtalyanca veda ederken, basın toplantısının tercümanına da büyük övgülerde bulundu ve kendisiyle fotoğraf çektirdi.